USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KAR TANESİNİN MESAJI

02-02-2016

Her ne kadar kar mevsimi; bazı insanlarca beyaz kâbus, kara kış, soğuk, ayaz ve yaşanmaması gereken bir mevsim olarak algılansa ve dillendirilse de, kar bilinmeyen bir hazinedir. Özellikle küçük bitkilerin (buğday yetiştiren tarım çiftçileri bunu daha iyi bilir) soğuktan korunması, küçük fideler vermesi, toparlanması geleceğe hazırlanması bir yorgan vazifesi görerek onları sarıp sarmalayan kar sayesindedir. Havada ve toprakta bulunan birçok zararlı mikropların ölmesini sağlama, canlıların su ihtiyacını karşılaması, içinde taşıdığı amonyak sayesinde azot bakterileri tarafından azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılaması da kar sayesindedir. Bu anlattıklarım karın toprağa ve canlılara olan faydalarındandır. Ama ben bu yazımda kar tanelerinin insana, insan ilişkilerine yansıyan yönü üzerinde duracağım.

 

       Sıcak bir çay, yanan bir soba, soba üzerinde kestane ve pencereden süzülerek inen kar tanelerini izlemek, birçok insanın yaptığı veya hayalidir. Bu durum esasında insanın ruhunu dinlendiren psikolojik bir terapidir. Eğlencesi de; kayak yapma, kartopu oynama ve kardan adamlar yapmadır.

 

       Beyaz renk; her zaman saflığı, duruluğu temsil eder. Kar örtüsü de bu rengi ile yerde bulunan her şeyin üzerini kapatarak, insanoğluna bir mesaj vermektedir. Bu mesajı doğru okuduğumuzda; bizlere yapılan kötülüklere, zarar vermiş insanlara, incindiklerimize, bilerek veya bilmeden kırdığımız kalplere karşı öfke ve kin besleme yerine,  onları rencide etmeden, kusurlarını açığa çıkarmadan tüm eksik ve noksanlıkları ile üzerinin bir daha açılmamak üzere kapatılmasını, temiz bir sayfa açılması mesajını verir.

 

        Kar; dini, mezhebi, yaşadığı coğrafya neresi olursa olsun aynı saf ve temiz davranışları sergileyen, hayal dünyaları zengin, zengin hayal dünyalarına rağmen küçük şeylerle mutlu olabilen, paylaşabilen, uzun süren kırgınlıklar taşımayan çocukları hatırlatır. Onların bakışlarında, konuşmalarında ve davranışlarında o saflığı görebilirsiniz. Kar da bu yönü ile saf ve berrak olması, tüm canlıları kuşatıcı olması ile ne kadar da benzerlik gösterir. Toprağa, çevreye zarar veren insanoğluna küsmeden, sürekli cömert davranarak.

 

        Japon nükleer fizikçi Ukichiro Nakaya gibi birçok bilim insanı kar kristallerinin her birinin birbirinden farklı olduğunu mükemmel ve kusursuz simetriye sahip olduklarını, ortak noktalarının ise hepsinin altıgen olduğunu keşfetmiştir. Yeryüzünde yaşayan her bir insanın ortak bir takım özelliklerinin yanında her birinin ayrı bir dünya ve düşünce yapısına sahip olması ne kadar da benzerlik gösterir kar kristalleri ile. Kar tanelerinin hepsi farklı farklı olmasına rağmen, fayda anlamında birlikte hareket ederek, canlıların yaşam iksiri olurlar. Bu açıdan da bakıldığında bizlerin ayrı ayrı düşünce ve fikirlere sahip olmamıza rağmen ortak paydamız insani etik değerler etrafında birleşmek olmalıdır. Ne kadar da benziyoruz kar tanelerine, farklılıklarımızla zenginlik oluşturduğumuzu, bunu doğru kullandığımızda da başaramayacağımız hiçbir şeyin olmamasını gerçeğiyle. 

 

       “Kar taneleri ne güzel anlatıyor. Birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.”  söyleyen Mevlana’yı da anmadan geçemeyiz. Bizlerin kendimizi geliştirme, yenilenme adına hareket etmemizi, başkaları ile uğraşmanın yanlışlığını ve uğraşının hedeflere ulaşmada zaman kaybının olduğunun, bilgi ve birikimlerimizi insanlığa fayda sağlama adına kullanmamızın nasihatıdır.

 

      Evet bir kar tanesi olmak; beyaz, saf, kuşatıcı, faydalı…  Sessiz ve zararsız yol almak ama sonuçta bütün olmak… Anlamaya çalıştık seni kar tanesi. Bundan sonrası mı bizlere düşmekte, doğru anladığımızın kanıtı ise yaşantımızda gizli olacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?