Dün bir Sivaslı aradı. İsmini sordum, kimsin, necisin dedim. ?Sivaslıyım Gardaş. Teşekkür etmek için aradım. Alim Yıldız konulu köşe yazını okudum. Herkesin duygusuna tercüman olmuşsun? dedi. Şöyle baktım, yazıyı 15 Ağustos´ta yazmışım. Yani aradan 13 gün geçmiş. Kendi yazımı, ne yazmışım diye, döndüm bir kez daha okudum. Aslında herkesin dile getirdiği, söylediği bir ortak paydayı dile getirmişim. Yani öyle bazılarının iddia ettiği gibi çok sert bir yazı da yazmamışım. Anlaşılan yazı halen güncelliğini koruyor?
Şimdi kayıt döneminde bakacağız. Yükseköğretim pastasından Cumhuriyet Üniversitesi ne kadar dilim alacak göreceğiz! Umarım öğrenci sayısı bakımından geçmiş yılların altına düşmeyiz. Umarım Tıp Fakültesi Hastanesi daha da geriye gitmez. Zaten sınırlı sayıda kalan bir avuç tıpçı var. Onlar da bu üniversiteyi terk edip gitmezler. Ha unutmadan bir de İlhan Çetin konusu var. Rakiplerine, Alim Yıldız nasıl davranacak, nasıl bir yol izleyecek derken adam istifa etti. Kendisinden izin almadığım için bu konuyu şimdilik es geçiyorum. Ama bu konu bile Cumhuriyet Üniversitesi´nin içerisinde bulunduğu kısır çekişme ve dar anlayışın dışa vurum halidir. İlhan Hoca, bana 15 Ağustos sonrası yaşadığı süreçleri anlatır ve yazmam için de onay verirse bu konuyu sizlerle paylaşmak isterim.
Gelelim bazı iddialara. Hemen söyleyeyim üniversiteyi yöneten kadro ile ilgili bu iddiaları Sivas´ta yayınlanan bir internet haber sitesinde gördüm. Daha önce de aslında bu tür iddialar bazı çevrelerce konuşuluyordu. Sivas Postası´nda yayınlanan bu iddiaları kelimesi kelimesine ben de olduğu gibi kendi köşemde paylaşıyorum. Sizin adınıza, Sivas´ın hakkını korumak adına yapıyorum bunu. Takdir Sivas Kamuoyunun.
?Eş, dost, akraba, ahbap alımlarının zirve isimlerinden en önemlisi Rektör´ün akrabası Zafer Yıldız´dır. Bilgisayar Programcılığı´ndan ve teknikerlikten Enstitü Sekreterliğine, Açık Öğretim İşletme´ye, kısa sürede oradan Eğitim Fakültesi´ne Dr. Öğretim Üyeliğine uzanan yolculuğu? Rektör yardımcılarının yakınları ve tanıdıkları, Rektör danışmanı Taner Çiftçi´nin eşi Mehtap Çiftçi´nin alınış şekli, Genel Sekreter Hakan Yekbaş´ın yeğenleri, danışmanların hızlı yükselişleri ve danışmanların alımlarda büyük roller oynaması, Enis Baha Biçer´in paha biçilmez varlığı, ilgili ilgisiz açılan kadrolar (Şarkışla MYO Eczacılık Programı), kura sisteminden önce işçi alımlarındaki öncelikler ve şanslılar, bölümlerdeki hoca ve araştırma görevlisi yetersizlikleri (Kamu Yönetimi bölümü gibi), üniversitenin başarı sıralamalarında mesafe kat edememesi, hiçbir patentinin olmaması, hastanenin 4 yıl boyunca ihmal edilmesi, bir çok doktorun gitmesi ve gidecek olması, stend ve çarşaf yokluğu ile gündeme gelmesi, defalarca yapılan şikâyetler, İlgili ilgisiz dekanlar (mesela Hukuk Fakültesi dekanlığına Ünal Kılıç´ın bakması gibi, Eğitim Fakültesi dekanlığına Ali Aksu´nun bakması gibi), saçma haberlerle gündeme gelinmesi (İlahiyat Fakültesi dekanı Yusuf Doğan´ın Arapça olmadan ibadet yapamazsınız söylemi gibi), yerleşke içindeki kazalar, yaşananlar, kafeler, ihaleler, Üniversite Vakfı´nın başında kimin niçin oturtulduğu, Vakıf Okullarının kimlere niçin devredildiği vs. vs. yüzlerce sorun ve soru işareti?Değiştirmeden, olduğu gibi sizlerle paylaştım. Dediğim gibi değerlendirmeyi Sivas Kamuoyu yapsın?