USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BAŞARILI ÇOCUKLARIN AİLELERİNİN ÖZELLİKLERİ

08-01-2018

Çocukların ilk öğretmeni annedir. OKUL EVDE BAŞLAR. ANNE NE KADAR ETKİLİ ANNE OLURSA ÇOCUK O KADAR ETKİLİ ÖĞRENCİ OLUR. Hayatımız boyunca edindiğimiz tüm davranış biçimlerinin % 90´ ı 0-5 yaş okul öncesi dönemde kazanırız. Eskiden ´Yedisinde ne ise yetmişinde odur´ sözünden huyu anlardık. Gerçeği; Yedisine kadar bilgi-beceri ne yüklersen yetmişine kadar onunla yaşar vurgusu yapılmaktadır.
BAŞARILI ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN ÖZELLİKLERİ:
Çocuklarına doğumundan, özellikle ilk beş aydan itibaren, çocukları okumayı öğrenene kadar düzenli olarak kitap okurlar. NASIL Kİ KÜÇÜK YAŞLARDA YÜZMEYE, JİMNASTİĞE BAŞLAYAN ÇOCUKLARIN KASLARI DAHA İYİ GELİŞİP, BÜYÜYORSA; KENDİSİNE KİTAP OKUNARAK BÜYÜYEN ÇOCUKLARIN BEYİN LOPLARI DAHA ÇOK BÜYÜYOR, ZEKALARI DAHA İYİ GELİŞİR. ´Çocuğun beyni her yeni uyaranla çiçeklenir. Bir çocuk ne kadar çok öykü dinler, ne kadar gülücükle karşılaşır, ne kadar yeni şeylerle tanışırsa zihninde o kadar sinir hücresi tomurcuklanır.´
ÇOCUKLARINA DOĞRU HİTAP EDERLER; "Aşkım, sevgilim, annem..." değil; EVLADIM, KIZIM, OĞLUM, PAŞAM, PROFESÖRÜM, DOKTORUM, MÜHENDİSİM, AVUKATIM, BİLİM İNSANIM derler. Çocuğunuza nasıl seslenirseniz öyle olma ihtimalini artırırsınız.
Çocuk okumayı öğrendikten sonra çocuğuyla birlikte kitap okurlar. Aile bireylerinin tamamının katılımıyla bilişim araçlarını kapatarak kitap okuma uygulamaları yaparlar. Çocuklarına kitap okumayı sevdirir, kitap okuma alışkanlığı kazandırırlar.
Çocuklarına etkili dinlemeyi öğretirler. DİNLEMEK BİR MEZİYETTİR, BECERİ İSTEYEN BİR SANATTIR. Çalışmayla geliştirilen ve öğrenmemiz gereken bir yetenektir. DİNLEYEMİYORSANIZ, ÖĞRENEMİYORSUNUZ DEMEKTİR. Öğrenmek için etkili dinlemek gerekir. En iyi dinleme organı gözdür. Dinleyebilmek bir sanattır,  çocuklarına bu sanatı öğreterek okula gönderirler.
Çocuklarının azim ve coşkusunu artırırlar. ´BİLGİYE HAYAT VEREN AZİMDİR, AZMİ OLMAYANIN BİLGİSİ ÖLÜDÜR. AZİM VE COŞKU, ZEKADAN ÖNEMLİDİR. ´´Ben bunu yapamıyorum´´ diyen çocuğa; ´´Dikkatini ve gayretini verirsen yapabilirsin. Gel beraber yapalım. İstersen daha sonra yap. Sen daha zorlarını yapmıştın bunu nasıl yapamazsın. Daha sonra tekrar dene. Aslında sabırlı olsan yapacaksın. Hadi bakalım biraz gayret et araştır´´ değil; Bu sana zor geldi galiba, bu konuda yapabileceğin bazı şeylere birlikte bakalım mı? Derler. Çocukları motive ederken ´başaracağına inanıyorum, sen her şeyi başarırsın´ gibi cümleler kurmak çocukların başarısızlık korkusunu tetikleyerek kaygıyı arttıracaktır. Bunun yerine ´Başarmak için birçok defa denemek gerekir. Denemek sana çok şey öğretecek´ gibi cümleler kurarak çocukları omuzlarındaki yükü azaltırlar, azim ve coşkularını artırırlar.
Çocuklarına sorumluluk duygusu kazandırırlar. ÇOCUĞUN ALMASI GEREKEN SORUMLULUK ALIŞKANLIK VE BECERİSİNİ ANNELER, ÇOCUĞUNUN YERİNE SORUMLULUK ALARAK KAZANDIRAMAZLAR. Okula başlayan çocuğun kıyafetini giydiren, yemeğini kaşıkla çocuğunun ağzına veren,  ödevlerini yapan, çocuğun yapması gereken en küçük işleri bile kendisi yapan, aşırı koruyucu tutumlu annenin çocuğu; Sorumluluk duygusu, çalışma-ödev yapma becerisi ve alışkanlığı kazanamaz, kişiliği gelişmez, iradeli- azimli olamaz, her işinde annesini arar, durur. Başarılı çocukların anneleri çocuklarına evde iş yaptırarak sorumluluk duygusu kazandırırlar.
