USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ne denir ki Sivasspor;

22-11-2016

Yazıma gazetemiz genel yayın yönetmenliğine atanan Orhan Üngör kardeşime yeni görevinde başarılar dileyerek başlamak istiyorum.

Gerçekten ne denileceği var ne de yazılacağı var. Aslında çok değil daha geçen sezon başında süper ligdeyiz ve tüm takımların çekindiği bir ekibiz. Aradan 1 yıl geçiyor, takım birçok badire atlatıyor, ligden düşüyoruz. Olabilir, olmasa iyiydi ama biz Sivasspor’uz. Toparlanır çıkarız yeniden süper lige diyoruz. Ümit varız. Bizim ölümüz bu 1. ligi sallar hesabındayız. Öyle sanıyorum ki eski ve yeni futbolcular ile teknik heyet ve yönetimde aynı kanaatte. Maalesef öyle değil… 1. Lig süper ligden daha çetin bence. Öyle biz süper lig takımıyız deyip kramponları çime basmayan futbolcuların ligi değil burası. Kendisini ispat için çok çalışan, bir üst klasmana yükselmek isteyen, seviyesini yükseltmek amacında olan futbolcuların olduğu geçiş ligi burası. Sanıyorum sıkıntı burada. Biz hala süper lig modundan çıkamadık. Takımın iskeleti duruyor. Teknik heyet ligi de, ekibi de tanıyor. Yönetim yıllardır aynı. Böyle olunca başarı gelmeli diye bekliyoruz. Beklenti bu mağlubiyetler değil, eze-eze ligi forse etmek adına. Sivas’ın marka değeri diye altını siyah kocaman çizgilerle çizdiğimiz takımımız bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Sebep; süper lig takımıyız, burada ne işimiz var mı?

Yoksa…

Bu takım havalarda falan değil de çok büyük bir özgüven eksikliği içinde mi?

Böyle olması da doğal. Futbolda sürekli kaybeder, başarılı olamazsanız hava kaçıyor, korkuyorsunuz. Her maça acaba yine kaybeder miyiz diye çıkıyorsunuz. Eğer böyleyse; yönetime ve teknik heyete çok iş düşüyor. Psikologlar mı devreye girse? Takımı demoralize durumdan kurtarıp, motive etmek için bir şeyler yapmak lazım. Yoksa bu tren kalkarsa tekrar aynı istasyonu geç geliyor beyler.

Sevgili futbolcu kardeşlerime cumartesi günü oynanan Ümraniyespor maçıyla ilgili bir çift sözüm var. Siz oynadığınız futboldan, ettiğiniz mücadeleden memnun musunuz? Koşarsınız, terinizin son damlasına kadar mücadele edersiniz, maçı istersiniz ama olmaz. Kimse size bir şey diyemez. Hatta gelecek için takdir edilirsiniz. Ben sahada 11; değişikliklerle 14 tane Sivasspor’un o şanlı formasını gördüm. Kırmızı-beyaz renklerle sahada mahsun mahsun dolaşıyordu. O formada bu şehirde hak etmiyor bunları. Buradan ahkâm kesmiyorum. Bu şehir size güveniyor. Yönetime, teknik heyete ve herkese nasip olmayan o formayı giyen siz futbolculara güveniyor.

İnsanların ruh halleri hele ki bu günlerde çok kötü. Bir kaos içerisinde yaşanıyor. Siz hiç bu insanların günlük streslerinden, içinde bulundukları zor durumlardan tuttuğu takımın, memleketinin takımının maçını liman olarak görüp sığındıklarını düşünüyor musunuz? Her ne sıkıntıda iseler akşama Sivasspor’un maçı var, yarına takımımızın maçı var diye kendi kendilerini kandırmak pahasına liman bilip sığınıyorlar. Bu insanları mutlu edin. Size güvenenleri mahcup etmeyin. Kendinize gelin. Fert-fert baktığınız da her bir futbolcu arkadaşım süper ligin hangi takımına koyarsanız rahat 11 oynayacak kapasitede. Gel gör ki; Sivasspor da istenilen düzeyde futbol oynayamıyorlar.

Maç kaybedilebilir, Tolgahan’ın yediği goller gibi kötü goller yenilebilir. Kaçan goller gibi çok gol kaçar. Bunlara kimse takılmıyor. Taraftarın güvenini kaybetmeyin. Güven öyle bir şey ki gitti mi geri gelmesi çok zor. Ümraniyespor maçının zor geçeceği belliydi. Özellikle bir önceki Elazığspor maçında kırmızı kart görerek bu haftaki maçta oynayamayan Ziya’nın eksikliğini çok hissettik. 4 golün 3’ü sol kanattan geldi. Demek ki; daha dikkatli olup takımı hem oynanan maçta hem de önümüzdeki haftalar için zor durumda bırakmamak gerekiyor. Bu sezon mağlup duruma düştüğümüz hiçbir maçı çeviremedik. Gol yediğimizde film kopuyor. Sanırım üstte ki paragraflarımda belirttiğim özgüven eksikliği buna neden olarak görülebilir.

Başarı inanmakla gelir. İnanın… Lütfen inanın… Bu takımı layık olduğu yere tekrar çıkarın. Ne yapacağınız kimse söyleyemez. Bunu en iyi siz biliyorsunuz ama bir şeyler yapmanız gerekliliğini hatırlatırlar sadece.

Teşekkürler, tebrikler, aferinler ve bravolar yazılacak haftalarda görüşmek dileğiyle…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?