Eğer kar-zarar ve menfaat hesabı yapsaydık, AK Parti’den çoktan kopmuş olmamız lazımdı.
Şimdi tepeleri aşındıranlardan kimsenin olmadığı o zor zamanlarda; AK Parti kadar büyük dava taşının altına, gövdesiyle giren kardeşlerim de öyle.
Abim, adı "Efsane Başkan"a çıkacak kadar başarılı bir Belediye Başkanı olduğu halde, yereldeki bazı şahsi ikbal hesaplarını bozduğu için, ikinci döneme aday yapılmadı.
Ortanca abim Fransa Yurt dışı Teşkilatında, özellikle seçim zamanlarında işi gücü, uykuyu tüneği terk eden bir AK Parti sevdalısı, yönetici…
Küçük kardeşlerim, yine öyle...
Hadi kendimi söylemeyeyim.
Ama ne gariptir ki ailece; AK Parti Sivas Teşkilatlarınca son 5 senedir adı konulmamış bir tecrit ve yok saymaya maruz kalıyoruz.
Eski Belediye Başkanları, teşkilatların doğal üyesi oldukları halde, adını anmıyor, 4.5 senedir hiç bir programa davet etmiyorlar.
Dostun düşmanın taktirini kazanacak başarılara imza at ama kendi teşkilatların seni yok saysınlar...
İnsanın ağrına gidiyor elbette...
Lafı uzatmayayım!
Şimdiye kadar; AK Parti’den maddi, manevi hiçbir menfaati olmamış, oğlunu kızını işe yerleştirmemiş, kredi çekmemiş... Bir aile olarak; bu tecrit karşısında neden hala cansiperane olarak liderimizin yanındayız değil mi?
Yanındayız zira,
- Tayyip ERDOĞAN'ın yanında olmanın, bugün her zamankinden daha elzem olduğu bir dönemi yaşadığımızı biliyoruz.
- Tam tepede olduğumuzun, 14 Mayıs’tan sonra ya tepetaklak geri düşeceğimizin ya da özümüze dönüp artık kimsenin söz geçiremeyeceği birince sınıf bir ülke olacağımızın idrakindeyiz.
- Milletimizin tarihteki yürüyüşünün ancak Sayın Erdoğan'ın riyasetiyle mümkün olacağına inanıyoruz.
Bu sebeple; değil Sivas teşkilatları bizi tecrit etsinler, gelip dövseler de Reisin yolundan ayrılmayacağız.
Tayyip Bey bugün adaylıktan çekilse; vazgeçirmek için gidip, ilk yalvaran ben olurum.
Zira; yerli ve milli hamleleri sebebiyle, Reisi çok seviyoruz.
Ama vatanımızı ondan da çok seviyoruz...