Test Mi, Yetenek ve Beceri Mi? -1-

Muzaffer Karadağ
Muzaffer Karadağ
Test Mi, Yetenek ve Beceri Mi? -1-
10-01-2023
<p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri artık çocukların hafızalarıyla uğraşmayı terk ettiler. Önemli olan her çocuğun yaratılıştan kendi içinde var olan, çocuğun yatkın olduğu yetenekleri ortaya çıkarma, keşfetme, çocuğu yeteneklerinin farkına vardırma ve geliştirmeye, merakını ateşlemeye, beslemeye dönük bir eğitim kurdular. Düşünme, kitap okuma, sanata, müziğe yönelme olmadan gelecek kurulamaz. Artık bilgi her yerde beceri okullarda olacak. Önemli olan bilgi değil bilgiyi işleyebilme becerisi oldu. Bilgiyi işleyebilen ülkeler yüksek teknolojik ürünler üreterek kalkındılar.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Çocukların yaratılıştan var olan özelliklerine önem vermeyen, yalnızca işlevsel olmayan bilgileri ezberletip, malumat aktarıp, onları testlerle sıralayan toplumlar donuklaşıyor. Tüm yaşamın ezbere dayalı olduğu ülkelerde eleştiri kısıtlanır, bilimsel düşünme gelişmez, toplum eleştirilmediği yönlerinden çürümeye başlar. Bireyler kendi fikirlerine uygun olmayanlara kapıyı kapatır, etkileşim ve iletişim azalıp yok olur. Beyinlerin düşünmesi kısıtlandığı için yeni yollar bulamazlar, tekrar temelli bir makinaya dönüşürler. Beyni yoran, gelişmesini önleyen monotonluktur, rehavet ve konfordur. Çocukların hayatını etkinliklerle ne kadar çeşitlendirirseniz, beyinlerini de o kadar zenginleştirirsiniz. Test, beyni monotonlaştırıyor.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Standartlaştırışmış testler, farklı, özgün, yenilik ve yaratıcı düşünmeyi ölçmez. Test sistemlerinde bu becerileri geliştirici çok az şey yapıyoruz. Bundan dolayı gelişmiş ülkelerde ilkokullarda sınav yapılmaz. Yaşam boyunca kullanacağı beceriler ve faydalı alışkanlıklar teşvik edilerek, özendirerek, rol model olarak kazandırılmaya çalışılır. Kitap okumak, doğa yürüyüşleri, gözlem yapmak, inceleme, araştırma, yazmak, sormak, sorgulamak, düşünme etkinlikleri yapmak gibi.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Test çözdürme ilkokul birinci sınıflara kadar indi. Okumayı yeni öğrenen çocuklara veliler BİLSEM hazırlık kaynakları, testleri alıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde olamayan BİLSEM sınavları yüzünden okumayı, yazmayı hatta daha konuşmayı tam öğrenememiş çocuklara testler çözdürülüyor. Ebeveynler; ‘’varsa bir sınav benim çocuğum da kazansın’’ diye yarışmaya, yarıştırmaya başlıyor. Sınavdan sonra; ‘’zeki, zeki değil’’ diye 6 yaşındaki çocuklar etiketlendiriliyor Kendi geçmişlerindekiler yüzünden hırslarını çocuklarından çıkarmaya çalışan ebeveynler, çocuklarını kaybediyorlar. Hiçbir katkısı olmayan bu hırsın ve etik yoksulluğun sonunda yıpranmış, aşağılanmış bir çocuktan başka bir şey kalmıyor ne yazık ki. Çare; BİLSEM uygulamalarını tüm okullara taşımak, sınavsız bu uygulamalara tüm öğrencilerin ulaşmasını sağlamaktır.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Eğitim düzeni öğrencileri sıralayan, yaftalayan, etiketleyen testlerle kafasını bozmuş durumdadır.  Test endüstrisi eğitime o kadar egemen oldu ki karşı çıkanı yaftalıyor, adeta yok ediyorlar, gözlerini para hırsı bürüdü. Yüzde onluk kesime hizmet eden bu bakış açısı iflas etmiştir. Çoklu değerlendirmeyi esas alan, çocukları sınav belasından kurtaracak farklı yaklaşımlara acilen ihtiyaç var. Test çözdürme sistemi beynin tanıma merkezini geliştirmekten öteye gitmez. Sizlere telefon numaramı söylesem 10 dakika sonra sorsam telefonumu söyleyemezsiniz. Beş seçenekli soruyla telefon numaramı yazılı olarak sorsam beş seçenekten birisinden telefon numaramı tanıyıp bulabilirsiniz. Bu durum telefon numaramı öğrendiğiniz anlamına gelmez, bir süre sonra yine söyleyemezsiniz. Test sistemi bilgiyi tanımak- bulmak-unutmak esasına dayanır. Öğrenciler; bilgiyi öğrenmeden ezberleme, testlerde tanıma, bulma ve sınavdan sonra unutmaya dayalı bir eğitimden geçmektedirler. Test sistemi sorgulama, eleştiriel düşünme, analiz yapma becerilerini geliştirmez. mucit mühendisler, mucit bilim insanları yetişemez. Test merkezli sınavların,  rekabet, ayrım ve sınıflamaların çocuklarımızı mahvettiğini anladığımızda iş işten geçmiş olacak. Öğrencilere kıyaslamayı başkalarıyla değil, kendisiyle yapanların sürekli gelişeceğini öğretmeliyiz. Gelecekte gece gündüz test çözenler değil, eleştiriel düşünme, sorgulama, etkili iletişim becerilerine sahip, bildiklerinden çıkarımda bulunup, bilgiyi yaratıcı biçimde kullanabilen, bilgiyi işleyebilenler kazanacak. Okullar test çözme merkezi olmaktan çıkmalı, bilgiyi beceriye dönüştürme merkezleri olmalıdır.