Olmayan Ülkenin Pastacıları

Alper Duran
Alper Duran
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019

İddia; İnsanlar maalesef kendilerine verilen nimetin şükrünü eda etmek yerine, verilmeyenlerin yasını ve hayıflanmasını tercih ediyor. Bu hayıflanma, hem Allah´a, hem devlete, hem çalıştığı kuruma ve topluma karşı devam edip gidiyor. Haddini aşınca da Yardana isyankâr, devlete asi, kurumuna ve topluma karşı ise uyumsuz bir tip haline geliyor. Bu kişilerin içinde bulundukları işlerin hemen hepsinde gizli veya açık bir hedef vardır ve bunlar için dava veya ?fi sebilillah? anlayışı denilen her husus, sonuç için bir araç konumundadır. Bütün mesele bugün veya yarın yiyeceği pastadır.

İzah ve ispat; İnsanlık tarihinin her döneminde nice farklı tiynette insanlar varolmuş, ancak son dönemlerdeki döneklik derecesine hiç gelinmemişti. İdealler, söylemler ve görüntü icraatları havada uçuşurken; kalp, yürek ve samimiyet yerlerde sürünmektedir. İşin daha kötüsü bu pastacıların çoğu hakiki davaların savunucusu haline gelmiş olmalarıdır. ?Kargalara kalan dünya? tabiri bu olsa gerektir. Şayet bir fikir, bu yüzleri kuzu ruhları kurtlara kalmışsa; o davanın da hükmü de yok olmuş demektir. Çünkü fikirler ve şahıslar birbirlerinin ayrılmaz parçasıdır. Bugün baktığımızda dengesiz, üslupsuz, yalaka ve yalancı tiplerin büyük laflar ettiği görülmektedir. Kanaat önderi gibi gözüken, cemiyetçilik ile sanki doğru kelamlar ediyormuş görüntüsü veren, falanca derneğin, filanca vakfın başkanlığını veya yönetimini işgal ederek bir hülyaya kavuşmak isteyenler, şu an itibariyle ortalıkta davacılık oynamaktadır. İşlerine geldiklerinde hükümete muhalif olurken, tayin ve terfi işlerinde hükümetin temsilcilerine ve sendikalara kuyruk sallamaktan geri durmayan bu tipler, bugünkü dünyanın istikbalde kahramanı olarak boy göstermektedir.

?Delikanlılık zor bir meseledir? derdi bir ağabeyimiz. Yıllarca bu memleket ve millet için çalışan ve gayret eden rahmetli Erbakan Hocam ?ne yaptımsa Allah rızası için yaptım? derdi. Bu söz bir hayat felsefesi içinde mana bulur. Yoksa sağda solda atılan nutuklarla, fotoğraflarla, altı boş sözlerle Allah´ın rızasının derdi yürütülemez. Evet, söze gelince pastacılarda Allah rızası için yaptıklarını ifade etmektedir, lakin neyi diye sorarsanız iftirayı, yalanı, fitneyi, hasedi, düşmanlığı, hilekârlığı, fesadı ve gayri insanı ne denli haslet varsa bunları haşa Allah rızası adı altında yapmaktadırlar. Memleketimizde önemli bir zümre bu hastalığa duçar olmuş ve belirtilen bu manevi hastalığın köleliğini yapmaktadır. Delikanlılıktan bahsetmiştik, ama bu zümre kırık ayna gibi asla düz bir suret gösteremez. Zira ayna üzerindeki çatlaklar vesilesiyle karşısındaki her şeyi eğri gösterir. Bu adamların mahkemesine tanık olarak giren, sanık olarak hapse düşer. Durum bu denli vahimdir. Çünkü ahlak sıkıntısı vardır. Merhum Nurettin Topçu ahlak sıkıntısını şöyle izah etmektedir ?türlü sefaletlerle ihtirasların parça parça böldüğü hasta bir vücudu andıran İslam dünyası, en bedbaht devirlerinden birini yaşıyor ve her İslam memleketinde ruhlar birbirinden ayrılmış, birbirlerine saldırıyorlar. Her sene yüzbinlerce dolan Kâbe´nin etrafında ruh birliği ve beraberliği meydana gelmiyor. Bunun sebebi ne siyasi, ne iktisadi, ne de esasında ilmi ve fikridir. Bu halin sebebi islamın temeli ve kuranın özü olan ahlakın kaybedilmiş olmasıdır?? Ahlakını kaybetmiş insandan her türlü zulüm, tefrika ve iftira beklenir. Ancak toplumda ahlakını kaybetmişse, bu pastacıların tekeri döner ve her defasında başka birinin üzerinden geçer. Ahlaklı toplum ise bunlara itibar etmez ve içinden temizler.

Devam edecek?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?