Günümüz insanlık aleminde de görüldüğü gibi, insanın/insanların bulunduğu her yerde huzur, mutluluk ve bereket ile birlikte; üzüntü, keder, sıkıntı ve yokluklar da yaşanır.
İçimizden birileri, insanlığın bu dertleri ile dertlenir, çareler arar, bu yolda kendisini yorar, yıpratır; insanlığa hizmet etmek, fayda sağlamak ister.
İşte bu büyük insanlardan biri de Yusuf Has Hacib'dir.
Kendini insanların mutluluğuna adamış bu bilge, mütefekkir ve yazar olan şahsiyeti; hem kendi kitaplığımdan ve hem de diğer kaynaklardan araştırarak, bulduğum bilgilerle size tanıtmak ve onu bir defa daha hatırlatmak istedim.
Bu muhterem insanın "İnsan süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü, sözdür." şeklindeki nasihati, en meşhur sözlerindendir. Bu sebeple O'nun bir yüz/sima fotoğrafını ve İslâmî Türk Edebiyatının bilinen ilk büyük ve meşhur eseri olan 'Kutadgu Bilig'den bir sahifeyi burada arzettim.
Bildiğiniz gibi, büyük şair, ilim adamı ve mütefekkir olan Yusuf Has Hacib, doğumunun 1000. Yılında, geçtiğimiz Şubat ayında, İstanbul'da tören ve çeşitli faaliyetlerle anıldı/hatırlandı. Konseye katılan akraba devletlerin kültür bakanlarının oy birliği ile almış olduğu karar sonrasında 2016 yılı, Türk dünyasında Yusuf Has Hacip Yılı olarak ilân edildi.
Güvenilir kaynaklara göre: "Karahanlı edip, şair ve devlet adamı. Doğu Türkistan'daki Balasagun (Günümüz Kırgızistan sınırları içinde)şehrinde, muhtemelen 1016 yılında doğdu. Asil bir Müslüman ve Türk bir aileye mensup olduğu tahmin edilmektedir. Balasagun'da tahsil ve terbiye gördü. Karahanlı hizmetine girip, "Has Hacib" ünvanını almadan önce, "Balasagunlu Yusuf" olarak tanındı. Balasagunlu Yusuf, kendini çok iyi yetiştirdi. 50 yaşlarındayken 18 ay içerisinde manzum olarak, 'mutluluk veren bilgi' anlamına gelen "Kutadgu Bilig" adlı meşhur eserini yazdı. Bu kitabı, Kaşgar'a gelip, 1070'te Karahanlı hükümdarı, edebiyat meraklısı Uluğ Kara Buğra Han'a arz etti. Kara Buğra Han, Türklerin güzel ahlâk, hukuk ve devlet idaresi ile törelerini çok mükemmel olarak dile getiren bu eseri, Balasagunlu Yusuf'a, sarayında okuttu. Kutadgu Bilig, Karahanlı Sarayında günlerce okunup çok beğenildi. "Uluğ Has Hacib" ünvanı ile Başvezir Yardımcılığı ile taltif edilerek, en yüksek Karahanlı Devlet memuriyetlerinden biri verildi. Bu vazifesiyle "Yusuf Has Hacib" olarak tanınıp tarih ve edebiyat literatürüne girdi.
Yusuf Has Hacib, İslami Türk Edebiyatının, eseri elimize geçen ilk yazarıdır. Devrinin bilgin bir yazarı ve tefekkür tarihimizin mümtaz (yüksek,nüfuzlu) bir mütefekkiridir. Ehl-i sünnet olup, İslâm kültürünü de benimseyip, eserini münâcât, nât, cihâr yâr-ı güzin'i övme ile süslemiştir. Yusuf Has Hacib'in vefatı muhtemelen 1077'dir."
Yusuf Has Hacib'den bahsedip de onu halâ yaşatan Kutadgu Bilig'den söz etmemek çok büyük bir eksiklik olur. Asırlarca bizlere yol göstermiş olan bu yüce şahsiyetin, bizlere bıraktığı bu kültürel mirası yeni nesillere ulaştırmak istediğimizde de, bu meşhur eserindeki, güzel ahlâk, hukuk ve devlet idaresi ile ilgili nasihatlerini bilmemiz ve çocuklarımıza, gençlerimize de öğretmemiz icâbeder.
Ecdadımız Yusuf Has Hacib'in bazı nasihatleri şöyledir:
"Allah'a sığın, onun emrine itaatsizlik etme! Allah'tan ne gelirse ona râzı ol!
Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.
Bu dünya renkli bir gölge gibidir, onun peşine düşersen kaçar; sen kaçarsan o seni kovalar. Her mahlûk kendi nasibini alır. Yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar. Diline ve gözüne sahip ol, boğazına dikkat et; az ye, fakat helal ye.
Bütün iyilikler anlayış ve bilginin faydasıdır. Bilgi ile göğe dahi yol bulunur.
Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam, tatsız ve sevimsiz olur; kibirli insanın itibari günden güne azalır.
Eğer kendine candan bağlı birisini arıyorsan, sözün kısası, kendinden daha candan birini bulamazsın.
Dâima iyilik yap ki, kendin de iyilik bul. Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her işte tatlı dil kullanırsan saadet sana bağlanır.
Hiç bir işte acele etme, sabırlı ol, kendini tut; sabırlı insanlar arzularına erişirler.
Hangi işe girersen, önce sonunu düşün; sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir.
Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi hevâ ve heveslerine hâkim ol. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır.
Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle! ölümsüz olursun.
Ey nimet sahibi olan kimse, şükret. Şükredene Allah nimetini artırır.
Kötülük edersen, kötülüğün karşılığı pişmanlıktır. Elinden gelirse, kötülüğün inadına iyilik yap. Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.
Çok dinle fakat az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.
Fenalık cahillikten doğar, hastalıklar kötülükler hep aynı noksanlıktan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.
Her sözü söz diye ağzından çıkarma. Lüzumlu olan sözü düşünerek ve ihtiyatla söyle.
Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkâr ol. Böylece kendi nasibini elde etmiş olursun.
Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir. Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.
İşe acele ile girme, sabır ve ****ni ile hareket et. Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir.
İnsana insanlığı nisbetinde mukabelede bulun. Böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir.
İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur. İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider.
İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır. Halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.
Kimin sana biraz emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın.
Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.
Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esirdir.
Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama. Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç.
İşi adaletle yap, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Allah'a kulluk et ve O'nun kapısına yüz sür."
Yusuf Has Hacib'in, bütün âlimlerimizin, evliyalarımızın, şehitlerimizin, ecdadımızın; insanların dertleriyle dertlenen ve çareler arayan, bulan, insanlığa hizmet etmiş/eden bütün insanların; âhirete intikal etmiş olanlarının ruhları şâd, mekânları cennet olsun. Yaşayanların ise, Allah yar ve yardımcıları olsun.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?