Veliler, özellikle anneler, okuldan eve gelen çocuklarına ilk önce ne demelidirler?
-Öğretmenin sana ne dedi?
-Öğretmenin sana aferin dedi mi?
-Arkadaşlarınla aran nasıl?
-Hiç tahtaya kalktın mı?
-Okulda ne yaptın?
-Soruları yapabildin mi?
-Öğretmenin sorularını cevaplayabildin mi?
-Günün nasıl geçti?
-Bugün neler öğrendin?
Bu soruların bir kısmı kısmen doğru gibi görünse de hepsi yanlıştır. Okuldan eve gelen öğrenciye annenin ilk sözü BUGÜN ÖĞRETMENİNE SORU SORDUN MU veya BUGÜN ÖĞRETMENİNE HANGİ SORUYU SORDUN? Olmalıdır. Çünkü bilim sorguyla başlar. Öğrencinin öğrenmeye en yakın olduğu an soru sorduğu andır. Öğrenci soru sormazsa öğretmen, öğrencinin konuyu anladığını zannederek geçecektir. Ayrıca soru sormak öğrencinin medeni cesaretini artıracak, özgüven duygusu kazanacak, soru sormak için konuyu daha dikkatli dinleyecek, konuşma becerileri artacaktır.
Anneler, çocuklarına soru sorma becerisini kazandırmalıdır. Bunun için anneler, çocukların sorularını usanmadan, bıkmadan sabırla mantıklı olarak cevaplamalıdırlar. Çocukların soru sorma hevesini, becerisini yok etmeden, sorgulayan birey olarak büyütüp okula göndermelidirler. Hayatımız boyunca edindiğimiz tüm davranış biçimlerinin yaklaşık yüzde doksanı 0-6 yaş, okul öncesi dönemde kazanırız. Çocuğun ilk öğretmeni annedir. Öğrencinin davranış, alışkanlık ve becerilerin yüzde doksanını anneden, aileden öğrenerek okula gelirler. Bunun için eskiler; ''Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde odur'' diyerek okul öncesi döneme dikkat çekerek yedisine kadar hangi davranışları kazanırsa yetmişine kadar o davranışların devam ettiğini anlatmak istemişlerdir.
''Çocuklara yalnızca bilgi öğretmek marifet değildir. Asıl meziyet çocuklara düşünmeyi ve sorgulamayı öğretmektir.'' Düşünen-sorgulayan birey yetiştirmenin ilk adımı soru sorma becerisi kazandırmaktır. DOĞRU SORU SORMAK BİLGİMİZİ VE YAŞAM KALİTEMİZİ ARTIRIR. İnsan sorusunun kalitesi ile değerlendirilir. Önemli olan sorma, sorgulama becerisi kazandırabilmektir.
Öğrenciler de her gün okuldan eve gittiğinde kendilerine;
''BUGÜN OKULDA NELER ÖĞRENDİK? '' sorusunu sormalı ve cevabını düşünmelidirler.
Öğrenciler okulda öğrendiklerini pekiştirmek için;
Derslerde işlenilen ve matematik defterine yazılan alıştırma, problem, tanım ne varsa hepsini her gün mutlaka başka bir deftere (çalışma defteri) yeniden yazarak tekrar etmelidir.
TEKRAR ETMEZSENİZ UNUTURSUNUZ SÖZÜ EKSİKTİR. DOĞRUSU; TEKRAR ETMEZSENİZ TAM ÖĞRENEMEZSİNİZ.
ÖĞRENCİ EVDE; OKULDA ÖĞRENDİĞİ BİLGİYLE BAŞBAŞA KALMADIĞI SÜRECE TAM ÖĞRENME GERÇEKLEŞMEZ.
Daha sonra ödevlerini yapmalıdırlar, mutlaka yatmadan önce kitap okumalıdırlar. Bir Japon yılda ortalama 24 kitap okuyor. 24 Türk yılda ortalama bir kitap okuyor. Çok okuyan Japonlar üretiyor biz satın almak zorunda kalıyoruz.
Çocukların kitap okuma alışkanlığını kazanmaları için annelerin mutlaka çocuklarının yanında kitap okuyarak doğru rol model olmalıdırlar. Çocuklar sözlerinizden çok ayak izlerinizi takip ederler, izlerinize dikkat edin. ''Çocuklarınızı başarılı insanlar yapacak olan, onlar için yaptıklarınız değil, onlara kendileri için yapmayı öğrettikleriniz olacaktır.''
Nobel ödüllü bilim insanımız, Türk Milletinin gururu Aziz SANCAR; ''Biz çalıştığımız ve ürettiğimiz sürece üstün olacağız. Üstünlük genetik değildir, bütün insanlar birbirine eşittir. Çoğu insan zekaya inanır ben inanmıyorum. Bizi birbirimizden ayıran emektir. Ben çalışmaya inanıyorum'' der.
Selam olsun, çocuklarına sorma-sorgulama, düşünme, çalışma, kitap okuma davranış, alışkanlık ve becerisi kazandıran annelere.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?