Eğitim, bir ülkenin topyekûn kalkınmasının vasıtası ve ön koşuludur. Bir toplumda iyi eğitilmiş bireyler çoğunluğu oluşturuyorsa, o toplum medeniyet mücadelesinde öncelik alabilmekte ve insanlık tarihine iz bırakabilmektedir. Türk Milletinin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarihe iz bırakacak yeni bir medeniyeti inşa edebilmesi, ancak iyi bir eğitim hizmetinin sunulmasıyla mümkün olacaktır.
Bilime, bilimsel çalışmalara önem vermeliyiz. Bir bilgin dünyanın kaderini değiştirebilir. Bilim adamı yetiştirmek için bilimsel çalışmaları özendirmeliyiz. Fen bilimleri ve matematik dallarını zeki öğrencilerin okumasını sağlamalıyız. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarında matematik-fen bilimleri kontenjanlarını artırmalıyız. Yüksek lisans ve doktora öğrencisi seçimlerinde torpili, kayırmayı terk edip TUS gibi objektif bir seçime gitmeli veya ÖYEP’e yeniden dönmeliyiz. Bilim yuvası üniversitelerde torpil gibi bilim dışı işleri yok etmeliyiz.
Ülkemizde okul öncesinden-üniversiteye kadar 25 milyon öğrenci bulunmaktadır. Nüfusumuzu 75 milyon olarak kabul edersek caddede gördüğümüz her üç kişiden birisi öğrencidir. Bu ülkenin en önemli önceliği eğitimdir. Sağlıktan, hukuka, tarımdan, sanayiye, kadına şiddete kadar karşılaştığımız her sorunun çözümü eğitimden geçmektedir. Ayrıca ilimiz maden, sebze-meyve yetiştiricisi ve sanayi şehri değildir. İlimizin tek çıkar yolu çocuklarımızı okutmaktır.
Saygıdeğer Veliler,
Unutmayalım ki EĞİTİM, DÜNYA’YI DEĞİŞTİRMEK İÇİN KULLANABİLECEĞİNİZ EN GÜÇLÜ SİLAHTIR. Eskiler eğitimi bir sacayağına benzeterek, iyi bir eğitim için; TALEBENİN HEVESİ, HOCANIN NEFESİ, VELİNİN KESESİ bir arada olmalı derlerdi. Veliler her şeyden önce çocuklara etkin dinlemeyi öğretmelidir. DİNLEMEK BİR MEZİYETTİR, DİNLEMİYORSANIZ ÖĞRENEMİYORSUNUZ DEMEKTİR. ‘’KONUŞTUĞUN ZAMAN SADECE BİLDİKLERİNİ TEKRAR EDERSİN; AMA DİNLERSEN YENİ ŞEYLER ÖĞRENEBİLİRSİN.’’ Öğrenmek için dinlemek, dinlemek için susmak gerek. DİNLEYEBİLMEK SANATTIR. DİNLEMEK SEVMEKTİR, DEĞER VERMEKTİR, SEVİN VE DİNLEYİN.
Azimli bireyler yetiştirmeliyiz. ‘’BİLGİYE HAYAT VEREN AZİMDİR. AZMİ OLMAYAN İNSANIN BİLGİSİ ÖLÜDÜR.’’ ‘’KAZANANLAR HİÇ HATA YAPMAYANLAR DEĞİL ASLA VAZGEÇMEYENLERDİR. VAZGEÇENLER DEĞİL, MÜCADELE VERENLER TARİHE GEÇERLER.
Anneler çocuklarına sorumluluk duygusu kazandırmalıdır. ÇOCUĞUN ALMASI GEREKEN SORUMLULUK ALIŞKANLIK VE BECERİSİNİ ANNELER, ÇOCUĞUNUN YERİNE SORUMLULUK ALARAK KAZANDIRAMAZLAR ‘’
Saygıdeğer Veliler,
Çocuklar büyüklerinin ayak izlerini takip ederler. Sizlerden isteğimiz; Çocuklarınıza iyi bir matematikçi, fizikçi olmanız değil, doğru rol model olmanızdır. Anne-baba ne kadar etkili olursa öğrenci de o kadar etkili olacaktır. SEVGİ İLE BİLGİ (ÇALIŞMA) BİRLİKTE OLURSA BİR ŞAHESER BEKLEYEBİLİRSİNİZ. Unutulmamalıdır ki bitki için su ne ise çocuk için de sevgi odur. Az olursa kurutur, aşırı olursa çürütür. Bir çocuğa yapılabilecek en değerli yardım, başarabileceği konularda ona yardım etmemektir. Çocuklarınızın akademik eğitimi yanında ruh ve sanat eğitimine de önem veriniz. Çocukları bağlama, ney, resim, ebru, yüzme gibi sanat, spor ve müzik kurslarına gönderiniz. Sanat eğitimiyle çocukların ruh ve estetik eğitimleri sağlanmış olacak, özgüvenleri artacaktır.
Çocuğunuza soru sormasını öğretin ve doğru soru sorma becerisini kazandırın. Öğrenme- bilim sorguyla başlar. Doğru soru sormak bilgimizi ve yaşam kalitemizi artırır. Çocukların öğrenmeye en yakın oldukları an soru sordukları andır. Çocuğunuz okuldan gelince ona ‘’Bugün öğretmenine soru sordun mu, öğretmenine ne sordun?’’ sorularını yöneltiniz.
Sevgili öğrenciler,
Gelişmiş ülkeleri diğer ülkelerden ayıran en önemli özellik, iyi eğitim almış insanların varlığıdır. Sizlerin iyi yetişmesi için velilerinizin gösterdiği maddi-manevi gayretin farkında olmalısınız. Bu gayret takdir edilecek düzeydedir. Unutmayınız ki dehanın yüzde biri ilham, yüzde doksan dokuzu terdir. Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. Yarınlar yorgun, bezgin kimselerle değil rahatını terk edebilen insanlarla kurulur. Bir Japon yılda ortalama 24 kitap okuyor, 24 Türk yılda ortalama bir kitap okuyor. Çok okuyan Japonlar üretiyor, az okuyan bizler para ödeyip satın almak zorunda kalıyoruz. Lütfen daha çok kitap okuyalım, daha çok çalışalım. Fatih Sultan Mehmet padişah oğlu olmasına rağmen çok çalışarak yedi dil ve en ileri mühendislik bilgilerini öğrendi. Dünyada ilk defa döktürdüğü dev topların atış hesaplamalarını kendisi yaptı. Kimse yattığı yerden Fatih olamaz.
Her gün okuldan eve gittiğinizde:
‘’BUGÜN OKULDA NE ÖĞRENDİK? ‘’ sorusunu kendinize sormalısınız ve cevabını düşünmelisiniz.
TEKRAR ETMEZSENİZ UNUTURSUNUZ SÖZÜ EKSİKTİR. DOĞRUSU; TEKRAR ETMEZSENİZ TAM ÖĞRENEMEZSİNİZ.
ÖĞRENCİ EVDE; OKULDA ÖĞRENDİĞİ BİLGİYLE BAŞBAŞA KALMADIĞI SÜRECE TAM ÖĞRENME GERÇEKLEŞMEZ.
Okulda öğrendiklerinizi pekiştirmek için;
Derslerde işlenilen ve matematik defterine yazılan alıştırma, problem, tanım ne varsa hepsini her gün mutlaka başka bir deftere (çalışma defteri) yeniden yazarak tekrar etmelisiniz.
Selam olsun; Çalışan, yorulan, öğrenen, üreten, adaletli, ahlaklı bireyler yetiştirenlere.