Yeni oluşturulan Meclis’te bayan vekil sayısı 120 sayısının üzerindedir. Bu konuda bir dayanışma örneği gösterip, kadınların annelik konusundaki hassasiyetlerini öne çıkaran anneye yeni kazanımlar elde ettiren yasaların bayan vekillerin dayanışması ile çıkmasını bekliyoruz. Haydi bayan vekiller, bu dayanışma hepimiz için...
Ana yani Anne konusunda,
Eğer Devleti yöneten irade bazı radikal uygulamaları hayata geçirir ise, bu kötü gidişata dur diyebilir. Nedir onlar?
Öncelikle ev hanımlığının ağır bir yük olduğu gerçeği kabul edilmelidir. Hatta Annelik çalışma hayatındaki bir-çok alandan daha kıymetli bir durumdur. Devlet Anne olan vatandaşımızın yanında olabileceği imkanları oluşturmalıdır. Örneğin çalışan bir erkeğin, çalışmayan ve de ANNE olan eşine bugünkü değerlere göre, en az bir 2000 TL yardım yapmalıdır. Bu yardım artan her çocuk için artırılmalıdır. İlerleyen zamanlarda Ailenin imkanlarına göre, eğitim gören çocuğuna yardımcı olmalıdır. Kısacası Devlet tahsil hayatında maddi açıdan gerek gördüğü zaman, Ailenin çocuklarının yanında olmalıdır. Hatta onlara özel imtiyazlar düzenlemelidir. Bu şartlar oluşursa, kimi olumsuz yerlerde çalışmak zorunda kalan kadınlar, evlerine dönerler…
AİLE VE ANNE BÖYLE KORUNMALIDIR...
Böylece, Anneye sahip çıkılmış olur. Gereksiz ortamlarda kadınlar iş hayatında olmaz. Çocuklar kreş ya da anaokullarına teslim edilmez. Gereksiz ortamlarda kadınların çalıştığı iş yerlerine erkek çalışanlar istihdam edilir. Böylece işsizlik oranı düşer.
Düşünün çalışan bir anne ve baba iki çocuk sahibi ise, kazandıklarının bir tanesinin maaşı masraf olarak kreş veya anaokuluna, bakıcıya, gidecektir. Üstelik çocuklar, kuzular anne şefkatinden, sevgisinden günün büyük bölümünde yoksun olacaklardır. Anne yorgun bir şeklide eve geldiği için, evde de çocukları ile yeteri kadar ilgilenemeyecektir. Oysa ki, bizim çocukluğumuzda, ‘’ANNE öpücüğü her derdin devası olarak.’’ bilinirdi.
Evet, görüyorsunuz bu sancılı durumdan hem Ailemizi hem çocuklarımızı hem geleceğimizi kurtarmak için, bu basit işleri yapmak zorundayız. İlerleyen zamanlarda mevcut durumun daha büyük sıkıntılar doğuracağı ortadadır. YENİ YASA çalışmalarında bu durumların da göz önünde bulundurulması gerekir, diye düşünüyorum
Kadına çalışma özgürlüğü diyerek, çok da olumsuz şartlarda kadın istihdamı yapmak, Kadına yardım değil, farkında olmadan zulüm olabilir.
Evinde özgür bir şekilde çocuklarını yetiştiren, tüm mesaisini onlara ayıran, onların sevincinde mutlu olan, kederlerinde yanlarında olan ANNE den başka kim olabilir? O sıcaklığı kim verebilir? O halde Devlet, annenin evde ve çocuklarının yanında aynı zamanda yetiştiren, sahip çıkan, eğiten, olması için, çalışmalar yapmalıdır. En büyük kariyerin, işin bir kadın için ANNELİK olduğunu unutmamak gerekir. Bu en büyük çalışma ortamıdır. Ev hanımları ANNELER, çalışmıyor, demek o, konunun cahili olmaktır. En fazla emek sarf eden, yorulan, yıpranan ev hanımlarıdır. O halde, Devlet evinde çocuğunu yetiştiren anneye sahip çıkacak olursa; gereksiz bir-çok masraftan da kurtulacaktır. Bunun faydasını ince, ince hesap edince ortaya çıkar.
Evet, anne ve babaların, çocukların hep birlikte bir ortam içerisinde mutlu, huzurlu bir şekilde yaşadığı geniş evlerde, ne kreşe gerek, kalır ne de huzur evlerine… Ne de gereksiz harcamalara…
Böyle ortamların manevi zenginliğini söylemeye gerek yoktur, yaşayanlar çok iyi bilir. Biz kendimize, yani kendi ananemize, geleneğimize, değerlerimize, dönersek, bunun örneklerini orada bulabiliriz. Aramaya gerek yoktur. Batı tipi Aile ortamı bize uymaz… Aileleri parçalar, böler, yutar… Böyle tip aile ortamları pimi çekilmiş el bombasının sürekli elde taşındığı ortamlardır. O bombanın patlaması mukadderdir… Boşanma sayılarının artması, nafaka ve velayet konuları uzadıkça uzamaktadır. Bu da her iki taraf için can yakan bir olaydır. Çocuklar üzerinde de anlamsız travmaların oluşmasına neden olmaktadır.
Bazen şiddet olarak ortaya çıkmaktadır.
Her gün haberlere bakınız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız…