Sayın Cumhurbaşkanı “Biz bitti demeden bitmez” dedi. Bunu grup toplantısında iken kullandı. Yani halka hitap ederken sarf edilen bir söz değil bu, aksine seçim kaybetmiş bir teşkilata, meclisteki vekillere hitap ederken kullandığı bir söz. Bunu dinleyenlerin arasında Monako’da ıstakoz yiyen sarışın vekilde vardı. O vekilin bu icraatı karşılığında yalnızlaştırılması gerekirken diğer vekillerce salonda hoş geldin seremonisi bile yapıldı. Bir fırça yer diye bekledim ama boşuna beklemiş oldum.
Son seçimin kaybedeni uzun yıllar bu memlekete canla başla hizmet etme aşkıyla kurulmuş olan ve on beş yıldan fazla bu misyonuna uygun çalışan iktidar partisi oldu. Alınan ağır yaraya, halk tarafından verilen net mesaja rağmen yılların deneyimli siyasetçisi "biz bitti demeden bitmez" diyorsa, tercihini halktan yana değil de seçimi kaybeden teşkilatından yana kullanıyor gibi geldi bana. Bilinçli mi yapılıyor bilmiyorum ama yapılanların tamamı karşı tarafın kazanmasına, heykel dikenlere yarıyor.
Bu sözün karşılığı da böyle olacağa benziyor, ters teper. Bitip bitmeyeceğine seçimin olduğu yerlerde halk karar verir. Tecrübeli siyasetçi kararı halkın verdiğini bildiği için halkın bitti dememesi için çaba ve gayret gösterir. Halk bu seçimde ne yaptı? Kendi sorunlarına tepeden bakanlara oy vermeyeceğini açık ve net gösterdi. Akıllı siyasetçi bu net mesaja rağmen “son kararı biz veririz” dememeli. Derse ne olur? Bitiş yoluna girmiş olur. Buradan çıkışın çaresi; sahada dertleri dinleyip, kendi derdi gibi görüp, doğru ve etkili politikalarla dertlere derman olmaktır. Lafla olmuyor, en basitinden örnek, Sivas’ta kalp kırmadık, hizmette rekor kırdık yalanlarıyla gönül belediyeciliği yaptıklarını söyleyenler kaybettiler.
Hâlbuki bu seçimde seçmen, bitti demedi henüz. Sadece yolun yol değil dedi. Bu kadar net mesaja "biz bitti demedik" gibi yanlış anlaşılacak bir söz, vatandaşı germekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu üslup, sürekli eleştirdiğiniz, çoğu zamanda dalga geçtiğiniz CHP’nin uzun yıllar kullandığı, kendisini her durumun, her bireyin üstünde gören, dilediği şekilde davranan, kendisini neredeyse her konuda eksiksiz gören, müdahaleci, karşısındaki bireyin hakkını, hukukunu, sınırlarını gözetmeyen anlayışından başkası değil. CHP buradan kaybetti.
Aklınıza gelecek tabii ki, ülkenin en tecrübeli siyasetçisi bunları bilmiyor mu diye. Biliyor bilmesine ama teşkilatlar kendi dertlerine düşmüş durumdalar, halkın dertlerine çare olmadan öte, günü kurtarama halini almış bir parti durumuna gelmiş durumdalar. Partisindeki bu durumu, partiye demir yumrukla liderlik söylemi vererek var olan bıkkınlığı ve geleceğe yönelik kaygıları engelleyeceğini umarak bu sözü kullandığına inanıyorum. Halka kullandığı dilin artık ikna edici olmadığını o da biliyor.
Uzun süredir can yakıcı sorunlarla boğuşan milletimizin çoğunluğu, sonuca bakıyor artık. Refaha götürecek bir sonuç varsa devam, yoksa biter dedi, halk bir uyarıda bulunmuş oldu ve sandıkta mesajını net verdi.