Vazgeçilmez Kötümüz

Alper Duran
Alper Duran
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Orta&ccedil;ağ ahlakının yaygınlaştığı modern zamanlarda, fertlerin ve cemiyetlerin tabiatını belirleyen en &ouml;nemli hususlardan biri de, iktisattır.&nbsp; İktisat mevzusu iaşe ve ibate seviyesinden tutunda, b&uuml;y&uuml;k sermayelerin varlığına ve hatta finans g&uuml;c&uuml;yle toplumların y&ouml;nlendirilmesi ve d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesine kadar b&uuml;y&uuml;k bir alanı kapsamaktadır. Haliyle hayatın i&ccedil;inde, yanında ve ortasındadır. Bu denli m&uuml;him olmakla birlikte, asla ama&ccedil; değil bir vasıtadır; ya da &ouml;yle olmalıdır. En azından İslam toplumu, iktisat konusuna bu nazarla bakmalıdır. Zira M&uuml;sl&uuml;manlar, Hz. İsa&rsquo;ya atfedilen <em>&ldquo;yaşamak i&ccedil;in yemeli, yemek i&ccedil;in yaşamamalı&rdquo;</em> s&ouml;z&uuml;n&uuml;n manasını, bir ilke ve bir prensip olarak &ccedil;ağlar boyu &ouml;z&uuml;msemiştir. İstisnaları olmakla birlikte, eskiden daha kanaatk&acirc;r olan İslam d&uuml;nyasının şimdiki ve&ccedil;helerine baktığımızda, karşımıza b&uuml;y&uuml;k bir hazin tablosu &ccedil;ıkmaktadır. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Paranın satın alamayacağı hi&ccedil;bir şey yoktur diyenlerle, paranın satın alamayacağı şeyler de vardır diyenlerin, para &uuml;zerinden yaptıkları beyhude bir l&uuml;gat &ccedil;arpışması arasındayız. Ahvalimiz, bir duvar yazısında ifade edildiği gibi <em>&ldquo;vicdan ile c&uuml;zdan arasında&rdquo;</em> sıkışıp kalmış bulunuyor. Toplumun temay&uuml;l&uuml; artık manevi iklimin terenn&uuml;mlerinden ziyade, iktisadi şaşanın nişanelerine doğru kaymaktadır. Kişioğlu, yanlışlığın ve yanlış giden şeylerin i&ccedil;inde yer almakta, işine geldiğinde onu meşrulaştırmakta ve izah g&uuml;d&uuml;leriyle vicdanını rahatlatmaktadır.&nbsp; Bu durum bile, felaket şamarına ne denli m&uuml;stahak olduğumuzun a&ccedil;ık delilidir. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">D&uuml;nyadaki iktisadi hareketliliğin aksaklıklarını ve muvazenesizliğini bilen &ccedil;oğu kişi, muhtelif saikler &ouml;ne s&uuml;rerek d&uuml;zensizliğin bir par&ccedil;ası olmaktan kendini azade kılamıyor. Hakikatte ne d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor bilemem, lakin madden o d&uuml;zenle bir ittifak teşkil ediyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; para mevzusu şimdilerde bir&ccedil;ok manevi d&uuml;sturları hırpalamaktan geri durmuyor. Kalbin asayişini bozuyor ve bozulan kalpler, bir s&uuml;re sonra alışkanlıklarına inanmaya başlıyor. Fazilet sahibi ve &ouml;nder kabul edilen niceleri, para ve iktisadi ahlak karşısında şaşılacak derecede yamulabiliyor; buna şahit olan toplum ise, başka bir &ccedil;&ouml;z&uuml;lmenin seline ve siyasetine kapılıyor.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">&ldquo;Para hala bizim i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez k&ouml;t&uuml;d&uuml;r.&rdquo;<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">[1]</span></span></strong></a></span></span></em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">&nbsp; Ancak bu k&ouml;t&uuml;ye karşı b&uuml;y&uuml;k bir aşkla ve hırsla bağlılığımızı muhafaza ettiğimiz de, bir ger&ccedil;ektir. Bu nedenle para mevzusu, insanın en zor imtihanlarından biridir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; paranın dini ya da milli bir y&uuml;z&uuml; yoktur. Bilakis her iki y&uuml;z&uuml; de, nefsidir. Cazibesi ise yıkıcıdır. İktisadi bir ahlakın olmadığı her nefis, bu yıkıcılığın bir par&ccedil;asıdır. İktisadi ahlak ise, bir manevi terbiye ile m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Fakat her manevi terbiye alan kişinin, bu ahlaka sahip olacağı garantisi yoktur. Değerler nizamını benliğine ve şahsiyetine m&uuml;ndemi&ccedil; kılmayanların tahsili ve mevkii ne olursa olsun, hurafelere yenik d&uuml;şmesi muhtemeldir. Bu sebeple şunu ifade edebilirim ki, iktisadi ahlakı en &ccedil;ok hırpalayanlar, maddi kirlenmeden ziyade, manen kirlenmiş olanlardır.