Okuma, yazma bilen insanların tamamı; cahilliği alt etmiş insanlar mıdır? Okuma, yazma bilmeyen insanların tamamı; cahil, hiç bir şeyden habersiz insanlar mıdır? Bu soruların cevabını bulmak; bazen, zordur.
İnsanoğlu; çevreyi tanısın, eşyayı tanısın, toplumu tanısın, insanı tanısın, diye; eğitim ve öğretimden geçirilir. Etrafındakilerle, iletişim kurması için; okur, yazar olur. Zamanla, okuyup, yazma sayesinde; bir meslekte uzman haline gelir. Hayatını, o meslekten kazandığı kazancı ile; devam ettirmeye çalışır. Bu hayatın akışında; normal bir seyirdir. Burada, can acıtıcı soru; herkes aynı durumda mıdır? Cevap hayır...
Toplum içerisinde, belirli bir eğitimden geçmiş insanların; farklı davranışlar içerisinde olması gerekir. Almış olduğu eğitimin; ona bu değer katkısını vermesi lazımdır. Kendisinden emin, toplumda hal ve hareketleri düzgün, toplumun değer yargılarına saygılı, ahlaki değerleri, her alanda; kendisine ilke edinmiş insanlar olması beklenir. Eğer, bu beklentilere cevap veremeyen bir nesil geliyorsa; oturup, düşünmek gerekir. Bu genci yetiştiren sistemin bir yerinde; hata vardır. İmalat mı hatalı, yoksa üreten sistem mi hatalıdır?
Gençlerin yetişme tarzına, baktığımız zaman; şu gerçeği görmeden geçemeyiz. Sistem içerisindeki hata, arıza büyük demektir. Kendi inancına saygılı olmayan, hatta VATANINA, MİLLETİNE, alenen düşman olan gençler; bu sistemin ürünleridir. Sistem içerisinde işleyen bütün çarkların; yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bu açıdan baktığımızda; çevrenin de; bu gencin yetişmesinde ne kadar önemli olduğunu, elde tutmamız şarttır.
İnsanlar, okuma, yazma bilmeyenlere cahil diyorlar. Oysa ki; öyle okuma, yazma bilmeyen insanlar var ki; okuduğunu ifade eden insanlardan; çok fazla arif, davranış ve hareket açısından yüzlerce defa daha fazla, onlardan akıllı ve dengeli davranmaktadır. Bu farklı davranış biçimini gören insanlar; hangisinin okuma, yazma bildiğini, hangisinin ise; bilmediği konusunda tereddüte düşmektedirler. Çünkü, en olumlu davranışları, en insani davranışları, en akıllı davranışları, en zararsız davranışları; Okuma, yazma bilmediğini söyleyen insanlar, yapmaktadır. Onlar arifdir, toplumun iyi ve güzel değerlerini öğrenerek; kendilerini yetiştirmişlerdir. Akılları doğru ve yanlışı ayırt ederek; hayatı algılamış insanlardır. Bunlar, okumamış insanlar olamaz... Hadi bakalım, çık işin içinden...
O, nedenle; Öğretim süreci, bazen diplomalı cahiller, yetişmesini engelleyememektedir. Bazen, önlerinde çok büyük, üstün vasıfları olan okullarımızdan mezun olanların bile; kelimenin tam anlamı ile; ne kadar cahil olduğunu görmekteyiz. Okuma, yazmayı, becermesine rağmen; düşünmenin, insanın en önemli özelliği olduğunu unutan, okur, yazar kitleleri ile; karşılaşmaktayız. Daha da; ileri götüreyim; deney ve ispata dayanmamış, kimi düşünceleri, olduğu gibi; kopyala, yapıştır, mantığı ile alan, ezberleyen.., O konuda, fikir üretmeyen, bu mantıkla yetişen; Bir okuma, yazma bilen gençlikten bahsetmekteyiz.
Devletin okullarında; okuma, yazmayı öğrenen nice insanların; Devlete kazık atma yarışında olmasını, ne ile izah etmek gerekir. Her türlü yolsuzluk, sahtekarlık, hırsızlık, çalmak, eylemini; okumuş, yazmış insanların yapması ne kadar acıdır.
Demek ki; okuma, yazma bilmek; cahil olmayı engellemiyor. Sadece; okuma, yazma bilen; hırsızlar, katiller, sahtekarlar, karşımıza çıkabiliyor. Bunlar okuma, yazmayı öğrenmiş oluyorlar. Ancak, okuma, yazmanın; toplumda anlaşılan manasından çok uzaktırlar. Kısacası; cahilin ta kendileridir. Okuma, yazma bilen bir şahıs; Devletine, Milletine bile, bile zarar veremez...
Okuma, yazma öğrettiğimiz tüm insanlara; üstün insani vasıfları kazandırmalıyız. Ahlaklı, dürüst, doğru, insan sevgisini özümsemiş, güvenilen insan olmayı; hayatın ilkesi sayan; bireyler olmalıdır. Bu özelliklerle donatılmış; İnançlı bir eğitimden geçmiş insanlar; Vatanına, Milletine hiç bir alanda; ihanet etmezler. Bizim bu özelliklerini saydığımız; okumuş, yazmış insanlara ihtiyacımız vardır.
Yoksa; harfleri ve kelimeleri iyi kullanan, bu anlamda; zirve yapan; Fakat tüm ahlaki değerlerden yoksun, değer yargılarına sırtını dönmüş, Toplumunun inancını tanımayan, VATAN VE MİLLET kavramlarını algılayamamış, insanlara; ihtiyacımız yoktur. İşte, asıl cahiller onlardır...
Bazılarının okuma, yazmayı bilmek; cümlesinden ne anladığı da; bu arada çok önemlidir. Olumsuz davranışları ilke edinmiş, insanlar; okuma, yazma bilseler de; cahildirler, kelimeleri ve harfleri iyi kullanmaktan başka; hayatların da; öne çıkan özellikleri olamaz.. Böyle, okuyup, yazanları; Toplum yok olarak, kabul etmektedir...