Alim Yıldız, yeniden atandı. İkinci kez rektör oldu. Umarım, Alim Yıldız´ın ikinci dönemi, ilk dönemine nazaran daha somut gelişmelere sahne olur. İlk dönem yapılan hata ve yanlışlıklar bu dönemde yapılmaz. Yeni dönemdeki beklentim adalet, liyakat ve ehliyet daha çok öne çıkar. Kutuplaşma ortadan kalkar. Çünkü üniversiteye bugüne kadar en çok zararı mezhepçilik, aşırılık ve bu kutuplaşma verdi.
Gelin konuyu biraz daha açalım. Cumhuriyet Üniversitesi deyince benim aklıma Tıp Fakültesi Hastanesi geliyor. Mesela İlahiyat Fakültesi gelmiyor. Neyse? Cumhuriyet Üniversitesinin, Sivas´ta gözüken belki de tek yüzü hastane. Sivas için olmazsa olmaz. Her bir Sivaslının anısının ve hatırasının olduğu bir merkez hastaneydi Tıp Fakültesi Hastanesi.
Hastanedeki en ufak bir hadise hemen toplum nezdinde değer buluyor. O bakımdan üniversitedeki akademik eğitim ve öğretimin kalitesinin artmasının yan ısıra hastaneyi çok önemsiyorum. Sadece ben değil Sivaslıyım diyen herkes önemsiyor. Alim Yıldız´ın ilk dönemi maalesef bu iki konuda da başarısız geçti. İlk dönem daha çok üniversite yerleşkesi içerisinde yol, park, peyzaj gibi çalışmalara ağırlık verdi Sayın Rektör. En azından bizim gördüğümüz tablo bu. Ha bunlar yapılmasın mı? Elbette yapılsın. Düzenli, temiz, düzenli bir çevreye sahip Cumhuriyet Üniversitesi de diğer söylediğim iki ana konuya değer katar. Bunların yapılmasına da karşı değilim, bunu da belirteyim. O bakımdan bu dönem başta hastane ve akademik eğitimin kalitesi konusunda nasıl bir seyir izleyecek Alim Yıldız merak etmiyor değilim?
Dünden itibaren kulağımıza gelen bir takım rahatsızlıklar ve söylentiler var. Özelikle hastanede bazı hocaların ?Artık bize yol gözüktü. Kendimize başka üniversite bakalım? söylentileri fısıldandı kulaklarıma. Alim Yıldız´ın varsa bu tür niyeti ve şikayeti olan tüm akademik personeli rahatlatması ve âdil bir yönetim sergileyeceği mesajını bu insanlara iletmesi, ulaştırması gerekir. Cumhuriyet Üniversitesinde yeniden bir sil başlangıç yapması, barış ve huzurun, liyakatin, ehliyetin teminatının kendisinin olacağını anlatması, göstermesi gerekiyor. Zaten hastane sıkıntılı. Zaten dar bir kadroyla çalışıyor. Üstüne bazı sağlık akademisyenleri de giderse o zaman hastane çok daha fazla zorlanır. Mesela kendisi gibi rektör olan akademisyenlere nasıl bir tavır sergileyecek? İstifalarını mı, isteyecek yoksa bu bir demokratik yarıştır. Gelin hep birlikte taşın altına elimizi koyalım mı, diyecek? Ben, işin doğrusu Alim Yıldız´ın ikinci döneminde keskin bir anlayış ve yönetim sergileyeceğine ihtimal vermiyorum. Bu keskin yönetim anlayışını kendisine öğütleyen ekip arkadaşlarına da prim vereceğine inanmıyorum?
Bir diğer konu, Alim Yıldız, ilk dönem eleştirilen, tepki çeken bazı çalışma arkadaşlarıyla yola devam edecek mi? Yoksa değişiklik yapıp, tüm herkese mesaj veren ılımlı bir ekip mi kuracak? Bunların hepsini zaman gösterecek. Özelikle tepki çeken, bazı akademisyenler arasında eleştirilere neden olan danışman kadrosuna sahip çıkıp, o ekibe yanında yer verecek mi? Dediğim gibi bekleyip, göreceğiz. Ben de bir gazeteci olarak Cumhuriyet Üniversitesini bu dönem geçen döneme nazaran kamu adına, Sivas adına daha çok talip edeceğim.
Son söz, her ne kadar bazıları tarafından kabul edilmese de Cumhuriyet Üniversitesinde yeni bir barış ve sevgi ortamının oluşturulması gerekiyor. Biz küçülmüş, öğrenci ve akademisyen tarafından tercih edilmeyen değersiz bir üniversite istemiyoruz. Aksine büyüyen, gelişen, yükseköğretimde yukarılarda kendisine yer bulan ve tercih edilen bir Cumhuriyet Üniversitesi istiyoruz. Kısır çekişmelerin olmadığı, kutuplaşmanın olmadığı ve şehre çok daha faydası olan bir üniversite istiyoruz. Bunu sağlayacak ve yapacak olan da Alim Yıldız?