Bu sorularım, kendileri Ülke vatandaşı olduğu, tamamen yerli ürün ürettikleri halde; ürettikleri mallara sınırsız zam yapıp, Ülke insanını madur etmek isteyenleredir.
Amacınız nedir? Gözünüz doymadı mı?
Doları bahane ederek; üç-beş misli zam yaparak, elde ettiğiniz paraları; nasıl yiyeceksiniz?
Dolar eğer düşerse; aynı mantıkla, fiyatlarda indirim yapacak mısınız?
Böyle bir fırsat çıkması için; dua mı ediyordunuz? Yazıklar olsun... Haksız kazanç elde edenlere... Allah, O, kazançlarınızı sizlere yemeyi ne kadar nasip eder; bekleyip göreceğiz...
Şu an Ülke gündeminde, o kadar yoğun olaylar var iken; Ülkenin geleceği, istiklali, söz konusu iken; bir de, iç piyasada haksız kazanç peşinde olan, zamcı esnaflarla, uğraşıyoruz.
Kim bunlar? Nereden geldiler? Bizim insanımız olabilirler mi? Hangi topraklarda yetişmişler? Hangi değer yargıları ile, büyümüşler?
Bunlar dilim varmıyor amma; işgal kuvvetleri, gibi algılanmalıdır...
Neden? Çünkü, Ülke insanımızın yaşadığı insani olaylar, her gün, haberlere yansımaktadır. Kendisi asgari ücretle çalıştığı halde; bulduğu yüklü miktardaki parayı sahibine teslim edenler bu Ülkenin gerçek sahipleridir... Bankamatikte bulduğu parayı; sahibine telim edenler; Bu Ülkenin gerçek sahipleridir...
Haram olgusunu kabul ederek; kıt, kanaat hayatını devam ettirenler, Bu Ülkenin gerçek sahipleridir... Hala Dünyada, nerede olursa olsun; mazlumun yanında olan, Ona yardım için koşan insanlar; Bu Ülkenin gerçek sahipleridir... Dünyada bu konuda; birinci sıraya yerleşen merhamet sahipleri; Bu Ülkenin gerçek sahipleridir... Kendisi raporlu hasta olduğu halde; doktorun kendisine bir-kaç kutu ilaç yazmasını istemeyen, belki, O yazacağın fazla kutuları kullanmadan vefat ederim. O, ilaçlar boşa gitmesin diyen, insanlar; Bu Ülkenin gerçek sahipleridir...
Bütün ailesini kaybeden çocuğun ağlamasını kesmek için, onu emziren ve de; susmasını sağlayan insanlar, Bu Ülkenin gerçek sahipleridir... Canını feda etmekten çekinmeyen, Ailenize bir mesajınız var mı? diye sorulunca; cevap olarak; ´´Beni beklemesinler.´´ diyen insanların ruhu, Bu Ülkenin gerçek sahipleridir...
Başkalarının çocukları, rahat ve huzur içerisinde yaşasın diye; kendi çocuklarını ailesiz bırakanlar; Bu Ülkenin gerçek sahipleridir. Vatandaşa yardım olsun diye; Bütün pazarı satın alıp; halka dağıtılmasını sağlayanlar; Bu Ülkede yaşıyorlar... Başkalarının borçlarını, borçluların haberi olmadan; ödeyen insanlar; Bu Ülkede yaşıyorlar...
İnsanlık ölmedi, hala yaşıyor.... Siz göremiyorsunuz!!! Ey gözlerini para hırsı bürümüş, körler!!!
Siz, bu insanları, öldü mü sanıyorsunuz? Siz göremiyorsunuz, Hissedemiyorsunuz... Ruhunuz donmuş, gözünüzü para hırsından başka, bir şey görmez hale gelmişsiniz...
Duydunuz mu, Fırsatçılar? Bu anlattıklarım sizin için, bir şey ifade etmedi mi? O, zaman haksız kazanmaya, çalmaya, fakir, fukaranın sırtından avanta para kazanmaya devam.... Devaaammm... gözünüzü toprak doyursun...
HAKSIZ ZAM KOYARAK, HALKI SOYANLARA KİM DUR DİYECEK? BU SOYGUNCULAR BAŞKA ÜLKEDEN Mİ GELDİ?
Devletimizden beklentimiz; bu acımasız durumu yaşatanlara en ağır cezaları vermesidir. Para cezalarının ağırlığının yanında; hapis cezası da; getirmelidir. Devlet denetim işini sıklaştırmalıdır. Gerekir ise; Zabıtadan, hatta Devlet memurlarından görevli insanlar, oluşturmalıdır. Herkes sattığı ürünün faturasını, girdisini yazmak zorunda olmalıdır. Her ürünün detaylı bir şekilde; satılacak zamana kadar olan durumunu tespit eden belgeler olmalıdır. Zabıtalar, işportacı kovalamayı terk ederek; gerçek zam hırsızlarının peşine düşmelidir...
Ülkemizde var olan bir sıkıntıyı çoğaltma girişiminde olanlar; terörist durumuna bile; düşürülebilir. Ona göre, yargılanmalıdır. Burada söz konusu olan, Devletin geleceği, Vatanın bölünmezliği, Milletin bekasıdır... Bu değerleri hedef alanlar; ona göre cezalandırılmalıdır...
Esnaf ve ticaret erbabının haksız kazanç kazanmak için, takip ettiği tüm yollar tıkanmalıdır. Özellikle döviz ile ilgisi olmayan, ürünleri; dövizi bahane edip, fiyat yükseltme çabası içerisinde olanlar; hemen adli takibat altına alınmalıdır.
Cezalar ağır ve caydırıcı olmaz ise; Bu ekonomik işgalcilerin önü alınmaz... Bunu bilmek ve ona göre davranmak gerekir...
Geçen her zaman, her saniye; Devletin ve Milletin yıpranması adına, bir zaman kaybıdır.
UNUTMAYALIM, DÜŞMAN İŞGALİ, METRE, METRE YAKLAŞARAK, DEVAM EDER...
Allah, tüm bu yanlış içerisinde olan insanımıza akıl, fikir versin... Bir an önce bu yanlıştan geri dönsünler... Devleti yıpratmak, kimsenin görevi olamaz... Olmamalıdır...