Sağım Solum

Alper Duran
Alper Duran
Sağım Solum
02-05-2019

Sağcılık ve solculuk bizim topraklarda yetişmesi mümkün olmayan, dalları ve yaprakları yapay bir ağacın zehirli meyvesinin iki yarısıdır. Hâkim düzenin ülkelere ve zamana göre oynattığı figüranlarının ezber ideolojisi. Kimine eşitlikçi ve hürriyetçi rolü, kimine muhafazakâr ve varolanı koruma rolünün verildiği ve birbirinin zıttından beslenen canavarın iki başı. Benliklerini kaybedip yeni bir yol, yeni bir hüviyet ve elbise arayışında olanların sığınabilecekleri kalın, lakin soğuktan asla koruma özelliği olmayan yalan bir giysi.

Batıda sol, kiliseden ve onun kaba, gerici ve baskıcı zulmünden intikam alan bir mücadelenin adıdır. Avrupa´da yerleşik düzeni koruyanlara karşı solun başarısı kendi içindeki durum ve şartların bir sonucudur. Ancak bu durum her yerde aynı sonucu vermez veremez ve dahi vermedi. Avrupa´da kilise zihniyeti ile mücadele edip terakki elde edilince bizdeki silik beyinliler, ilerlemek için dinle mücadele etme yoluna giriştiler. Bu durum ufuk çapsızlığının son safhasında yer almaya denkti. Kilisenin ruhbanlık anlayışını İslam´ın ilim ve şahsiyet emri ile ayıramayan, benlik ve egoist ruhsuzluğunu bütün insanlığı kucaklayan o engin bakışıyla bir tutan hakikatte yobaz zahirde ilerici ve aydınlar hem solculuğun hamallığını yapmaya başladı, hem de bir tepkisel grup olan sağcılığın doğmasına neden oldu.

Türk´ün töresi ve İslam´ın şeriatından ayrılanlar Avrupa´nın cinayetler serisine tamah ettiler. Hafızalarını zımparalayıp eskiyi ayaklar altına alma konusunda hızlı ve gayri insani tavırlar sergilediler. Türkiye´de solculuğun Rusya üzerinden bir akım haline dönüşmesi ise fikri bir ucubeliğin tezahürüdür. Mana fukaralığı, ithal yüzsüzlük, haysiyetsiz iftira ve yabancı tiryakiliği ülkeyi kasıp kavurken; buna karşı çıkıp ve kendini mecburi bir sağ cenahta bulan ve görenler ise yeni bir vicdani ses olma yerine tepkisel bir algı içinde sözlerin anlamını ötelediler. Mesele sağ ve sol mecrasından çıkıp kominizim ve faşizm boyutlarına ulaşınca irfansızlığın doğal bir sonucu olan çatışma ortamına ya da safhasına geçildi. Kızıl günahkârlar mücadelesini Ankara´dan Manisa´dan Trabzon´dan, Erzincan´dan, Bitlis´ten, Edirne´den velhasıl şu memleketin her hangi bir yerinden değil de Avrupa´dan evrilmiş Moskova adına yaparken karşısındakiler ezberci, fikri rüştünü ispat edememiş, hamasî nutuklarda şuurunu kaybetmiş bir şekilde karşılarında durdular. Her iki tarafta kendi ülkesinin vatandaşını dahi öldürme vandallığını sağcılık ve solculuk denen çöl serabı için yaparak hadlerini aştılar.

Hangi asil mefkûre öldürmeyi makul görebilirdi. Bütün dillerin mütercimleri bir araya gelse bile bunu izah edecek bir yol bulmaları mümkün değildir. Bizim ülkemizde sağ ve sol akımı, şeytanın iki tarafı karşı karşıya getirip bu duruma feryad eder gibi yaparken çılgın bir zevkle insanın fıtratının tahribatını izlemesi sürecidir. İşte bu süreç benim güzel vatanım da yıllarca sürdü ve İblis her gün karanlık kasırgalar estirdi. Gençler baharında hayatlarına nokta koyarken darbeler bile neredeyse meşru bir vasıf kazandı. Maskara kâhyalar gibi sahneyi iyi değerlendiren siyasiler ise, sağ ve solun sayesinde iktidarcılık oyununu atlarıyla ve okullarıyla iyi idare ettiler.

Fikri ve icracı akımlar mektepler, meclisler, düşünceler ve bunların felsefi nazarını konuşur. Hayalperestlikten uzak ideal bir şöhretin kavgasını ve mücadelesini verir. Zirvelerden bahseder ve şiddetperestliği avami bir ihtiras ve girdap olarak tanımlar. Bir fikrin mücadele aşkı ve tarafı olabilir, lakin asla hürriyet için canilik, terakki için vandallık, huzur için hariciyenin köleliği ve iktidar için karşı tarafı tahakküm edici bir zelzele oluşturmaz. Ancak bizdeki sağcılık ve solculuk mazisi tedirginlik, fikirsizlik, rezil bir realite, çelimsiz hakikat, Moskovacı hareket, Maocu bakış, Avrupacı havari, şiirsiz aşk, endişe ve katillikle doludur.

Diline ve dinine yabancılaşma bize başkalarının kelimeleriyle konuşma ve başkalarının akımlarıyla yol alma zorunluluğuna itmiştir. Nihayet günümüze geldiğimizde solcuların sağ parametreler ile siyaset medya ve içtimai mühendislik yaptığı görülürken; sağında sol kavram ve bakış açısıyla eğilimler içerisinde olduğu görülecektir. Bu komiklik bugün devam ettiği gibi bundan sonra da zaman zaman kaymalar ve Kopmalar yaşanarak devam edecektir. Zira ne sağcılıktan ne de solculuktan yadigâr olarak bize kalan ve neslimize emanet edeceğimiz herhangi bir ikbal ve bu ikbal de ihtişamlı bir plan ve kader yoktur.

Sağ ve sol başta olmak üzere; diğer ithal kavram ve akımlar ile menzile ulaşmak mümkün değildir. Zira mecalsiz yollar kuvvetli ve kudretli sistemler asla oluşturamaz? Vesselam?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?