ÖĞRETMEN KALİTESİ ARTIRILMAZSA MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ YETMEZ

Muzaffer Karadağ
Muzaffer Karadağ
ÖĞRETMEN KALİTESİ ARTIRILMAZSA  MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ YETMEZ
06-02-2017

Kaliteli eğitim; kaliteli öğretmenle sağlanır. ´´HİÇBİR ÜLKENİN EĞİTİM KALİTESİ, ÖĞRETMEN KALİTESİNİ AŞAMAZ.´´  Bütün gelişmiş ülkelerde eğitimin ana merkezinde öğretmen vardır. Eğitimde kaliteyi artırmanın ilk adımı nitelikli öğretmen yetiştirmek ve öğretmene hak ettiği değeri vermektir. Eğitim planlamalarının merkezine öğretmen oturtulmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde herkes öğretmen olmaz iken bizde açık öğretim mezunlarından öğretmen atayarak; ´´Hiçbir şey olamıyorsan öğretmen ol´´ uygulaması var. Türkiye´nin eğitimde en zayıf karnı öğretmen niteliği ve öğretmeni güçlendirmeye hiç önem vermemesi. Eğitimde başarısızlığın sebeplerden birincisi kesinle öğretmenlerin ihmal edilmesidir. Bizde öğretmenlerin milli gelirden aldığı pay çok düşüktür.
25 milyon öğrencimizle artan derslik, tablet sayılarına ulaştık ama Eğitimin ruhunu kaybettik. Araştıran, soran, sorgulayan, okuyan, üreten bir zihniyetten ziyade tüketen, tüketimle mutlu olan nesiller yetiştirdik.
  OECD ülkelerinde ortalama ilköğretimde öğrenci başına düşen harcama 6.430 dolar iken Türkiye´de bu rakam 1.130 dolar. MEB, PISA sonuçlarını değerlendirirken ; ´´Eğitime ayrılan bütçeyle ancak bu kadar oluyor. Eğitim bütçemiz yetersiz. Eğitime ayrılan bütçeyi artırmamız gerekir´´ dedi.
 ´´Yazılım, kodlama, algoritma çağındayız. Bilgi, akıl ekonominin dinamosu. Fen liselerini çoğaltıp zekamızı keşfetmedikçe kalkınıp, güçlenmemiz imkansız.´´
Çağdaş medeniyet iki dal üzerinde durur: Filoloji ve matematik. Bu iki dalda iyi eğitim veremezsek üniversitelere hazırlıksız insan gelir. Kurucusunun geometri kitabı yazıp terimleriyle ilgilendiği, tanınmış matematikçiler çıkaran bir milletin çocukları bugün PISA´ da matematikten kötü not almamalı. Ortaokullarda matematik ders saatlerini bir saat daha artırmalıyız.
YÖK yüksek lisans ve doktora kontenjanlarının paylaştırılmasında matematik ve fen bilimlerine ağırlık vermelidir. Bilim ve teknoloji çağını başka şekilde yakalayamayız. Araştırma görevlisi alımlarında torpili terketmeliyiz. Üniversite hocalarının torpille üniversite hocalığına alındığı ülkede ne bilim üretilir, ne de bilim insanı yetişir. ALES, diploma notları esas alınarak araştırma görevlisi alınmalıdır.
Bazı kazanımlar gerçeklikten uzak, ulaşılması güç hedeflerdir.  Okul donanımı, öğrencinin sosyo-kültürel ortamı ve sınıf mevcutları göz önüne alındığında bölgesel farklar, bir revizyon yapılmaz ise hedef kazanımların bazıları müfredatta ve kağıt üzerinde kalacaktır.
İHL orta kısmını açarken meslek liselerinin orta kısmını neden açmıyoruz? Meslek lisesine gelen çocuklar kas gelişimini tamamladığı için tornavida tutamaz hale geliyor. Yine Anadolu liselerinin orta kısmını neden açmıyoruz? Geçmişte Anadolu liselerinin başarılarının en önemli nedenlerinden birisi orta kısımlarının olmasıydı.
İlkokul 2. sınıftan itibaren İngilizce dersi okutulmaktadır. Ana dilimiz Türkçeyi tam öğrenmeden okuma-yazmaya yeni başlamış ilkokul ikinci sınıflara yabancı dil okutmak doğru değildir, bundan vazgeçilmelidir.
Bitişik eğik yazı uygulaması zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Çünkü; İlkokul birinci sınıftan itibaren bitişik eğik yazı öğretip, uygulattığımız halde birinci sınıf dahil bütün ders kitapları düz yazı ile hazırlanmıştır. Bu durum  öğrencilerde karmaşaya yol açmaktadır. İlkokul ikinci sınıflara İngilizce dersinde; İngilizce öğretmenleri bitişik eğik yazıyı, öğrencilerde düz yazıyı bilmemektedirler. İngilizce öğretmenleri yazı tahtasına düz yazı yazmaktadırlar. Bu durum çocuklarda karmaşa, kötü yazıya (biraz bitişik eğik, biraz düz) neden olmaktadır. Bitişik eğik yazı ile rakamlar yazılamıyor, düz yazıyla yazılmak zorunda kalınıyor. Ölçü birimlerini gösteren simgeler bitişik eğik yazıyla yazılamamaktadır, düz yazıyla yazılmak zorunda kalınmaktadır. (metre: m, litre: l, ton: t gibi)
Öğrencilerimize yeterli estetik, sanat eğitimi veremedik. Bunun sonucunda öğrencilerimiz stresli insanlar oldular. Müzik, resim, tiyatro gibi sanat dallarından uzak kalan öğrenciler gergin oldular. Bağlama, ney, ud, ebru kurslarına katılan öğrencilerin ruh eğitimleri tamamlanır, öğrencilerin beyinleri de dinlenir ve başarıları artacaktır.
 Spor yapacak zaman ve mekanı, ortamı oluşturamadık. Spor yapmadan uzak öğrencilerde depresyon arttı. Spor yapan öğrencinin beyni dinlenir. Okullarımızın çatıları kaldırılarak; Basket, voleybol, halı sahalarına dönüştürülmelidir. En kısa ve ucuz yoldan, arsa aramadan spor alanları oluşacaktır.
En mükemmel müfredat yapılsa bile o müfredatı uygulayacak öğretmenlerin kalitesini artırmadan, öğretmenlere hak ettikleri maddi-manevi değeri vermeden, eğitimde başarı sağlanamaz.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?