Yunan Askerinin Mayasındaki, Tarihsel Rezilliği Devam Ediyor

Taner Karabal
Taner Karabal
Yunan Askerinin Mayasındaki, Tarihsel Rezilliği Devam Ediyor
05-03-2020

İnsanın haysiyeti, şerefi, onuru,  namusu  ?Vatanınız olmayınca? bütün bunların hepsi yerle yeksan oluyor. Kimine göre mülteci, kimine göre göçmen, kimine göreyse geçici misafir olarak adlandırılan insanların yaşamları bugünlerde bir kez daha gündemimize kuvvetli şekilde geldi.

Kapıların açılmasıyla birlikte Yunanistan sınırına bu insanların yığılması sonucu sınırda yaşananları hepimiz görüyoruz film izler gibi. Yunan askerinin mayasındaki, tarihindeki rezillikleri bir kez daha yaşıyoruz.  Demek ki, neymiş tarihte yaşadıklarımız hikâye değilmiş! Kıbrıs´ta, Bosna´da yaptıkları katliamları lütfen bir kez daha hatırlayın ve bunları çocuklarınıza anlatın.

Sivil ve masum insanlara neler yaptıklarını buradan ben bir kez daha anlatmayayım. Ama bu ülkenin kadrini kıymetini bilmeyen, bu ülkenin altını oymaya çalışan, bize ihanet eden, düşmanlarımızla birlikte iş tutan çevreler haberiniz olsun.

Bu ülke zor duruma düşerse siz de aynı bugünkü göçmenlerin yaşadıklarını yaşarsınız. Sadece biz değil,  siz de bu enkazın altında kalırsınız. Bizim için sıkıntı yok. Biz evelallah ölürüz. Ama siz ölemezsiniz.  Ölmeyi bile beceremezsiniz. Sıkıntınız burada. Neyse bu konu daha farklı bir kon u ama şu kesin ki, Avrupa´nın, Amerika´nın ve Rusya´nın tutum ve tavırlarını gördükçe hep söylüyorum; bizim aklımızı başımıza almamız lazım. Yoksa içerideki birliği, bütünlüğü sağlayamazsak biz bu mücadeleyi veremeyiz. Onun için tek vücut olmamız lazım?

Gelelim Sivas´a? Kapıların açılmasıyla birlikte Sivas´ta da ikamet eden,  yaşamını sürdürmeye çalışan geçici misafirlerde de bir hareketlenme oldu. Edindiğim bilgiler, gitmek isteyenlerin de bu yönde hazırlık yaptıkları yönünde. Biz,  bugüne kadar Sivas´ta gücümüz ölçüsünde bu insanlara sahip çıktık. Ekmeğimizi bölüştük. Gerçekten abartısız olarak söylüyorum; şehir olarak valisiyle, belediye başkanıyla, STK´sıyla ve diğer paydaşlarla inanın bana biz gereğini yaptık. Gitmek istiyorsa bu insanları tutmamak lazım.

Zaten bu insanların hemen hepsinin hayali Avrupa´ya gitmek. Bu insanların tamamına yakını burada kalmak istemiyor. O zaman biz de ?aman kalın. Lütfen gitmeyin? deme hakkı ve lüksümüz bana göre yoktur. Dolayısıyla izlenen bu politika sonuna kadar doğrudur. Dün, devleti bu konuda eleştirenler şimdi ortalığa çıkmış yapmayın, etmeyin yeni Aylan bebekler ölmesin diyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Dediğim gibi sivil toplum örgütlerimiz gitmek isteyen bu insanlara gerekli desteği vermeli ve yardımcı olmalı. Biz üzerimize düşeni Sivas olarak fazlasıyla yaptık?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?