ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ

Alper Duran
Alper Duran
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018

Türk İslam tarihine şöyle bir göz attığımızda hamasi duygulardan arındırdığımız vakit bile çok büyük medeniyetler, ulvi idareciler ve bu idarecilere hizmet eden kıymetli insanlar yer almıştır. Bizim toplumlarımızın böylesine sağlam gelenekleri olmasına rağmen son asırda paldır küldür şekilde yuvarlandığımız maalesef bir gerçektir.

 

Bugün ayrım yapmaksızın gerek siyasette, gerek idarede, gerek diplomaside hatta askeri ve adli erkân da bile zübükler geçidine rastlamaktayız. Zübük deyip öyle hafife almayın, bunların çoğu bugünkü yürütülen işlerde önemli rol oynamaktadırlar. Devletin en üst kademesinden en alt kademesine kadar her yerde her şekilde kendilerine yer bulmuşlar ve işlerini yürütmektedirler. Adı geçen zübükler grubu, sadece avaneler olmayıp bulunduğu mevcut konumunu muhafaza etme ve bir üst çarkıfelekte dönmeyi hayal edenlerde, üstlerine zübüklük yapmayı ihmal etmemektedirler. İşte böyle bir ortamda pek az kişi delikanlıca görevini yapmaya gayret etmektedir. Ancak büyük resmin başrol oyuncuları zübük tavır ve halleriyle arabalarını yürütmektedir.

 

Hâlihazırdaki hayat bakışımın oldukça dışında olmasına rağmen şöyle siyasete göz attığımız vakit bütün partilerin içerisinde maalesef hakikati rehber edinenlerin sayısının oldukça az olduğunu müşahede etmekteyiz. Kendi içlerinde bile yalan, desise, garez, fitne ve fücur kol gezmektedir. Her şey seçilmek için mubah sayılmakta ve maalesef bu sayede hakikatin kanatları kırılmaktadır. Siyasilerimizin geneline şamil nazar ettiğimizde; devlet millet ve mukaddesat uğruna çok azında gayret olduğu görülmektedir. Bu azınlıktaki vatanperver şahsiyetler milletin gönlünde mümtaz yerini alırken, diğerleri ise zübüklük performansına göre yer kapmaktadırlar.

 

Devlet idaresi de bu konuda maalesef siyasetle yarış gitmektedir. Kurumlarımız liyakatin yerlere serildiği okuyan, düşünen, planlayan ve üreten personel yerine ekseriyetle itaat eden yıkama ve yağlamayı iyi yapan, düzeni bozacak herhangi bir söz ve davranışta bulunmayan kişiler tercih edilmektedir. Bu durumda hemen her kurumda bir kaç kişi büyük özveriyle say-ü gayret ederken; diğerleri bir kene gibi bunların sırtından geçinmektedir. Rol çalmaya gelince ise hakkıyla çalışanların esamesi bile okunmazken; bizim zübükler meydanın tam ortasında kendilerini pazarlarlar. Devlette özellikle iyi niyetle başlayan birçok projenin ınkıtaya uğraması ve yarıda kalmasının temel nedeni de budur.

 

İşin en acı ve şaşılacak yanı ise hemen her üst yöneticinin yanında bir veya birkaç zübüğün yer almasıdır. Bu tip yerlerde kural ya zübük gibi davranmak, ya da sistem oraya gelen kişileri zübükzadeye çeviriyor olmasıdır. Nihayetinde dünya görüşü ve siyasi anlayışı ne olursa olsun baktığımız zaman nerdeyse her üst yöneticinin yanında bir zübüğün yer alıyor olması şaşılacak bir durumdur. Birkaç ehli kâmil yönetici bu tespitin uzağında yer almasının nedeni ise mecrasından çıkmadan işine gücüne bakması ve kendisine tevdi edilen vazifeyi ifa etmenin gayreti içerisinde yer almasıdır. Zaten bu kişiler hem millet için mühim icraatlar ortaya koymakta, hem de bu aziz milletin gönlünde taht kurmaktadır. Bu şahsiyetler işlerini rıza-ı huda için yaparlar ve hiçbir zübük bu kişilerin refakatinde konaklayamaz.

 

Zübüklerin en önemli özelliği herhangi bir konuyu muhataplarına istedikleri tonda iletebilmeleri ve istedikleri sonucu alabilmeleridir. Unutmayın ki, bunların çoğu güler yüzlü ve tatlı dillidir. Yine önemli bir kısmı kendilerine tevazu süsü vermekten geri kalmazlar. Bazıları ise etliye sütlüye karışmadıklarını, sadece kendi işlerini yaptıklarını karşıdakilerine iyice inandırırlar. Bunlar avlarını uyutan iyi avcılardır. İşlerini bazen bu hususiyetleriyle bazen de hizmet ettikleri üstlerinin isimleriyle yürütürler. Falanca böyle istiyor, filancanın selamı var diyerek söze girip meseleyi çözerler. Ama bilinmeli ki bunların her izansız hareketi vicdan kanatır. Bu zübüklüğü bile bile buna itiraz etmeyenlerde bu çarkın birer dişlisidir. Yerini muhafaza etmek için bu zübüklere ses çıkarmayan miskin karaktersizler de aynı kefenin malzemesidir. Şu da bir gerçek ki, bu çarka hayır diyenler çoğu kez uyumsuz ve geçimsiz olarak tanımlanır.

 

Allah herkesin yaptığını ve yapmadığını hakkıyla gören ve bilendir. Şu muvakkat dünya zübüklerin ve onlara çanak tutanların olsun.

 

Rabbim bize hayatın iman ve cihaddan ibaret olduğuna inananları yaren eylesin. Ve özgürlüğünü stratejik bir çizelge gibi işleyip sahip çıkanlar grubunda olmayı nasip etsin?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?