Şu anda yönetim ile sendikalar, 2024 yılı için yapılacak zamları görüşmektedirler.
Ülkeyi yönetenlerin, çalışanlara yönelik yapmış oldukları önemli açıklamalardan birisi; Çalışanların, enflasyona ezdirilmemesi, konusudur. Çalışanlar; enflasyon baz alınarak, korunmaya çalışılıyor. Söylemesi hoş, kulağa da güzel gelen bir değerlendirme. Evet, istek ve arzu, söylem budur. Gerçek öyle mi? Tabi ki; hayır.
Son memurlara yapılan zamlar iyi bir hamle olarak ortaya çıktı. Sonuçlarını zamanla göreceğiz.
Bu söylemin, yönetenler tarafından ilke edinilerek, YILLAR önce hayata geçirilmesi kararı alınınca; ortada şöyle bir durum vardı. Çalışanlar, emekliler, artan fiyatlar karşısında; sürekli kaybeden taraf olmakta idiler. Yönetim kadrosu, bu gerçeği görerek; akıllarına göre, bir çözüm ürettiler. Bu kesimleri enflasyona karşı korumak, lazım. Bunu hayata geçirme adına çabalar sarf etmektedirler. Yani Ülkeyi yönetenler Ülkede çok yüksek miktarda enflasyon olduğunu kabul ediyorlardı.
İşin özü; kendilerinin de ifade ettiği gibi, toplumun bu kesimi fiyat artışları karşısında; ezilmektedirler. Bu gerçeği, kabul ettikten sonra; bundan sonraki zam verme işlerinde; aldığımız kararı uygulayalım. Yıllık enflasyon artışı kadar, zam verelim, dediler. Yani, o ana kadar, o kesimlerin enflasyon karşısında ezildikleri kabul ettiler.
Unutulan bir gerçek var. Altını çizelim. O da bu kararı aldıkları ve uyguladıkları ana kadar; çalışanların ve emeklilerin, enflasyon tarafından ezildiği gerçeğidir. Öncelikle yapılması gereken, var olan haksızlığın giderilerek, maddi açıdan var olan zararların telafi edilmesi idi. Öyle olmadı. Onlarda; bu kesimlerin maddi açıdan o günkü şartlara göre; ezildiklerini, kabul etmelerine rağmen, o haksızlığı gidermek yerine; ileriye yönelik, var olan haksızlığın korunarak; enflasyon oranında zam verilmesini karalaştırdılar ve o kararı aynen uyguladılar. Yani, enflasyon miktarında üzerine, ek ücret vererek; önceki konumun, devam ettirilmesi gereğini vurguladılar. Böylece, yönetimimiz zamanında d; enflasyon miktarı kadar, zam yapalım, dediler. Bunun yetmediğini görünce refah payı söylemleri ortaya çıktı. Böylece halkın bu kesimlerini rahatlatmayı planladılar. Şimdi öyle uygulamaya devam etmektedirler.
Yani, senelerce önce; bu fikrin çıkışında var olan ezilme gerçeği, devam etmektedir. Son zamanlarda ise, yapılan zamlarda kök maaş gerçeği ortaya çıktı. Yapılan seyyanen zamlar kök maaş olarak Kabul edilmediği için yaklaşık altı milyon emekli, sıkıntı içerisine girdi. Oysa önceden verilen seyyanen zam ile ele geçirilen 7500 TL, baz alınsa idi, bu yeni zamlardan 7500 TL alanlar da yararlaanacaktı. Bir nebze bu kadar şikayet olmayacaktı. Evet, Hükûmet bürokratların planladığı bu acı gerçeği gördü. Bugün Sayın bakan bu durumdaki emekliler için çalışma yapıldığından söz ediyor. Geçti borun pazarı, diye bir darbı mesel vardır. Milyonlarca insanı küstürdünüz. Haaa, yine yapılacak zam Yeterli mi? Hayır…
Kendilerinin yaptıkları zamlara gelince; hep enflasyon tahminine göre, zam uygulamasına devam ettiler. Enflasyonu kim belirliyor? Hangi kıstaslar var? Orası da, ayrı bir tartışma konusudur. On yıl önce Bu Ülkede var olan fiyatlara baktığımız zaman; enflasyon oranının çok üzerinde artışlar olduğunu görmek için; çok fazla araştırma yapmaya gerek yoktur. Bir ev kirası; O gün 1000 lira iken bugün aynı ev; 10000 liraya kiraya veriliyor. Ortalama 700 bin liraya satılan bir daire; Bugün, 3 (üç) milyon liraya satılmaktadır. Bir tas çorba; 3 liradan yirmi beş lira olmuştur.
Bırakın on yılı geçen yıl alınan temel gıda maddeleri bugün üç, beş misli fiyatla satılmaktadır. Beş litre su 3 liradan bugün 12 liraya çıkmıştır. Hayatın uygulandığı alandaki enflasyon rakamları ile; resmi rakamlar örtüşmemektedir. Altın, benzin, döviz, araba, fiyatlarından hiç bahsetmiyorum. Onlar dar gelirli insanların konusu değil, zaten...
Ben zam istemiyorum. Piyasayı siz kontrol edin. Eğer piyasayı kontrol edemezseniz, işte o zaman vereceğiniz hiçbir zam çalışanı, emekliyi koruyamayacaktır… Bakın marketler zincirlerinde satılan ürünler, rafta farklı fiyatta, kasa da farklı fiyatta olarak uygulanmaktadır. Bunu tespit eden resmi rakamların verdikleri para cezaları ise, o zincirlerin bir şubesinin kasasına bir günde giren para miktarındadır. Bu cezalar o yaygın fiyat artışını durdurur mu? Hayır. Siz piyasayı yeteri kadar denetleyin, çöpe atılan ürünleri kimin attığını tespit edin. Tarlalarda çürümeye terk edilen ürünlerin sahiplerine gereken cezaları verin. Bakın bakalım o zaman ne olacak? Bırakın cezayı her yıl biz bir de üreticilere yardım üzerine yardım yapıyoruz.
Ortada var olan bir gerçek var. O da her alanda yeteri kadar denetimin yapılmadığıdır. Verilen cezaların caydırıcı olmadığıdır...
BİZLER GEÇİM STANDARDIMIZ BELİRLENDİKTEN SONRA SİZDEN ZAM İSTEMİYORUZ. O, KADAR