Son günlerde, hemen yakınımızda olan, olaylar göstermektedir ki; güçlü olmak zorundayız… Bugün Batının, yaptığı tüm eylemleri gücümüzün yettiği kadar protesto ediyoruz, Lanetliyoruz. Kısacası insan olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Ancak, caydırıcı olmuyor. Neden? Onlar açısından; karşımızdaki gücü korkutacak kadar, demek ki; güçlü değiliz. Bizi güçlü görmüyorlar… Gösterelim o halde...
Aynı şeyler kuzey Irakta olan olaylar için de, geçerlidir. Bizim önümüzü kesmek için; her türlü oyunu oynamaktadırlar. Türkiye'nin kararlılığı karşısında, geri adım atmaya başladılar. Yine de; yeni, yeni oyunlar peşindeler. Oradaki terör yandaşlarına, her türlü yardımı yapmaya devam ediyorlar.
Hadi, O zaman, İşte cevap; her alanda güçlü olmak zorundayız… Nasıl güçlü olacağız? Doğal olarak, Devleti besleyen damarları daha güçlü hale getirerek, bunu elde edebiliriz. O zaman karşımızdakiler, yanıldıklarını anlayacaklar. Bu Aziz Milletin gücünü fark edeceklerdir.
Yaşanan son olayların neticesinde; AB topluluğu gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Ülkemiz için; güzel düşünceler beslemiyorlar. İyi niyetli değiller.
Buna karşılık; SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ, yaptığı değerlendirmelerle, Batının gerçek yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Halkımıza, bu konuda doyurucu bilgiler sunmaktadır. Yaptıklarına karşılık; resti çekmiştir. İki yüzlülüklerini, bizzat yüzlerine söylemiştir. Tek amaçları vardır. Ülkemizin güçlenmesini istememektedirler. Ülkemizde barış, huzur, sükunet olmasın diye; ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Terör örgütlerine destek veriyorlar. Terör elemanlarını; koruyup, kolluyorlar. Açıkça silah yardımı yapıyorlar.
Bütün bunlar, gözümüzün önünde olmaktadır. Bu olanları ancak; daha güçlü bir Devlet olunca; engelleyebiliriz. Bu da; bizim elimizdedir. Çok çalışmak, yetişmekte olan nesillerimizi; tüm değer yargıları ile; donatmış bir şekilde yetiştirmek, zorundayız. Hain ve içimizdeki kötü düşüncelere sahip insanların, sayısını azaltmak zorundayız. Böyle insanlar yetişmesin diye; mücadele etmek, şarttır. Bizim güçlenmemizi istemeyen dış güçler; içimizdeki bu yandaşlarından, güç almaktadırlar.
Bütün çabamız, yaşadığımız tecrübelerden ibret almak, aynı acı tecrübeleri bir daha yaşamamaktır. Yakın coğrafyamızda olan vahşetleri de unutmamaktır. Dış güçlerin çevremizi nasıl ateş çemberine dönüştürdüğünü ise; her zaman aklımızda tutmalıyız. Böyle şeylerden çok çalışarak, güçlü olarak, Vatanımızı, canımız kadar severek ve onu koruyarak kurtulabiliriz. Kuru kuru sevmekle değil, gerekirse önce malımızdan, çıkarımızdan fedakarlık ederek, başlamalıyız. Malını vermeyen canını biraz zor verir. Devlete olan zorunlu ödemelerimizi yaparak bunu başarabiliriz. Devlet her alanda güçlü olmaz ise; hiç bir alanda hizmet üretemez... Güçsüz Devlet imajı da; en çok düşmanlarımızı, bu coğrafyada gözü olan insanları sevindirir.
İdam konusu da; aynen öyledir. Bizim dışımızdakiler, ne diyor? Diye değil; Kasten öldürülen insanın hakkını korumak için; Vatana ihanetin bir bedeli olması için; uygulamaya sokulmalıdır. Sayın CUMHURBAŞKANIMIZIN tabiri ile; Hans, George, ne düşünüyor? Diye, düşünmemek gerekir.
Çevremizde yaşanan vahşet görüntüleri, mülteci sorunları, aynı zamanda bizlerin, bu konuda uyanık olması için, yeterli sebeptir. Bu olayla,r bizim Ülkemizin bu coğrafyada, bu bölgede ne kadar daha güçlü olmamız gerektiği gerçeğini vurgulamaktadır. Adeta haykırmaktadır. Asıl tepkimizi, Bu sahada en güçlü olmak adına; çalışarak, bütünleşerek, birbirimize yeteri kadar sahip çıkarak ortaya koymalıyız. Devletimiz yeteri kadar güçlü olduğu zaman; unutmayın, ilk fark edecek olanlar ezeli düşmanlarımızdır. Onlar bizim yeteri kadar güçlü olduğumuzu anladıkları andan itibaren; tüm tavır ve davranışları değişecektir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Öncelikle, bizim, bizden başka dostumuz yoktur. Bu böyle biline…
Riyakar AB yöneticilerinin, Mültecilerin önünün açılması, konusu; nasıl kendilerini tedirgin etmiştir. Mültecilerin girişini engellemek için; her türlü zorluğu çıkarmaktadırlar. Ancak, Üç milyon insan yola çıkacak, olursa; nasıl durduracaklar? Bu ihtimali düşünerek; O nedenle; karıştırıcılığa, bozgunculuğa, kışkırtmacılığa, devam etmektedirler.
O halde Ülkemizin daha güçlü, düşmanlarımız tarafından da caydırıcılığı olan, bir Ülke olması için; her alanda Ülkemize sahip çıkmalıyız. Devletimizi güçlendirmeliyiz. Kişisel yararları değil, Ülke yararlarını en önde tutmalıyız. Unutmayalım; başka TÜRKİYE yoktur. Bizim gidecek yerimiz de; yoktur. Ben, SEN, O, OLMA ZAMANI DEĞİL, BİZ OLMALIYIZ... BİZ... Hadi, ne bekliyoruz...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?