<p>Son günlerde tartışılan sözleşme metninin, bu yeri sarstığı gözlemlendiği için, tartışma zemini oluşturulmuştur. Ancak, tek başına bu sözleşmeyi iptal etmek, istediğimiz, hayalini kurduğumuz, özlemini çektiğimiz, aile düzenini oluşturur mu? O merak konusudur. Doğal olarak, sözleşmenin iptal edilmesi bazı yanlışların önünü keser. Ancak, özlemini çektiğimiz aile düzenini kurmak için daha çok çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyorum.</p>
<p>Bir kesim İstanbul Sözleşmesi iptal edildiğinde ailenin kurtulacağını zannederken, diğer bir kesim de İstanbul Sözleşmesi'ni adeta kutsal bir metinmiş gibi savunuyor. Abartılı yaklaşımlar nedeniyle hiç bir şeyi sağlıklı tartışamıyoruz. Önce bunu başarmalıyız.</p>
<p>Öyle bir zemin ortaya çıktı ki; şaşırmamak mümkün değil. Bir bütün halinde değerlendiriyorum. Kadına şiddetin önlenmesi için, gerekli olan eksiklikler kanunla düzenlenebilir. Çoğunluğun görüşü şu şekildedir. Sözleşme Türk Ahlak ve inanç yapısına terstir. Mecliste düzenlenecek yasal dayanaklarla, Dini ve Milli hassasiyetlerimiz göz önünde bulundurarak, yeni düzenlemeler yapılabilir. Halkın büyük çoğunluğunun beklentisi bu yöndedir.</p>
<p>Ayrıca bu uzun soluklu nafaka işi de; gözden geçirilmelidir. Erken evlilik diye bilinen konuda; yüzlerce ailenin perişan durumda olduğunu unutmamak lazımdır. Ortada bir sorun gibi durmaktadır. Çözüm beklemektedir. Hem bu konu, hem nafaka konusu için, Yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır.</p>
<p>Tartışmayı, karşılıklı fikir alış verişinde bulunmayı Başaramıyoruz, yanlı anlayışıyla haraket ettiğimiz sürece tartışabilmemiz mümkün değil. Her fikre takım tutar gibi yaklaştığımız sürece bu olmayacak. İlkemiz yok, doğruyu arama bulma derdimiz yok. Taraftar olarak hareket ediyoruz ve bundan ilerleyemiyoruz.</p>
<p>Doğru fikirde buluşmak yerine, karşı tarafı hasım olarak görüyoruz. Fikrini dinlemeye bile, tahammül edemiyoruz... Onun söylediği söz ve fikirlerde onun eksikliğini, noksanlığını bulacağımız anı dikkatle gözlemlemeye çalışıyoruz. Ondan sonra da, hemen cevap vermeye, saldırmaya başlıyoruz.</p>
<p>Ne ara bu kadar gerildik, anlamadım... Hele bizim gibi yaşını başını almış, yeteri kadar tecrübeye sahip, bilgi ve becerisi olan insanların daha sabırlı engin bir hoş görüye sahip olması gerekmez mi?</p>
<p>Son zamanlarda bu sözleşme üzerinden bir tartışma, ayrıştırma, ötekileştirme, çabaları olduğunu görmekteyim. Tamamen yanlış bir girişimdir. Her iki tarafın da, sakin bir şekilde olayı yatıştırmak yerine; olaya benzin döktüğüne şahit oluyoruz. Bir özür bir geri adım, bir erdemli davranış, olayın bu boyuta gelmesini enegelleyecekti. Ancak inadım inat tavırları bir rüzgar gibi, önüne aldığını sürükleyip götürüyor insanları. Bakalım sonuç ne olacak. İşte o zaman birileri her halde kendi lehine bir gelişme olursa; mutluluktan uçarlar...!!! Ne de olsa; en büyük savaşı kazanmış olacaklar!!!</p>
<p>Hala, her iki tarafta kendi taraftarını çoğaltmak adına, çaba göstermektedir. Bu çabaların toplumda oluşturduğu yaraları görmemek ne kadar acıdır. Ülkenin böyle bir durumu hak ettiğini sanmıyorum. Amacının ne olduğu da meçhul, bilinmiyor...</p>
<p>İstanbul sözleşmesi iptal edildiğinde elbette aileler kurtulmayacak.</p>
<p>Şerrin bir ucu kesilmiş olur. Bir nebze belki faydası olur. Ancak aslında ve özünde; Aileyi kurtaracak olan ilke, Aile içerisinde İslami özeni göstermektir. Aile içerisindeki davranışları hak ve hürriyetleri, göz önünde bulundurmaktır.</p>
<p>Ayrıca özelde, şahıs ile de ilgilidir. O manada; Aileyi kurtaracak olan karakter ve ahlaktır. Eğer şahıslar arızalı birileri ise; Yukarıda saydığımız özellikler de aileyi kurtarmaz.</p>
<p>Bir bütün olarak Aile, kendi içerisinde islamı ilkelere, milli değerlere, özen gösteren bir hayat kurmalıdır. Hem çevresi bu hayata destek veren bir çevre olmalıdr. Hem de bu manada yasal zeminler oluşturulmalıdır.</p>
<p>Anlaşılan bu konuda daha çok düşünmemiz gerekecek. Toplumun temel taşı olan Aile standardını İslami manada özen gösteren, milli değerlere sahip çıkan, aileler olacak şekilde yakalamak oldukça zor bir olay gibi gözükmektedir. Çünkü, bu toplumda saydığımız özeni hiç de umursamayan sayısız aile bulunmaktadır. Böyle aile yapısında yetişen insanlar ile; toplumun her alanında yüz yüze karşılaşma, birlikte olma, hatta kaynaşma ihtimalimiz oldukça yüksektir. İşte, bu farklı aile ortamlarından yetişen nesiller, farklı ortamlardan geleceği için; toplumda fikir birliği olayını yakalamak oldukça zor görülmektedir.</p>
<p>Aile düzenini, bizim önem verdiğimiz, değer ve ilkelerle yetiştirmek istemeyen bazı insan guruplarının olduğu, toplum gerçeğini unutmamız gerekir. İşte, burada fikir ve yaşam birliğini temin etmek için, ortak paydalarda toplumun buluşması için, yasal zeminlerin devreye girmesi gerekir. Bu da eğitim, öğretim, kitle iletişim araçlarının devreye girmesi ve de; Aileyi koruyacak yasal zeminlerin oluşması ile meydana gelir.</p>
<p>Kısacası, Toplumun sağlıklı geleceği için, Aile adına ortak paydaların oluşturulduğu bir aile düzeninin oluşması mutlaka şarttır. Bu anlamda, Arzu edilen Aile; Çevre, Eğitim Öğretim, Resmi kurumların ortak çalışması ile gerçekleşir. Yani mutlaka Aile, çevre ve resmi kurumların iş birliği içerisinde olması şarttır. O zaman belki güzel sonuçlar alınacaktır... Ha gayret...</p>