?Yağmur hasadı? nedir bilir misiniz dostlar?
İlk defa duydum diyorsanız üzülmeyin.
Bu ülkenin Tarım Bakanı da dahil, muhtemelen diğer yöneticileri bile bu mefhumu bilmiyor.
Prof. Miktat KADIOĞLU feveran ediyor.
´´Sayın Cumhurbaşkanına ulaşamıyorum, diğer yetkililer ise beni dinlemiyorlar. Avrupa´nın onlarca yıldır sistemini kurup yaptığı şeyin ismini bizde duyan bilen yok´´ diyor.
Ve ekliyor.
´´Bizde şehirlere yağan yağmur, olduğu gibi kanalizasyona gidiyor. Yağmur yağmayan şu günlerde herkes bilsin ki yağmur yağsa bile zaten çok azından istifade edebiliyoruz.´´
Hâlbuki yağmur suyu hasat edilirmiş.
Ve hasat mevsimi Ekim ayında başlar, yaz aylarına kadar devam edermiş
Çatılara ve sokağa yağan yağmur suları depolarda toplanır; sulama ve kullanma suyu buradan karşılanabilirmiş.
Ben de ilk kez duydum ve konuşmasını pür dikkat sonunda kadar dinledim.
Bir şikâyeti daha var sayın profesörün.
´´Korana sebebiyle bazı aklı evvel Belediyeler her gün yüzlerce ton su harcayıp çarşı pazarı yıkıyorlar.
Hem suyu boşun harcıyor, hem de deterjan katıp çevreyi kirletiyorlar.
Hâlbuki kaldırım taşı yalamadığı sürece kimseye yerden korona bulaşmaz. Bu kuraklıkta belki sulama suyunu arıtıp içmek zorunda kalabiliriz; ama kimsenin umurunda değil´´ diyor.
Avrupa´nın on yıllardır uyguladığının adını, biz daha yeni duyuyoruz.
Vay ki vay...
***
Son 10 yılda, bakliyat üretimimiz % 60 azalmış.
Yakın zamana kadar; dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik oysa.
Ama şimdi o kadar çok çeşitli tarım ürünü ithal ediyoruz ki kahrolmamak elde değil.
İnşaat sektörünün %1500 arttığı, bağ bahçe ve tarlalarda apartman yetiştirildiği bir memlekette başka ne olabilirdi ki.
Köyler boşaldı, tarlalar arsa oldu, yeşile hasret kaldık, tarım can çekişiyor ama ne gam!
Bu daha başlangıç.
Adam başı üçer beşer evimiz ama yiyecek bir dilim ekmeğimiz olmayınca kafamız dank eder nasılsa...