Bir padişahın çok cömert, iyi kalpli, güler yüzlü, tatlı sözlü bir veziri vardı. Herkese tatlı dilli davranır, güzel iltifatlar yapar, kimsenin arkasından konuşmazdı.
Nasılsa bir gün padişah ora çok kızdı. Onunun servetinin elinden alınmasını ve cezalandırılmasını emretti.
Bu işe en çok güvenlikçiler üzüldü. Padişahın dediği gibi onu cezalandırdılar ama kalbini de kırmadılar. Zamanında çok iyiliklerini gördüklerinden onu çok üzememeye gayret ettiler.
Vezir mallarının tamamını ceza olarak verdi, sonra da hapise girdi.
Bu adamın meziyetlerini ve becerikliliğini bilen komşu devletlerden bir padişah, bu duruma çok üzüldü. Ona gizlice bir mektup gönderdi. Mektup da şöyle yazıyordu:
“Kıymetli kardeşim, senin kıymetini bilmediklerini ve sana çok büyük haksızlık ettiklerini duydum. Çok üzüldüm. Allah hepimizin sonunu hayır eylesin. Şayet kabul ederseniz hapisten çıkınca gelin birlikte çalışalım. Sizin tecrübelerinizden yararlanalım. Ayrıca kalbinizi kırmayacağımdan ve size çok iyi davranacağımdan da emin olabilirsiniz. Karar sizin, acele cevap bekliyorum.”
Vezir bu mektubu okuduktan sonra, aynı kâğıdın arkasına cevabını yazdı ve kendisine bu mektubu gizlice getiren kişiyle gönderdi.
Onu hapseden padişahın adamlarından biri onu takip ediyordu. Hemen padişaha koşup:
--Hapiste ki adamın var ya? İşte o, komşu ülkelerin padişahlarıyla mektuplaşıyor, haberin olsun padişahım, dedi.
Padişah öfkelendi, bağırdı, çağırdı ve olayın hemen aydınlanmasını emretti.
Nihayet mektubu getiren adamı, mektupla birlikte yakalayıp padişahın huzuruna getirdiler. Mektubu açtılar ve yüksek sesle okudular. Hapisteki vezir mektuba şöyle cevap vermişti:
“Benim padişahımın iyi niyeti, benim meziyetlerimin kat kat üstündedir. Ben bu padişahımın nimetleriyle yıllarca beslendim. Birazcık kızıp öfkelenmesiyle ben büyüklerime vefasızlık edemem. Hele hele hiç ihanet edemem. Her an eli bol, iyilik eden bir insan, çok nadir de olsa bir kere bana sitem ettiyse onu hoş görmek lazımdır.”
Padişah bu mektubu okuyunca çok sevindi. Onun mallarını geri verdi. Ona daha güzel bir görev verdi. Ve ona:
--Ne olur beni affet, hata ettim. Günahsız yere seni incittim. Çok çok özür dilerim, dedi. Vezir de:
--Önemli değil efendim, zamanında çok iyiliğinizi gördüm. Sizin bu işte bir kabahatiniz yok. Belki Allahü Teala beni imtihan ediyor olabilir, dedi.