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Çocuklarımızın bir soruyla karşılaştıklarında anlamdan ziyade işleme odaklanmasının nedeni erken yaşlardan itibaren çoktan seçmeli testlerle muhatap olmalarıyla çocuklar anlamı öncelemekte zorlanıyorlar. Özellikle ortaokula kadar çocukların testlerden uzak durmasında yarar var. İşlevsel olan anlam odaklı serbest düşüncedir. Bu nedenle Almanya, Japonya, G. Kore ilkokullardan sınavları kaldırdılar, ilkokul çocuklarına beceri temelli bir eğitim geliştirdiler.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Test çözmek zihinsel kapasiteyi artırmaz, yaratıcılığı öldürür, okuma, yazma, anlama becerilerini geliştirmez. Öğrenmeyi azaltıyor, ezberlemeyi çoğaltıyor, merakı öldürüyor. Monotonluğu artırıyor, standartlaştırıyor, ROBOTLAŞTIRIYOR. İnceleme, araştırma, gözlem, analiz, sentez yapmaya zaman tanımıyor. Düşünmeyi köreltiyor, tartışarak öğrenmeye, bireysel farklılıklara önem vermiyor. Eğitimi ticarileştiriyor, kar hedefi güdüyor. Yaşam becerileri, öz beceriler kazanmaya fırsat vermiyor. Yarıştırıyor, rekabet ettiriyor, yardımlaşma, dayanışma kültürünü yok ediyor. Akran öğrenmesini engelliyor. Test çözme kişisel ve sosyal gelişimi desteklemez, değer kazandırmaz. Sorgulama, eleştiriel düşünme becerileri kazandırmaz, ezberlemeyi esas alır. Öğrencilerde sanat, estetik anlayış, zarafet ve nezaket becerileri kazandırmaz. Çocukların öz beceriler kazanmasına engel olur. Yarışma-yarıştırma, rekabet etme, herkesi rakip görme duygularıyla çocuklara zarar verir. Çocukların iletişim kurma, işbirliği yapma becerilerini engeller. Dayanışma, yardımlaşma becerileri kazanmasına engel olur. Yarıştırmaya, rekabete dayalı olduğu için sevgi, saygıyı,  biz bilincini zayıflatır. Kitap okumaya, dinlenmeye, oyuna zaman bırakmıyor.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Çocuklar standart merkezi test sınavları altında ezilmekte, boğulmaktadır. Çok yönlü, bütüncül değerlendirmeye, eleştiriel düşünceyi, yaratıcılığı (icatçılık) esas alan eğitime geçilmezse nesilleri kaybetmeye devam ederiz. Düşünmeyi, düşünme becerilerini geliştirme anlayışı ve yaratıcılığı değil hafızayı ölçen test endüstrisi sisteminde ülkeler kalkınamıyor. </span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">‘Biz eğitimde testlerle bilginin tekrarını ölçüyoruz. Gelişmiş ülkeler ise bilgiyi işleme becerisini, bilgiyi nerede, nasıl kullanacağını ölçüyor. Bizdeki testlerle ölçme sistemi bilginin tekrarından çıkıp, bilginin kullanımı, eleştiriel düşünce, tasarım, hayal kurma, sentez, analiz yeteneklerini ödüllendiren değerlendirmeye dönmelidir.’</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Daha fazla testler ile öğrencileri geliştirebileceğinize inanmak, boyunuzu sürekli ölçerek uzatabileceğinizi düşünmek gibidir. Standart testlere dayalı eğitim, öğrencilerin ilgi, yetenek, meraklarını, hayallerini, tutkularını dikkate almıyor, bunları köreltiyor. Dünyada eğitim giderek bireyselleşerek çocukların ilgi, yetenek, becerilerini, meraklarını, hayallerini, tutkularını keşfedip, güçlendirmeyi hedefliyor. </span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Geleceği düşünen ve bilgiyi yaratıcı bir şekilde kullanabilmeyi, kendi kendini yönetebilmeyi çocuklarına kazandıran eğitim sistemleri daha başarılı olacak, çocuklarını eleyen, sıralayan, rekabet ettiren, yarıştıran test sistemlerine devam eden eğitim sistemlerine devam edenler geri kalmaya,</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">devam edecek. Sadece bilgi yüklemeye dayalı bu sistem bilgiyi işleyebilmeye, üretmeye, buluş yapmaya fırsat vermiyor. PISA Direktörü SCHLEİCHER; ‘’Bugün dünya sizi bildiğiniz şeyler için ödüllendirmiyor, Google her şeyi biliyor zaten. Dünya sizi bildiklerinizle yapabildikleriniz, bildiklerinizle neler yapabildikleriniz için ödüllendiriyor’’ diyor.</span></p><p style="text-align:justify;"><span style="color:black;">Hiç değilse ilkokullarda test yasaklanmalı, çocuklar testin zararlarından korunmalıdır. Çocuklara bildiklerimizi öğretip, testlerle bilginin tekrarını ölçmeyle yetinirsek, çocukların bildikleri bizim bildiklerimizle sınırlı kalır. Eğer çocuklara düşünmeyi öğretip, düşünme becerilerini geliştirirsek bildiklerinin sınırı olmaz.  Bir ülkenin en büyük zenginlik kaynakları çocuklarının yetenekleridir. Öğrencilerimizin yeteneklerini keşfetmeli, düşünmeyi öğretmeli, düşünme becerilerini ve yeteneklerini geliştirmeliyiz.</span></p>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?