Avrupa toplumu, tüm engellemelere rağmen; İslama gönül verenlerin, sempati duyanların, kendilerinin hakim olduğu devletlerde; yaygınlaşmasından rahatsızdır. Belki de; İslam kelimesinin geçtiği her alanda; arkasından terörizimle ilişkilendirme çabalarının altında; bu gerçek yatmaktadır. İslamın yaygınlaşmasını, engellemek.
Bunun için toplu bir haçlı dayanışması ve birlikteliği vardır. O ülkelerdeki İslamı temsil eden kurumlara saldırmaları, bunun açık bir göstergesidir. Aşağı yukarı her ülkede buna benzer saldırılar olmaktadır. Bölgenin güvenlik güçleri ise; konuya duyarsızdır. Aynı saldırıların benzeri, Ülkemizde yapılsa; Batılı devletler ayağa kalkar.
Batı Medeniyetinin, İslam ile tanışması; çok eski yıllara dayanmaktadır. Asırlar önce; Endülüs İmparatorluğu, bu topraklarda bir devlet kurmuştur. Bu devlet, yaklaşık yedi yüz yıl yaşamıştır. Bu sayede İslam medeniyetini, tanıma fırsatını yakalamışlardır. İlerleyen yıllarda; Osmanlı İmparatorluğu ile; tanışmışlardır.
Bu iki devletin varlığı sayesinde; İslam Medeniyetinin ne olduğunu, insanların farklı inançlara sahip olsalar da; birlik içerisinde, barış içerisinde bir arada yaşayabileceklerini öğrendiler. İnsan için, vazgeçilmez bir şart olan; yaşama hakkının önemini fark ettiler. Bir coğrafyada aynı dinden olmasa da; insanların inanç özgürlüklerine sahip olarak yaşayabileceklerini anladılar. Etnik kökenlerine, dillerine bakmadan, kültürlerini sorgulamadan aynı toprak üzerinde yaşamayı öğrendiler.
Amma, bütün bunlar Batının gerçek işgalci yüzünü göstermesine engel olamadı. İnsanlıkla bir türlü tanışamadılar. Sadece kendi yararlarını önde tuttular. Bu menfaat duygusu için; gerekirse, kendi dinlerinden, coğrafyalarından olan milyonları bile; öldürmeden çekinmediler. Yüz yıl savaşları, ikinci Dünya savaşı örneklerinde olduğu gibi.
Endülüs'te, Yedi Asrı geçen bir şekilde kendilerine İslam Kültürünü ve barışını getiren insanları kana, işkenceye boğarak; topraklarından dışarı attılar. Hatta o topraklarda Müslüman medeniyeti altında senelerce birlikte yaşadıkları Yahudileri bile, Müslümanlarla birlikte kovdular. Yahudiler de; Endülüs’ten kaçan Müslümanlarla birlikte Anadolu’ya sığındılar. İşin başka acı gerçeği de, budur.
Daha sonra da Orta Avrupa’dan ve Balkanlardan aynı şekilde; Osmanlı Tebası’nın çekilmesi için, aynı zulümleri yaptılar. İşte Batının gerçek yüzü budur. Bu gün Batı hayranı olup onlar gibi; yaşamaya, onlar gibi konuşmaya, onlar gibi hayat tarzı isteyenlere duyurulur. Hayranı olduğunuz, medeniyetin; gerçek yüzü budur.
Son zamanlarda Avrupalı yöneticilerin; yaptıklarını yadırgamamak lazımdır. Bunlar O, nesillerin torunudurlar. Tarihte kendisine insanlıkla davranan, Bu Müslüman Medeniyetine; düşmanlıkla cevap vermişlerdir.
Bugün, özellikle Kendi insanlarının Müslüman olmaları, İslama karşı olan, yönelmeleri; Avrupa devletlerini, endişelendirmektedir.
İslama olan kinleri, Endülüs'ten sonra da; şiddetle durmadan, devam etmiştir. Yakın zamanlarda; yaptıkları zulümler, apaçık ortadadır. Daha sonraları; Afrika’daki Müslüman toplumlara yönelik katliamlara devam etmişlerdir. Cezayir, Filistin, Fas, Libya gibi, eski Osmanlı topraklarında; taş, taş üzerinde bırakmamışlardır.
Kendilerine sunulan Medeniyetten hıncını bu şekilde, almışlardır. Bu insanlar ürettikleri ve geliştirdikleri tüm yeni ve ileri teknoloji ürünlerini; zulüm ve işgal, köleleştirme, başkalarının sırtından bedavadan geçinme, sömürü için bir araç, olarak kullanmışlardır. Kısacası, daha insan sömürüsünden vazgeçmiş değillerdir. Köle aramaktadırlar. Köle bulabilmek için her yolu denemeye devam edeceklerdir.
Nerede bir kendi yararlarının olacağı zengin bir kaynak bulurlarsa; orayı işgal edip sömürmek için; elinden geleni yapacaklardır. Bu nedenle, kendileri için, en büyük yatırımları; Silah üretimine ve enerji üretimine yapmaktadırlar. Gelişmekte, geri kalmış ülkelerdeki bu tür girişimlerin önünü kesmek adına, çeşitli faaliyetlerde bulunacaklardır ki; Bu Ülkeler her alanda onlara muhtaç olsun. Ülkemiz, kendi ihtiyacı olan enerjiyi kendisi üretirse; o zaman dış ülkelere ihtiyaç olur mu? O nedenle bu tür girişimleri engellemek adına da her şeyi yapacaklardır. Bunun için; iç ve dış işbirlikçilerini, devreye sokacaklardır.
Batı bir anlamda İslam, Din olarak sömürmeyi istemediği için, paylaşımı hak ve adalet duygularının hayatta uygulanmasını en büyük amaç edindiği için; düşmanlıklarına devam edeceklerdir. Daha İslam Medeniyeti ile olan; hesaplaşmaları anlaşılan bitmemiştir. Kendi vatandaşları eğer, Müslüman olursa; bütün bu gerçekleri öğrenecektir. Endişesi ve korkusu, bu yüzdendir.
Bu nedenle; İslamın kendi insanları arasında; yaygınlaşmasından, ciddi manada rahatsızdır. İslamın karalanması, için; elinden gelen her şeyi yapacaktır. Terör eylemlerini desteklemek, hatta bu amaçlı terör örgütleri kurmak; ana gayeleridir. Dünya üzerindeki, verimli yer altı ve yer üstü zenginliklerini; kendisi kontrol etmek istemektedir. Hemen yanı başımızdaki, kargaşa ve kaos ortamının ana nedeni budur. Bu böyle biline…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?