Allah Resulü'nün müslümanların dünyasına kazandırdıkları ve toplumun günlük hayatına kattıkları bağlamında Habeşistan Necaşisi'ne Cafer b. Ebi Talib'in söylediklerine dair girişi bir öncesi yazımızda paylaşmıştık. Bu hafta da kaldığımız yerden devam edelim. Bu öğretiler bizi cahiliyeden ayıran temel karakteristikler olarak görülebilir. Onun öğrettiklerinin, bir sahabisinde bıraktığı izlerden bize ulaşanlar şunlardı...
6. KOMŞULUK
Küreselleşen dünya, bizi içimize kapanıp bireyselleştirdi. Zevklerimizi, ihtiyaçlarımızı karşılamada bireyselliğimizi ego düzeyine taşıyıp ego patlaması yaşar hale geldik. Bu, müstağni bir davranışın bizlerde gelişmesine neden oldu. Kimseye eyvallahı olmayan insanlar haline geldik. Burnumuz havalandı. Tip adamlar haline dönüştük. İnsanlığımızı kaybetmeye, merhamet ve empati duygularımızdan sıyrılmaya başladık. Vah tüh vari kırıntılarla idare etmeye başladık. Yorganımıza sarılmak, örtümüze bürünmek, kapıları sürgülemek ve televizyonun karşısına çekilerek, akıllı telefonların aklımızı ve ruhumuzu esir almasıyla kağıttan ve çizgiden dünyamızda mutluluk aramaya çıktık. Komşularımızı unuttuk. Çaldılar komşuluklarımızı. Hırsız biziz... Komşuluk duygularımız insanlığımızla birlikte korkarım ba'sü ba'del mevt zamanına kadar sosyal medya mezarlığına gömüldü. Ne yapacağız dostlar...??? bize bir çare, ey komşular... Cahiliyenin esaretinde yaşayan bir topluma Hz. Peygamber komşuluğu getirdi. Öylesine vurgularla bu konuya eğildi ki, insanlar komşunun, kişinin mirasçıları kadar değerli olduğunu farkettiler. Bizim cahiliyemize de komşuluk getirecek bir ışığa ihtiyaç var. Müminlerin komşuluk üzerinden hikmetler üretmesine açlığımız var. Haydi hanımlar iş size kaldı. İnşa edin müminlerin komşuluklarını, ihya edin imanlarını, dağıtın cahiliye bulutlarını, umut sizde... Bırakalım şu şatafatlı ev ve ahval ve dahi ekmek aş zavallılığını...
7. HARAMLARDAN UZAK DURMAK
Haramlar cümle alemin bildiği sınırlardır. Allah her birimizi neyin haram neyin helal olduğunu bilecek formda yaratmıştır. Her günah işleyen günah işlerken yaptığının yanlışlığını bilerek yapar. Bilmeden yaptıklarımız zaten affolunmuştur. Haram sınırlarını aşmamak için müminlerin birbirlerine ihtiyacı vardır. kardeşliğe, komşuluğa, cemaate ve cemiyete ihtiyacımız vardır. Her daim denildiği üzere, yalnızlığa göre değiliz. Yalnızlık Ona mahsus. Yalnız kaldığımız zamanlar en tehlikede olduğumuz zamanlardır. Madden de ruhen de. Sevmeye ve sevilmeye, saygı duyulmaya olan ihtiyacımız karşılanmayınca süfli işler bizi esir alıp istila etmeye başlar. Salgın hastalıklar gibidir haramlar. Bir girdi mi çıkarmak çok emek ister. Doktor ister, hakim ister, hekim ister, ilaç ister... ister de ister. Birbirimizin hekimi ve hakimi olalım. Olalım da haram sınırlarında sahipsiz kalmayalım.
8. KAN DÖKMEMEK
Bu haftanın belki de kayda değer, en güncel nasihati bu olsa gerek. Evet Peygamberimizin bizlere getirdiği, insanlığa öğrettiği en değerli hazine Haksız yere bir cana kıymamaktır. Haklı olmanın kararını vermek de hukukun ve adaletin işidir. Şimdi ne desek boş gibi... Dünya'dan konuşsak ayrı ayrı bahisler, memleketimizden konuşsak bir o kadar... vakayı adiyeden olarak köylerimizde kentlerimizde, gençlerimizin çocuklarımızın şiddetten beslendikleri kaynakları da göz önüne alınca haksız yere bir cana kıymanın insanı götüreceği yerin cehennemden başka bir yer olmaması tek teselli gibi... Eskiden işitilirdi, tarla yüzünden, alacak verecek davaları nedeniyle insanların birbirine kıydıkları hadiseleri işitirdik. Ama bugün içimizi bir başka şey yakıyor. Müslümanların biribirlerinin canına siyasi nedenlerle kıymaları... Birilerinin sofrasına meze olarak kimi gençlerin cehaletleri tavan yapmış durumda. Bu durum miletimizi tabiri caiz ise bozuk para gibi harcamaktadır. Hiç uğruna canlarını kaybeden bir nesil yetiştirmişiz farkında değiliz. Ahireti olmayan bir dava, dava vasfını bu coğrafyada kazanmamalıdır. Ahiret hesabı olmayan bir nesil bu coğrafyada felaket demektir. Nereye gidiyorsun kardeş? Nereye gideceksin? Seni kim abad eder? Seni kim yurduna yuvasına kor? 100 lirayı ikiye bölünce 50 lira etmeyeceğini sen bilmez misin? Sen bilirsin de, gençlere öğretmez misin? Öğretmez miyiz? Batımızda 50 devleti birleştirmeye çalışanların bu coğrafyada, doğumuzda, güneyimizde 50 parçaya bölme gayretlerini göremeyecek kadar mı müstağnileştin?
Bu gidiş nereye?
Mevla bizi affede,
Selamet olsun müminlere,
Ya Rab! sen bizi iman ile haşreyle
Selam ve Dua ile
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?