&nbsp; </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Manevi kirlenmişliğin zirvesi &ouml;yk&uuml;nmedir. Bug&uuml;n evlerimiz, &ccedil;ocuklarımız ve sokaklarımız, b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;zenti illetinin altında herc&uuml;mer&ccedil; i&ccedil;indedir. Dilimiz &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;n&uuml; kaybetmiş, menfaatimiz tevekk&uuml;l&uuml;n ve tahamm&uuml;l&uuml;n &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;miş ve şuurumuz teşhirin albenisine yenilmiştir. Doymak bilmeyen bir ruh ve ahlak buhranında tımarhanelik olmuşuz. Ara&ccedil; olan paranın yeg&acirc;ne gaye haline geldiği ve bu gaye i&ccedil;in doğrudan veya dolaylı her yola başvurabilme ihtimalimiz, bizi ılımlı bir kısmetsizlik kanaatine y&ouml;neltmiştir. Mukaddesat noktasındaki ılımlılık, liberal bir bakış a&ccedil;ısına yelken a&ccedil;mış, bencillik ilmekleriyle dokunan yelkenler ise, yolcularını sek&uuml;ler bir hayat tarzına s&uuml;r&uuml;klemiştir. Kimileri sek&uuml;ler cellat d&uuml;zeninin merhalesine gelmemiş olsa da, nihayetinde varılacak konum bu muhittir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; para, insanı hadsizleştirerek bir halden başka bir hale d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;r. Evvela kendine, sonra hassasiyetlerine, daha sonra ise inancının ilkelerine karşı m&uuml;seyyeb eder. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Paraya dair hemen her k&uuml;lt&uuml;rde nadide &ouml;zdeyişler ve g&uuml;zel tavsiyeler vardır. Fakat bunca uyarıya ve nasihate rağmen insanı canavarlaştıran en keskin şey, yine paradır.&nbsp; D&uuml;n olduğu gibi bug&uuml;nde itimat edilir bir nizamın teşkili ve ictim&acirc;&icirc; d&uuml;zenin sağlanması i&ccedil;in, sağlam bir iktisadi yapının varlığı şarttır. Bu sebeple, para &ccedil;ok şeydir, fakat her şey değildir ya da olmamalıdır; zira insanlığımız, erdem ve haysiyet mefhumları ile varlığını muhafaza etmektedir. Vicdanen huzurlu olmak ve ruhi bunalımlardan m&uuml;stağni kalmak i&ccedil;in; <em>&ldquo;Kendinden &uuml;stekilere değil, kendinden alttakilere bak, rahat edersin&rdquo;</em> diyen Ali Fuat Başgil, fertlerin ve toplumların manevi ıstıraplarını dindirmek, ya da &ouml;n&uuml;n&uuml; almak i&ccedil;in eskimez bir kardeş tavsiyesinde bulunmuştur. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;">Para, acımasız g&uuml;c&uuml; sayesinde, gerek kanaatin karakterde tecess&uuml;m&uuml;n&uuml; ve gerekse kavramların sarsıntılara karşı mukavemetini, basit bir m&uuml;stemleke haline getirebilme kuvvetine sahiptir. İktisadi ahlaktan yoksun bu d&uuml;zen, hakikate inanmışlara karşı, s&uuml;rekli bir akın d&uuml;zenlemekte ve m&uuml;temadiyen ihtilale kalkışmaktadır. Zira paranın softalığı, fikrin bağnazlığı kadar itici ve yıkıcıdır. Bununla birlikte, paranın m&uuml;tareke anlayışı yoktur. S&uuml;rekli kazanmanın hırsı ile ge&ccedil;mişi umursamadan geleceğin kudretini tatbike &ccedil;abalar. Bu bakımdan dışı i&ccedil;e, i&ccedil;i dışa &ccedil;evirmede pek mahirdir. Mukayeseyi ve ik&acirc;meyi kabul etmeyen para, dimağları allak bullak hale getirerek, yedi başlı ejderha gibi enf&uuml;si hayalleri canlandırmaya &ccedil;alışır. Zira g&uuml;&ccedil;l&uuml;lerin oyuncağıdır. Oyuncak yetmez, kiralık katildir; feyzi az fakat kahrı eziyettir. Paraya dair bilene, duyana ve olana tavsiyemiz şudur ki; aslolan helal ve meşru dairede yeteri kadar kazanmak ve ederi kadar değer vermektir.</span></span></span></span></p> <div> <p style="text-align:justify">&nbsp;</p> <hr /> <div id="ftn1"> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:&quot;Calibri&quot;,&quot;sans-serif&quot;">[1]</span></span></a> Erol G&uuml;ng&ouml;r, D&uuml;nden Bug&uuml;ne Tarih K&uuml;lt&uuml;r ve Milliyet&ccedil;ilik, Yer-Su yayınları, Aralık 2019, s 21,</span></span></p> </div> </div>
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?