USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DİRİLİŞ YAZILARI-II

15-12-2016

NİTELİKLİ ÖĞRETMEN
NİTELİKLİ EĞİTİM
Geçen haftaki yazımızda eğitimin genel durumuna giriş yapmış, geçmişten günümüze eğitim perspektifimizden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise öğretmenin niteliği, kariyer basamakları, mesleki gelişimi ve hizmetiçi eğitim Bilindiği gibi, öğretmen yetiştirme konusu, Türk eğitim sisteminin temel gündem maddelerinden biri olarak pek çok platformda tartışılmış, konuyla ilgili pek çok araştırma yapılmış ve raporlar yazılmıştır. Bunlardan biri de 18. Milli Eğitim Şurası'dır. Söz konusu Şurada "öğretmen yetiştirme, istihdamı ve mesleki gelişimi" Şuranın birinci gündem maddesi olarak ele alınmıştır. Eğitim sistemin temel unsuru olan öğretmenlerimizin, yetişme ve istihdamıyla ilgili sorunlarını, eğitim sistemimizin diğer sorunlarından ayrı görerek çözüm üretmek  mümkün görünmemektedir. Çünkü sistem dediğimiz yapılar, kendisini oluşturan bütün alt sistemlerin birbiriyle etkileşimi ile iş görür hale gelir. Dolayısıyla öğretmen yetiştirme konusu da eğitim sistemi içinde yer alan diğer kaynaklardan büsbütün bağımsız değildir.
Eğitim sistemine, geleceğimizin inşasının en önemli aktörü olan öğretmenlerimize yüklediği sorumlulukların büyüklüğüyle ters orantılı biçimde yaklaşıldı. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri sosyal yapılarındaki gelişme ve beklentilere duyarlı davranarak öğretmen yetiştirme programlarını güncelleme yoluna giderken, bizde toplumun ve dünyanın gerçeklerinden uzak bir yaklaşım ile eğitimin faturası, çoğu zaman öğretmenlerimize kesilmiştir. "Oysa kalkınma ve nitelikli eğitim, nitelikli eğitim ile nitelikli öğretmen arasındaki ilişkinin doğru orantısının tezahürüdür." Bu gerçekten hareketle öğretmenlerimizin hem donanımları, hem özlük hakları, hem de kendilerini yenilemeleri için sahici bir adım atılması gerekmektedir.
Herkes çok iyi bilmelidir ki gelecekte ülkemizi, milletimizi teslim edeceğimiz insanları yetiştiren öğretmenlerimizdir. Geleceği inşa edecek insanları yetiştiren öğretmenlerimizin mesleki becerilerini geliştirmelerine imkan sağlanmadan, onların yaşam koşullarını-özlük haklarını iyileştirmeden, hak ettikleri saygınlığı teslim etmeden başarılı olunamayacağı aşikârdır. Özgür, toplumun değerlerine yabancılaşmamış, insan hakları ve demokrasiye bağlı, kalkınma hamlelerinin taşıyıcısı; barış ve huzur içerisinde kalkınmış bir Türkiye inşa etmek için tüm şartların iyileştirilmesi gereklidir.
Eğitim sistemimizin ana unsuru, temel taşı öğretmenlerdir.  Öğretmenlerimizi eğitim sitemimizin merkezine alarak ilimizde ve ülkemizde eğitimde istediğimiz seviyelere gelmemiz ancak mümkün olabilir. Günümüzde öğretmenlerimizin en önemli sorunu itibar sorunudur. Özellikle son yıllarda öğretmenlik mesleği itibar kaybetmiş ve kaybetmeye de devam etmektedir. Kamuoyunda neredeyse öğretmen olmadan da eğitim öğretim olabilir ya da herkes öğretmenlik yapabilir düşüncesi yaygınlaşmış, uzmanlık gerktiren bir meslek adeta yok sayılmıştır.  Eğer eğitimde başarı ve kaliteyi artıracaksak, öncelikle eğitim sistemimizin temel taşı olan öğretmenlerimize itibarlarını geri verecek çalışmalar yapılmalıdır.
Geçtiğimiz yıllarda öğretmen kariyer basamaklarına ilişkin bir çalışma yapılmış ve öğretmenler sınava tabi tutularak aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere kariyer basamakları sıralanmıştı. Bu sınavlar sayesinde öğretmenlerimiz kendilerini yenilemek, değişen ve gelişen eğitim anlayışına ayak uydurmak zorunda kalmıştı. Okuyan, araştıran kendini yenileyen ve buna karşılık hak etmiş olduğu kariyer basamağında maaş artışı ile motive edilmişti. Mevcut öğretmenlerin bir kısmı bu fırsattan yararlanmış, ancak sonraki dönemlerde uygulanmamış, özlük haklarında da bir adaletsizlik oluşturarak öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkilemiştir. Olağanüstü gayret göstererek alanında büyük başarılara imza atmış öğretmenlerin tespiti ve taltifinde de gerekli ve yeterli çalışmalar yapılamamış; çalışan, üreten, etkili yöntemler geliştiren öğretmenlerimizin moral ve motivasyonu olumsuz etkilenmiştir.
Bir diğer husus ise öğretmenlerin kendilerini yenileme, bilgi ve birikimlerini artırma noktasında açılan mahalli ve MEB genel müdürlükler düzeyinde açılan merkezi hizmetiçi eğitim semir ve kurslarıdır. Merkezi düzeyde açılan seminer ve kurslara katılacakların sayısı ülke genelinde en fazla 200 olarak belirlendiğinden her öğretmen bu seminer ve kurslara katılma imkanı bulamamaktadır. Yerel anlamda konuyu ele alacak olursak, ilimizde öğretmenlerimizin yararlanacağı bir hizmet içi eğitim merkezi bulunmamaktadır. Başka illerde var olan hizmet içi eğitim merkezlerinden de, bir çok öğretmenimiz başvuru yaptığı halde yararlanamamaktadır. Mahalli kurs ve seminerler de alanında uzman kişilerce verilemediğinden yetersiz görülmekte, öğretmenimizin gelişmesine katkı sunmamaktadır.
