Bir kurşun yarası saklıyorum bağrımda
Sessizliğin girdabında gömülü kelimeler
Çiçek açmış gülücükler aynadaki ağrımda
Koparıp koklayarak bir güzel sevecekler
Bu gece hüzünlüyüm, gündüzüm de hakeza
Bilmiyorum lütuf mu, ikramdan mı bu eza?
Durmadan düşünceler akistedir zihinde
Kanadı kırık kuşa gökyüzü olur ceza.
Kâh gülüp kah ağlayıp zehirler soluyarak
Duvarları örerek yıktım bazı bendleri
Ellerimi kafes gibi göğsüme dolayarak
Aştım asumandaki şimalden o setleri
Topladım yerlerden bütün kırıklarımı
Affettim kim varsa kast-ü cana meyleden
Şimdi fanusta doğan cümle balıklarımı
Elalemden seyretsin deryalarda seyreden
Leylifer