Suçluları, suçsuzları ayırt edemiyoruz. Biz toplum olarak bu yanlışı yapıyoruz. Bilerek veya bilmeyerek...
Emniyetin tedbir amaçlı yapmış çeşitli zamanlarda, yaptığı araştırmalar neticesinde; tehlikeli gördüğü kimi insanların, göz altına alınması; sonucunda bazıları tarafından o, kişinin korunması, suçsuz insanmış gibi, ilan edilmesinin bedelini ağır ödedik. O, korunan insanlar; belirli bir süre sonra; kanlı katil oldular. Ne zaman konu; Vatan birliğini korumak, insanımızın can ve mal emniyetini temin etmek, amaçlı yasa çıkarmada iktidar ve muhalefet ortak hareket edecek? Merak ediyorum. Beyler, unutmayın söz konusu olan; Vatanın savunması, vatandaşın can ve mal emniyetinin korunmasıdır. Hatırlatalım, dedik. Sade Vatandaşın İdam talebi neden kaynaklanmaktadır? Onu araştırmak gerekir.
Bazı sokak olayları kimi zaman çığırından çıkmaktadır. İnsanımızın malına ve canına zarar gelmektedir. Doğal olarak, onlara karşı tedbir almakta; Devlet kurumlarının görev alanı içerisindedir. Zaten, Polisin olaylara müdahale etme karar ve yetkisi kendisine verilmiştir. Polis, kendisine saldıran, taş ve sopa ile üzerine gelen insanlara karşı ne yapacaktır? Bazen onlarında can taşıdığını unutur, gibiyiz. İnsanlar, demokratik bir hak olan; hak arama ve yürüyüş eylemlerini; sınırları aşarak kolluk kuvvetlerine saldırı eylemine, dönüştürmemelidir. Polisin, gerektiğinde hangi zamanlarda silah kullanılacağı da belirtilmiştir. Burada önemli olan iradedir, sabırdır? Eğer, amaç; can yakmak ise; o zaman polisin de kendisini koruması gerekir. Bu konudaki yasal boşluk doldurulmalıdır. Gerekirse; silah kullanma yetkisi alanı genişletilmelidir. Batıda bunun örnekleri oldukça fazladır.
Sokak olaylarında, Hem yaşı küçük olan çocukları kullanıyorlar, hem de görünüşte masum gibi görünen; aslında hiçte, öyle olmayan yanıcı ve yakıcı maddelerden oluşan el yapımı bombaları kullanıyorlar. Hem amaç; küçük yaştan itibaren, olayların içerisinde büyüterek, ileride daha iyi ve dayanıklı birer militan yetiştirmektir. Hem de bakın, kolluk kuvvetleri, çocuklara saldırıyor, imajını oluşturmaktır. Küçük sokak çatışmaları bunun için bulunmaz bir fırsattır. Önceden göz altına alınan gençler; küçük suçlar işledikleri için karakoldan veya hapishaneden çıkarken kendilerini birer kahraman gibi görüyorlardı. Etrafındaki insanlar tarafından öyle karşılanmaktadır. Böylece yaşı gelince de hazır kıta olarak, kendini kabul ediyor.
Yayınlanan mafya bari dizilerin de; buna katkısı olduğunu belirtmemiz gerekir.
Yasalardan amaç suç işleyen insanları caydırmak ise, demek ki; şu ana kadar verilen küçük ve yetersiz, caydırıcı olmayan cezalar onları caydırmıyor. Bu konuda kapsamlı, tatmin edici bir taslak hazırlanarak, yasal boşluk giderilmelidir. Asıl bu çocukları eyleme yönlendiren, onları teşvik eden insanlar bulunmalıdır. O, çocukların hesabı onlardan sorulmalıdır. Bu alanda uyuşturucu baronlarının, gençleri nasıl kullandığı, ortadadır. SOKAKLAR KİMİ, ZAMAN UYUŞTURUCU BAĞIMLILARININ CAN ÇEKİŞME SAHNELERİNE ŞAHİT OLMAKTADIR.
Eğer kanunlarda bir boşluk varsa; yeni yasama çalışmaları bunun için bir fırsattır. Eğer, istenilirse detaylı olarak konu incelenir ve bu anlamda yasal açığı giderici çalışmalar yapılabilir. Bunun giderilmesi aynı zamanda; yetişmekte olan, genç nesillerini de koruma altına almış olur. Bu konuda Aile ve sosyal politikalar alanında; kimsesiz çocuklar hakkında aldıkları kararları önemsiyorum. İnşallah kurulan; aile ortamında çocukların korunmasına yönelik çalışmalar, sonuç verecektir. SOKAK ÇOCUKLARI BİR NEVİ KORUNMA ALTINA ALINMALIDIR. Tüm suç şebekelerinin, gözü onların üzerindedir. En azından sokakta bali kullanarak, etrafı rahatsız edici davranışlar içerisinde olmaktadırlar.
Önemli olan kararlı ve emin olmaktır. Şiddete yönelik eylemlere küçük yaşta çocukların yönelmesini de önlemek bizim görevimizdir. Devlet, olarak bu kanayan yaranın durdurulması alanında çalışmalar yapmak zorundayız.
Polis vazife, yetkisi kanunu yetersiz geliyorsa; onun en kısa zamanda değiştirilmesi gerekir. Zararın neresinden dönülürse kar oradadır? Son günlerde ceza yasasına idam kararının konulmasına yönelik baskılar, artmaya başlamıştır. Neden? cezaların caydırıcı olmadığına dair iddialar mevcuttur. Bu durumun da değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Acımasız şiddet görüntüleri, kadın cinayetleri, sebepsiz yere insan öldürmeler, trafik yasasının açıklığından yararlanarak; insan hayatına kasteden trafik suçları; İnsanımızın cezaların artırılması, hatta bu cezaların içerisinde İdam yasasının da, gündeme gelmesini istemesi boyutuna ulaşmıştır. Çünkü, mevcut cezalar insanımız tarafından az bulunmaktadır. Bu da; toplumun kanayan yarasıdır... Toplum tarafından verilen cezalar kabul görmeyen, hayretle sonuçlanan davalar olmaktadır.
Adalet hissi asla zayıflatılmamalıdır... Adalete olan güven sarsılır ise; toplumda rahatsızlık oluşur. Herkes adaletten şikayetçi olmaya başlar. Bu ise; arzu edilen bir durum değildir.
Toplumları ayakta tutan iki kavram; Adalet ve Güvendir... Lütfen bu iki kavrama sahip çıkalım...