Çocuklarına soru sorma becerisi ve alışkanlığı kazandırırlar. Çocuk okuldan eve gelince annenin ilk sözü ´BUGÜN ÖĞRETMENİNE SORU SORDUN MU, BUGÜN ÖĞRETMENİNE HANGİ SORUYU SORDUN´ derler. Çünkü bilim sorguyla, soruyla başlar. Öğrencinin öğrenmeye en yakın olduğu an soru sorduğu andır. Sorgulama, soru sorma becerisi kazandırırlar.
Çocuklarını öğrenme konusunda inandırır, öğrenme hevesi kazandırırlar. Öğrencinin öğrenebilmesi için her şeyden önce kendisinin öğrenmeyi istemesi (heves) gerekir. Kalbi, beyni öğrenmeye hazır hale gelmesi gerekir.  Öğrenmeye inanmayan, hevesi olamayan çocukların dikkatleri dağınık olur. Çocuklarını öğrenmenin önemine ikna eder, öğrenmeye hazır halde okula gönderirler. ´ÇOCUKLARINA BAŞARILI OLMA ARZUSUNU DEĞİL ÖĞRENME ARZUSUNU AŞILARLAR.´
Çocuklarına çalışma alışkanlık ve becerisi kazandırırlar. ´Hiç kimse üstün değildir, hiç kimse aşağı değildir, Fakat hiç kimse eşit de değildir, insanlar yalnızca eşsizdir, karşılaştırılamaz.´ ´Biz çalıştığımız ve ürettiğimiz sürece üstün olacağız. Bizi birbirimizden ayıran emektir. Ben çok çalışmaya inanıyorum. Sadece çok çalışarak başarı elde edebilirsiniz. Dehanın % 1´i zeka, % 99´u çalışmadır.´ (Aziz Sancar- Nobel ödüllü Türk Bilim İnsanı) ´´ÇALIŞ ÇALIŞ ÇALIŞ! VARSA DEHAN ORTAYA ÇIKSIN. DEHAN YOKSA ÇALIŞMAN ONUN YERİNİ ALSIN´´ Çocuklarına çalışma sevgisi kazandırırlar.
Çocuklarına yazarak tekrar yapma becerisi ve alışkanlığı kazandırırlar. Tekrar etmezsen unutursun doğru değildir. Doğrusu; Tekrar etmezsen öğrenemezsindir. Çocuklar eve gelince; ´Bugün okulda ne öğrendim´ sorusunu sormasını ve cevabını düşünerek özellikle matematik, fizik gibi dersleri yazarak tekrar yapmasını sağlar.
 Çocuklarının hayal kurmasını teşvik ederler.
Çocuklarının hedef belirlemesini sağlarlar. Büyüyünce ne olacağını değil ne yapmak istediğini sorup yapmak istediğine inanıp hedefini belirler. Hedefler bütün duygularımızı coşturur, heyecanımızı yükseltir ve enerjimizi artırır.
Çocuklarına sosyal beceriler kazandırırlar.
Çocuklarına hata yapmanın doğal bir sonuç olduğunu hata yapmanın değil hatayı düzeltmenin daha önemli olduğunu kavratırlar. Yeniden denemesini teşvik ederler.
Çocuklarına bir müzik aleti çalmasını öğreterek, bir sanat dalını yaptırarak çocuklarının estetik ve ruh eğitimini tamamlarlar.
Yüzmeyi öğreterek spor yapmasını, başarma mutluluğunu yaşamasını, özgüveninin artmasını sağlar.
 Çocukların her dediğini yaparak, her istediğini alarak, onların doyumsuz, küçük şeylerle yetinmeyen, mutsuz kimseler olmasına izin vermezler.
Evdeki kurallar ne otoriter ne çok özgürlükçü ne de tutarsız değildir. Kurallar çocuklarla birlikte konulur önce anne-baba uyarlar.
Çocuklarının beynini ve kalbini süsleme becerisi kazandırırlar. Çocuklar; beyinlerini kitap okuyarak, kalplerini, iyilik yapma becerisi ve alışkanlığı kazandırarak süslerler. ´Mükemmel değil iyi insan yetiştirmeyi´ hedeflerler.
Çocuklar büyüklerinin sözlerinden çok ayak izlerini takip ederler. Lütfen bıraktığınız izlere dikkat ediniz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?