Peki yukarıda belirttiğimiz hususlarla ilgili neler yapılabilir?
1.İlimizde bakanlığımıza bağlı bir hizmet içi eğitim merkezi kurulması yararlı olacaktır. Öğretmenlerimizin yıl içerisinde ihtiyaca binaen hizmet içi eğitimleri alması kolaylaşacak, ilimiz ekonomisine ve eğitimimize ivme kazandıracaktır. Sıcak çermikte açılacak bir hizmetiçi eğitim merkezi, termal turizm ve kış turizmine önemli katkılar sağlayacaktır.
2.Bakanlığımızca açılması planlanan öğretmen akademisinin ilimizde kurulmasının hem öğretmenlerimiz hem de ilimiz turizmi açısından olumlu yansımaları olacaktır.
3. Alanında yetkin kişilerce mahalli düzeyde kurs ve seminerler yapılmalıdır.
4.Öğretmenlerin kariyer çalışmaları (yüksek lisans, doktora, ikinci üniversite) desteklenmeli ve teşvik edilmeli, bu hususta kolaylık sağlanmalıdır.
5.Öğretmenlerin taltifinde objektif kriterler belirlenmeli ve ödüllendirmeler tarafsız olarak bu kriterlere göre yapılmalıdır.
6. Yetkililer eğitim sisteminde herhangi bir sorun veya sıkıntıda öğretmenleri günah keçisi ilan etmemeli, bu tür söylemlerden kaçınmaya özen gösterilmelidir.
7. Milli Eğitim Müdürlüğümüz üniversite ile işbirliği yapmalı özellikle liselerde olmak üzere belli konular, alanında uzman akademisyenlerce anlatılarak öğretmen ve öğrencilerin farklı yöntem ve teknikleri tanımaları sağlanmalıdır.
8.İyi bir saha çalışması ve kurumlar arası iletişim kanalları geliştirilerek belli konularda kendini geliştirmiş, öğretimde farklı yöntem ve teknikleri kullanan öğretmenlerin diğer okullarda, misafir öğretmen olarak, meslektaşları ve öğrencilerle paylaşımlarda bulunmaları sağlanmalıdır.
9.Öğretmenlerimize değerli oldukları ve önemli oldukları her daim hissettirilmelidir.
10. İlimize dışarıdan gelen öğretmenlerin zorunlu çalışma sürelerini doldurduktan sonra da ilimizde kalmalarını sağlayacak ortamlar oluşturlmalıdır. Bilindiği gibi ilimizden her yıl çok sayıda öğretmen başka illere tayin istemekte, sürekli bir değişiklik olmakta  bu da eğitimi olumsuz etkilemektedir. Özellikle ilçelerde, belde ve köylerde görev yapan öğretmenlerle yakın ilişkiler kurulmalı, her türlü sorunlarında ilk akla gelen yer veya kurum milli eğitim müdürlükleri olmalıdır.
11.Herkesin ve her kurumun kendi işini yapması, eğitim öğretim faaliyetlerini yürüten kurumların dışındaki başka kurum ve kişiler eğitim ve öğretmen üzerinde tahakkum oluşturmamalıdır.
12.Öğretmenlerin veli ve öğrencilerle yaşadıkları en ufak bir sorunda bile, öğretmen haklı olsa dahi, idareci ve yetkililerin öğretmenlere sahip çıkmaması öğretmenin şevkini ve çalışma azmini olumsuz etkilemekte, moral ve motivasyonunu bozmaktadır. Bu noktada kurumsal olarak öğretmene sahip çıkılmalıdır.
13.Son dönemlerde özellikle Milli Eğitim Bakanlarımız adına öğretmenlerimizin cep telefonlarına gönderilen önemli günlerdeki sms'ler il düzeyinde de yapılmalı; önemli olaylar, duyurular veya öğretmenlerin genelini ilgilendiren olaylar ( sınav başvuruları gibi) sms yolu ile duyurularak öğretmenlere değer verildiği hissettirilmelidir.
14.Öğretmenlerin görüşleri alınarak talep ve istekleri doğrultusunda hizmet içi eğitim faaliyetleri planlanmalı; seminer, konferans vb. toplantılarda öğretmen ve öğrenciler dolgu malzemesi gibi görülmekten vazgeçilmelidir.
15.    Sosyal faaliyette bulunmak isteyen çoğu öğretmenimiz bürokratik engellerden ve imkansızlıklardan dolayı bu faaliyetlerini yapamamaktadır. Sosyal faaliyetler özendirilmeli, teşvik edilmeli, evrak ve resmi kısımlar kolaylaştırılmalı, gerekirse milli eğitim bünyelerinde birimler kurulmalı öğretmenler yerine işin resmi prosedür kısmı bu birim tarafından yapılarak öğretmelerin öğrencileri ile birlikte okul dışında geziler düzenlemeleri, kültürel, sportif ve sanatsal faaliyetlere katılmaları teşvik edilerek, eğitim ve öğretimin sınıftan ibaret olmadığı gerçeği fiilen ortaya konulmalıdır.
16.Milli Eğitim Bakanlığımızın öğretmenlere tavsiye ettiği kitap ve filmler, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzce her okula dağıtılmalı, bunlardan istifade edilmesi  sağlanmalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?