Şehrimizin özellikle; sağlık hizmetleri alanında yaşadığı sıkıntılar arttıkça devam ediyor. Son zamanlarda, yakın arkadaşlarımızın bizzat yaşadığı sıkıntıyı şikayet olarak; sosyal paylaşım sitelerinde gündeme getirmesi; bu alandaki var olan şikayetin bir kez daha tarafımdan hatırlatılması, zorunluluğunu ortaya koydu. Hastalarını; şifa bulmak adına; en yakınımızdaki KAYSERİ' den başlayarak; büyük şehirlere taşımaktadırlar. Kar, kış, soğuk, sıcak demeden; zorunlu bir taşınma...
Bu açıdan baktığımız zaman; Şehrimizde, son zamanda yapılmış güzel bir sağlık kuruluşunun olduğundan haberim var. Ayrıca, seneler öncesine dayanan geçmişi olan, Üniversite hastahanemiz; istenilen seviyeye bir türlü gelemedi. Orada, kim idareci olsun? sen mi önde olasın? Ben mi önde olayım? çatışmaları; Sağlık hizmetlerinin öne çıkmasına engel oldu. Kimi görevliler; bu tartışmalara dayanamayarak, şehrimizden gittiler. Yakın zamanda, yapılacak olan, rektörlük seçiminden beklentim; Açıkça ifade ediyorum: Seçim sonrası, oluşturulacak, Yönetim kadrosunda; Hastahanenin içerisinden gelmiş, işi bilen bir şahsın; gayet dirayetli bir biçimde, Sadece Hastahanenin yapılanması için; görevlendirilmesi şarttır. Bu seçimde irade kullanacak olan, Ülke yöneticilerinin; bu konuya duyarlı olmalarını bekliyoruz. Yoksa; bu şikayetler gittikçe artacaktır. Bu sağlık kuruluşunun, daha iyi ve güzel hizmetler vermesi için; Şehrin iktidardaki siyasi gücü ile; ortaklaşa çalışması gerekir. Bu konuda; özellikle şehrin ekonomik hayatına yön eren, sivil toplum örgütlerinin de; ciddi manada destek vermeleri şarttır. Hastalık herkes içindir. Şifa arayacağımız, kapının; yakınımızda olmasının faydaları; saymakla bitmez.
Mevcut Üniversite Hastahanesi; her türlü donanımla, en iyi şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Öğretim görevlisi açığı kapatılarak; Öğretim görevlilerinin bu şehirde hizmet vermesinin yolları aranmalıdır. Mevcut kadro eksikliği; iktidar tarafından, verilecek destek ile; ortadan kaldırılmalıdır. Kısacası; Hizmet eden öğretim görevlileri açısından, şehrimiz; cazip hale getirilmelidir.
Yukarıda sıraladığımız, güzelliklerin gerçekleşmesi için; Öncelikle bu şehrin insanlarının; şehrin içerisinde veya dışarısında; Şartsız, Bu Şehir' e, sahip çıkmaları gerekir. Azıcık, Şehir' e sahip çıkma, koruma isteğinde olan bir şahsın; O, şehirli olmakla gurur duyma, hemşehrisini sahiplenme, vefalı davranma, toprağını sevme, duygularını kendisi, öncelikle; bünyesinde taşımalıdır. Bu anlamda, hangi fedakarlığı yapma gücü varsa; o fedakarlığı gözünü kırpmadan yapmalıdır. Yoksa; anlamsız, içi boş şehrimi seviyorum; ifadelerinin, karşılığı yoktur. Eğer, görevinizi layıkıyla yapıyorsanız; İşte o zaman, bir şehrin temsilcisi olan derneğinizin; sözünüzün dinlendiğini, fikrinize itibar edildiğini, göreceksiniz. Yoksa; Sayısal olarak; Yüksek rakamlarla ifade edilen dernek teşkilatlanmaları yerine; Sözüne itibar edilen, ağırlığı olan, kendisini; her yönüyle kabul ettirmiş; teşkilatlanmaların olması gerekir. Şehrimizin dışında gerçekleşen kimi, dernek örgütlenmeleri; bu ana gayeden uzaktır. Sadece, toplumsal hayatın içerisinde; lokal anlamda, birliktelik oluşturmak için, gerçekleştirilmiş, yapılanmalar gibi gözükmektedir. Böyle yapılanmalardan sonuç almak, zordur.
İstediğiniz yapılanmayı gerçekleştirecek olursak; Daha sonra; her alanda, bu birlik ve beraberliğinizi gören; bütün yapılanmalar, sizin itirazlarınızı ciddiye alacaktır. Yoksa, siz kendi üzerinize düşen görevi yapmadıktan sonra; bu şehirli olmayan, insanlardan; Bu Şehir' e, sahip çıkmaları gerektiğini, nasıl anlatacaksınız. Kendisinin sahiplenmediği bir şehri, başka birileri sahiplenir mi? O Şehir 'e, her anlamda değer verir mi? veremez...
Ömrünün tamamını çeşitli kazanımlar elde etmek için; şehir dışında hayatlarını devam ettirenler; Bağlı oldukları toprakların dışında; ne kadar yapılanma gerçekleştirseler de; Şehrin kendisinde yaşamadığı için; Şehrin bizzat yaşadığı sıkıntılardan, haberdar olamazlar. Onlardan beklenen; hem yaşadıkları şehirlerde; birlik ve beraberliklerini devam ettirmektir. Hem de; Vatanım olarak kabul ettikleri, doğduğu topraklara; vefa borcu olarak; her türlü hizmetin gitmesi için; çaba ve gayret sarf etmektir. Yoksa; kuru, kuruya; Ben Şehrimi seviyorum, sözleri hiç bir mana ifade etmez. Hatta bazı dernek mensupları; Ben O şehirde doğdum amma; Ben şu andaki yaşadığım şehirde hayatımı devam ettiriyorum. O nedenle; önceliğim, yaşadığım şehrin öncelikleridir, demektedirler. O, zaman; O insanlara sormak lazım. Neden sivil toplum örgütünüzün ismini; doğduğunuz şehri hatırlatacak, adlarla anıyorsunuz?
Doğal gerçek şudur. Eğer, bu şehirde yaşamıyor, iseniz; Bu şehirde yaşayan insanların, yaşadıkları sıkıntıları bilemezsiniz. Bu şehri ve insanını anlayamazsınız... Lütfen daha duyarlı olalım... Bir şehrin sevgisini; zorla birilerine yüklemek gibi, bir görevimiz yoktur. Beklenen, herkesin bu şehrin kalkınmasına, iyileşmesine, gelişmesine yönelik; Ciddi ve samimi, bir adım atmasıdır...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?