Pazar günü oynadığımız futbolu 2. Yarının başından beri oynamış olsaydık ligin lideri ve aynı zamanda süper ligin ilk yolcusuyduk. Ben anlayamıyorum, oyuncular aynı, takım aynı, rakipler bir manada aynı, lig aynı, haftadan haftaya %100 değişen performanslar görüyoruz. Şunu anlarım: bir takım her hafta aynı düzeyde oynayamaz, gününde olmaz ya da oyuna iyi başlayamaz hadi karşı takımın aşırı motivasyonu da olabilir fakat bir takım bu kadar değişik olamaz. Bir hafta sanki amatör lig maçında, bir hafta süper ligde oynayan takım havasındayız. Eskişehir maçında 2 yıl geriye gittim. Gerçekten güzel oynadık ve eminim ki herkes benim gibi düşünüyor. Futbolun tüm gereklilikleri yerine getirildi. Rakibin iki tane pozisyon sayılmayacak durumlardan golü var ki ilk golleri ceza sahasına karambol olsun diye savrulan bir top sonrasında gol vuruşu yapabilecek bir futbolcu ile topun buluşması sonucu gelen gol, ikincisi de korner atışında yanlış yer tutan takımımızın hatasından kaynaklanan gol. Bunlardan başka pozisyon sayılacak durumları yok. Ama bizim gollerimiz ise hazırlanışı, gelişmesi, tamamlanması adına harika gollerdi. Koordineli gelerek yaptığımız akıllı gollerdi. Bu ligin tartışmasız en iyi defans oyuncusu JOHN BOYE. Takip ettiği ve geliştirdiği akında son vuruşu yaparak gol yaptı. Bu özelliğini özellikle son 3-4 maçtır bariz sergilemeye başladı. Sanırım Samet hoca´dan aldığı taktik ve oyun anlayışıyla sık sık ileri çıkıp gol arıyor. Maçın en iyi iki adamından biri olan yine takımımızdan Leandrinho ise 2. Golümüzü attı. İlk yarının ortalarında yaklaşık 25-30 metreden fırlattığı füze gol olmalıydı. Olsaydı sezonun en iyi golü olmaya adaydı. Samet hoca´yı tebrik ediyorum. Ali Şaşal´ın sakatlık; Ziya´nın sar kart cezalısı olarak olmadığı bir maçta oyunu rakibin sahasın da kabul edip kalemize yakın oynatmadı. Etkili silahlarını iyi marke ettirerek ataklarını 2. Bölgede eritti. Maçı alabilirdikte eğer yine boş kalelere top yuvarlayamama hastalığımız depreşmemiş olsaydı. Neyse artık maç oynandı ve bitti. Kazansaydık iyi olacaktı ama her şeyden önemlisi kaybetmemiş olmamız çok önemli. Zira ikili averajda biz Eskişehir´in üzerindeyiz.
Şimdi çok önemli iki maç oynayacağız. Evimizde Giresun ile Cuma günü; haftaya da İzmir de Göztepe ile oynayacağımız maçlar hayati önem taşımakta. Bu maçlardan 6 puan çıkarmak direk lige çıkmak adına çok ama çok önemli.6 puan alamasak bile en azından 4 puan olmalı ki (Giresun maçını 3 puan olarak hesaplıyorum) şansımız devam etsin. Malatya spor´un şampiyonluğu son maça kalmaz diye tahmin ediyorum. Dolayısıyla bizimle Sivas´ta oynayacakları ligin son maçına turlamaya değil şehir turu atmaya gelirler ümidindeyim. Bizde inşallah rahat galibiyet alır,kol-kola Malatya ile süper ligin yolunu tutarız. Haftalar azaldıkça streste artıyor. Bu stresi iyi yöneten takımlar rahat edecekler, bu tecrübede aslında en çok bizim teknik heyet ve futbolcularımızda var.
Dilim varmıyor söylemeye ama direk çıkamaz isek de play-off da şansımız var. Fakat keşke iş oraya kalmasa çünkü o maçların atmosferi çok farklı. Biz hiç bu tür turnuva oynamadık, elemeli maçlara çıkmadık. Uzun yıllardır süper lig diye yanıp tutuşan Göztepe, Giresun, hiç süper lig görmemiş Ümraniye var. Geçen yılı unutmayalım Aytemiz Alanya bu açlığının motivasyonunu play-off da gösterip lige çıkmıştı. Bu yüzden biz ve Eskişehir dışındaki diğer takımlar için anlam bambaşka.
Motivasyonları ve Konsantrasyonları üst düzey olacaktır. Böyle olunca işimiz çok zor baraj maçlarında. İşi oraya bırakmayalım.2-3 maç alıp bu ince hesaplardan kurtulalım. Bol şanslar?