Biz yazmaktan usandık, bunlar geri adım atmaktan usanmadılar.
Yine gündemden düştü, yine rafa kaldırdılar.
90 bin azılı suçluyu kapıp koyurup da, genç evlilik mağdurlarının bırakılmaması şaşkınlığından sonra bir çalışma başlamış ve çok da güzel bir taslak hazırlanmıştı.
Ama heyhat! Tüm gayret; bir kez daha gazımızı almak ve unutturmak içinmiş.
Genç evlilik mağdurları platformu temsilcisi Seda hanımı aramıştım geçen ay.
İnanır mısınız; ben hayatımda bu kadar bitmiş tükenmiş ve usanmış bir ses duymadım bu yaşıma kadar?
Bize dedi; "hak vermeyen, haklı bulmayan ve söz vermeyen kalmadı ama asla dediklerini yapmadılar ve bizi hep unutmayı, unutturmayı seçtiler"
"Kardeşim gayretiniz için teşekkürler ama boşa yorulmayın, bizi ölüme terk ettiler " diye de bitirmişti.
Uzun süre o konuşmanın tesirinde kalmıştım.
Zira,
Allah biliyor ya böyle bir mağduriyetin; Güneş´i, Ay´ı ve tüm Sema´yı sapır sapır yere dökmesinden korkmuştum.
Hükumete bir kez daha geri adım attırıp tasarıyı doğmadan boğan Muhalefet; şimdi de "Saraya darbe" çığırtkanlığı yapmaya başladı.
Yani, canavarın karşısındaki gözyaşı; bir kez daha onun iştahını arttırmaktan başka işe yaramadı.
Tıpkı; son günlerdeki sapıklık tartışmasında KADEM´in mor çatı gibi kuruluşlarla saf tutması gibi.
Siz de; artık anlayın!
Safınızı bozarsanız, önce saflığınız sonra da dirliğiniz bozuluyor.
Eğer bir hatır gözetecekseniz; göz pınarları kurumuş mağdurların, mazlumların ve maznunların hatırını gözetin.
Gözünüzü çıkarmak isteyenlerin değil!!!