Sayılı günler kaldı, tamı tamına 36 gün. Belki de Türkiye'nin kaderinin gerçekten değişeceği çok ama çok önemli bir seçim.
Bu seçimin belirleyici özelliklerinden birisi de tabi ki “Z Kuşağı”. Ama bu kuşak maalesef ki bazı gerçeklerin farkında değil.
Doğru sandıkları yanlışlar, yanlış diye inandıkları onca doğru var ki... Büyük bir kısmı sadece büyüklerinden, çevrelerinden duydukları kadarıyla oy kullanmak için sandık başına gidecek.
Bu kuşağın yanında yine çok belirleyici bir kesim ise orta yaş ve yaşlı kesim. Bu kesim görüş olarak neredeyse z kuşağı ile tamamen farklı düşünüyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı da seçimin büyük bir rekabet içerisinde geçeceği kesin. Her iki taraf da her an kendi doğrularını birbirlerine empoze etmeye çalışıyor.
Yaşlı kesim, yıllar önce yaşadıkları zorlukları ve unutulmaz olayları bu seçim için belirleyici bir neden olarak görürken z kuşağı ise kendince belli şeylere bakarak karar vermeye çalışıyor.
Peki doğru olan hangisi derseniz, bu cevabı siz değerli okuyuculara bırakmak istiyorum.
Bir tarafta geçmişten gelen maalesef ki acı tecrübeler yaşamış insanlar , diğer tarafta ise aslında belli zorluklar dışında gerçek zorluklarla çok fazla karşılaşmamış bir “Z Kuşağı” var.
Bunca karmaşanın içerisinde doğru olan ise herkesin olaylara, kişilere bakış açısıyla alakalı. Sadece çevreden duyduklarımızla değil de gerçekleri araştırarak karar vermek en doğrusu.
Evet şuan içinde bulunduğumuz bazı zorluklar tabi ki var ama bunlar sandık başına geçtiğinizde bize yol gösteren tek sebep olmamalı.
Ülkemizin, milletimizin, geleceğimizin selameti için bu süreçte her şeyi enine boyuna düşünmeli ve sandık başına öyle gitmeliyiz. Bu seçim ülkemiz için çok kıymetli.
Kendimiz, geleceğimiz, milletimiz için en doğru kararı en doğru şekilde vermeliyiz.