Son günlerde Ülkemiz insanının en fazla ihtiyacı olduğuna inandığımız cümle bu olsa gerektir. Ancak candan, samimi ve yürekten olması gerekir. Hiçbir karşılık beklemeden, sırf Yaradan’ ın rızası için, birlikte dostça birbirimizi kırmadan, paylaşmasını bilerek yaşamanın, sevincini tatmak için; tut elimi kardeşim…
Sıkılmış yumruklarla değil, yumuşacık, sımsıcak duygu dolu ellerinle; tut elimi kardeşim…
Belirli bir zaman için de olsa, rüyaları, hayalleri gerçekleştirmek adına, içten hiçbir pazarlık olmadan, kardeşlik ve dostluk adına tut elimi kardeşim...
Tüm ön yargıları silerek, insanı insan olarak bilerek, Yaradan’ a kuluz diyerek; tut elimi kardeşim…
Birliğimizi kuvvetlendirmek için, iç ve dış düşmanı çatlatmak için, Medeniyetimizin tüm güzelliklerini tekrar yaşatmak için, ana, baba, ata, kardeş, saygı, sevgi, eşitlik, adalet kavramlarını coşturmak için tut elimi kardeşim.
Doğruluk ve dürüstlükle, yaşamak için; adaleti birinci öncül olarak, ana ilkemiz kabul etmek için; tut elimi kardeşim…
Sıcaklığını hissetmek için, arkamda destekçilerim var demek için, garibanlık nedir bilmemek için, her alanda omuz omuza vermek için; tut elimi kardeşim…
Gelecek günlere umutla bakmak, nesillerimize sahip çıkmak, Aile yuvasını kutsal hale getirmek, kuşaklar arasındaki bağı sevgi ile kaldırmak, geleceği çalışarak şekillendirmek için; tut elimi kardeşim…
Herkese kucak açarak aydınlığa koşmak, tüm karanlıkları elimizin tersi ile silmek, her alandaki bağlarımızı güçlendirmek için; tut elimi kardeşim…
Vatanı vatan olarak bilmek, Millet olarak birliğimizi temin eden değerleri güçlendirmek, Maddi çıkarlarımızı hiçbir zaman bu değerlerden üstün tutmamak için; tut elimi kardeşim…
İyi günde, kötü günde, omuz, omuza olmak için; tut elimi kardeşim...
Vatan topraklarını, hiçbir alanda; yabancı ele muhtaç etmemek için; O Amaçla; gücümüzün sonuna kadar, alnımızın teri soğumadan, sürekli çalışmalıyız. Yabancı ele avuç açmamak için; döviz gibi, bir silahla borçlanıp, ülkemizi zayıflatmamak için; tut elimi kardeşim…
Baskın ve dayatmacı Batı kültürüne karşı koymak için; fark edemediğimiz, çeşitli alanlarda devam eden, soğuk savaşlarda mağlup olmamak için; tut elimi kardeşim..
Birlikten kuvvet doğduğunu bilerek, Şeyh Edebali gibi manevi kurucuların sözlerini dinleyerek, kendi yararımızı hiçbir zaman önde tutmayarak, kardeşinin sevincini kendi sevinci gibi yaşayarak, kardeşinin kederini kendi kederi gibi paylaşarak, uzattığım elin arka planında hiçbir hesap olmadığını kalbine nakşederek, uzatılan elin sıcaklığını hissederek; tut elim kardeşim…
En fazla ihtiyacımızın olduğu kavramı terennüm etmek bile bizi mutlu etmektedir. Bu mutluluk çok uzaklarda olmaması gerekir. Sadece yapılacak işler basitçe ifade edilecek şu cümlelerde yatmaktadır.
Ülkeyi sevmek, sözle değil icraatla sevmek… Çok çalışarak ve en önemlisi herkes kendi görevini ve üstlendiği sorumluluğu en iyi şekilde bilerek bunu yerine getirmiş olur. Mesleğini ve yaptığı işi sevmese bile; en azından görevini ihmal etmeyerek vatanımızı sevmiş oluruz. Yoksa kuru, kuruya sözle ifade edilen şeylerin hiçbir anlamı yoktur. Diğeri ise; gerçek Vatan sevgisinin hemen arkasından çok çalışmak gelir. Her alanda yapacağımız çalışma; bizi hedeflediğimiz noktaya götürecektir. Sorumluluğunu bilerek, Yaptığı işi düzgün ve başarılı bir şekilde yaparak; Vatanını en fazla seven kişi olma şuurunu kazanmak gerekir.
Sosyal hayatta insanlarla iç içe olmak, onların arasında ayırım yapmadan sadece insan olduklarını gözeterek tüm tavır ve davranışlarını düzenlemesi gerekmektedir. Unutmayalım sağlıklı toplumlar iyi ve güzel ilişkiler üzerine kurulan toplumlardır. İyi ve güzel ilişkiler kavramlarını sıralamak istesek sayfalar yetmez. Ancak, karşımızdaki insanların memnuniyeti bunun bir göstergesidir. Toplumu oluşturan ortak değerler gibi; o davranışlar yer etmişlerdir. İşte o zaman karşınızdaki insanın yüzünün güldüğünü, sevinçten gözlerinin dolduğunu hissedersiniz. Memnuniyetin ifadesi sizleri de mutlu kılacaktır. İşte paylaşım, dayanışma budur.
Tüm insanımızın aslında bu kavramları bildiğine inanıyorum. Sihirli sözcüğün sevgi, hoşgörü, anlayış, sabır gibi kelimelerle zaman, zaman ifade edildiğini biliyorum. Bildiğim bir şey daha var. O da tüm bu davranışları; insani duygularla yetişmiş; insanların yapacağıdır.
Hedef Medeniyetimizin temel kaynağı olan insan merkezli yaklaşımların en kısa zamanda hayatta yaşanılabilir, hale getirilmesidir. İnsan merkezli kuracağımız bu doğru iletişim, bizleri doğru değerlendirmelere ve doğru davranışlara yöneltecektir. Unutmayalım insana bile, bile yapılan zulüm; Yüce Rabbim' izin kesinlikle yasakladığı ve bizi hesaba çekeceği bir eylem olacaktır. O hesap günü ne şiddetli bir gündür…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?