Aslına bakarsanız yazılacak hiçbir şey yok. Yani değişen bir şey yok demek istedim. DG Sivasspor eski tas eski hamam. N´oluyor bu takıma? Bu nasıl gidişat? Bu kadar şahsi hata yapan oyuncu grubu aransa bulunamazdı herhalde. Evlere şenlik bir sol bek! sağbek zaten bu ligin futbolcusu değil(TFF olabilir hatta 2. lig). Kaleci yan top zaafiyetli. Tandem oynayan ikili ağır(yediğimiz 2. golün öncesinde müdahelede atı alan üsküdarı geçmişti). Orta saha toparlanmaya çalışsa da bir türlü dikiş tutmuyor. Üzülüyorum Kone ´ye. Adam tek başına savaşıyor rakip savunmalarla. Birde her top ona atılıyor, yanında yöresinde kimse olup olmadığına bakılmaksızın. Geçen haftaki yazımda bu konuda düşüncelerimi belirtmiştim. Yineliyorum,yüksek top atılıyor kone´ye. Kone de indiriyor ama kime? hep rakibe .neden? etrafında arkadaşı yok. Bu takımın en büyük eksikliği özgüven diyoruz orası kesin ama oyun anlayışı olarakda bloklar arası bağlantı o kadar kötü ki oyun iki ceza sahası arasında oynanıyor adeta. Halbuki günümüz futbolunda oyun boyu çok kısaldı. Kısa alanda bloklar birbirine yakın toplu defans toplu hücum şeklini benimsemeyen takımlar hüsrana uğruyor. İşte tam burada DG Sivasspor belki de ligin en kopuk takımı görünümünde. Pazar günkü Göztepe maçında bu durum öyle çok yaşandı ki(neden kenar yönetim bunu görmek istemiyor anlamıyorum) korkak, ne yaptığını bilmeyen görüntü bu yüzdendir. Samet hocam elinde stoperin varken, Elderson dan stoper yaratma uğraşı nedendir? En son çıkacak adam olan Mert Hakan oyundan nasıl alınır? skor 2-1 rakip lehine; bir kişi eksiksin, orta saha kalabalık kalsın maçı çevireyim mantığı yerine acebalara yelken açmak niye?
Artık o maçla ilgili ne söylesek boş. Önümüzde Antalyaspor maçı var. Bu maç ya kazanılacak ya da kazanılacak. Allah korusun ters bir sonuç sonrası neler olabileceğini tüm kamuoyu biliyor. O yüzden herkesin takkesini önüne koyup düşünmesi lazım. Rakipler artık Sivas deplasmanını çantada keklik olarak görmeye başlarlar. Bu durumda tüm Sivaslılara zul gelir haberiniz olsun.