Bundan tam üç yıl önce; Beşiktaş´ta emniyet mensubu gencecik 40 polisimizi ve altı vatandaşımızı, toplam 46 VATAN evladını, hain bir saldırı sonucu şehit vermiştik. Allah, şehadetlerini kabul buyursun... Terör Tarihin derinliklerinde; hep bir kara leke olarak kalmıştır, tazeliğini hala korumaktadır. Daha dün gencecik 2 Vatan evladını toprağa verdik.
VATAN ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYANIN bir dua niyazındaki şiirini; tüm şehitlerimize ithaf ediyorum.
Biz, kısık sesleriz... minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allah´ım!
Ya çağır surda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allah´ım!
Mahyasızdır minareler... göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allah´ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah´ım!
Bize güç ver... cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah´ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah´ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah´ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah´ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah´ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah´ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah´ım
Bu arada, zaman zaman, Sayın CUMHURBAŞKANIMIZIN şiirini okuyarak gündeme taşıdığı; büyük Şarimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Üzülerek ifade edelim ki; bu kadar büyük değerlerimizi tanımadan, onlardan haberdar olmadan yetişen bir neslimiz var. Büyük şairimizin eserlerinden bazıları NAAT, BAYRAK, FETİH MARŞI, şiirleri hep kulaklarımızı çınlatmaktadır. SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN, OKUMASI SAYESİNDE; GENÇLERİMİZ, BU ŞİİRLE TANIŞTILAR.
Kimi zaman, Sokaklarda, her siyasi partiden gençler; YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAHÜEKBER, diye slogan atıyor. Bütün gençler; hep birlikte; teröre lanet ederek, tezahürat yapıyor. Demek ki; bu gençlerin genlerinde Memleket sevgisi vardır. Önemli olan, Memleket sevgisini yeşertecek ana damarla beslemektir. Onları Memleket sevgisi ile donatacak, değer yargıları ile yetiştirmektir. Bundan sonra; tek amaç bu olmalıdır.
Teknolojinin bu kadar ileriye gittiği ifade edilen günümüzde, sanat, edebiyat ve kültür açısından, ne kadar ilerlediğimiz tartışılmalıdır. Bilişim teknolojisinin esiri olan yeni yetişen nesillerimiz sanat ve edebiyata ne kadar ilgi duymaktadırlar. Unutmayalım, bir medeniyet kendi kültürü ile birlikte gelir. Asırlarca Dünyaya kendisini Medeniyeti ile tanıtmış olan ceddimiz, sanat ve edebiyat sahasını da; ihmal etmemişlerdir.
Şunu da söylemek gerekir. Sanat ve Edebiyat, Kültür insanları birdenbire ortaya çıkmıyor. Onların yetişmesi için; zeminin uygun olması gerekir. O zemini, Devletin geleceğini düşünen yönetenler; alt yapısı ile birlikte hazırlamak zorundadırlar. Tüm kültürel faaliyetleri, destekleyici, teşvik edici ortamların hazırlanması gerekir. Tüm bu değerlerimizin, eğitim kurumlarımızda, yetişen nesillerimize yeteri kadar tanıtılması şarttır. Bu aynı zamanda Milli bir görevdir. Senelerce; Dünyada ne kadar gereksiz, bize faydası olmayan bilgi aktarımlarının, bu okullarda öğretildiğini biliyoruz. Özümüzden yetişmiş, her şeyi ile bizim kültürümüzün değeri olarak ortaya çıkmış ve tarihe mal olmuş, bu insanların ve eserlerinin yeteri kadar tanıtılması gerekir.
Bu nedenle, Eğitim ve Öğretim kurumlarında; Gerçek tarihi tanıtan çalışmaların yapılması gerekir. Ataları ile yabancılaşan, çatışan değil; atalarını tüm gerçekliği ile kabul eden ve onlarla gurur duyan bir nesli inşa etmemiz şarttır. Köksüz medeniyet olmaz...
Devam edecek...