Aslında bugün, belediye meclis toplantısında yaşanılan hadiseye değinecektim. Artık yarın paylaşacağım düşüncelerimi sizlerle. Biraz daha sabredin…
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, bizim göz bebeğimiz. Her fırsatta vurguluyoruz “Sivas için çok değerli bir marka” diye. Ancak Yeni Rektörümüz Ahmet Şengönül Hoca ve arkadaşlarının üniversitenin 51. yıl kutlamalarında verdiği ilk sınav, Cumhuriyet Üniversitesi’nden mezun olmuş birisi olarak beni üzdü. Bazılarınız “ne var bunda canım?” diyebilir. Ama öyle değil işte. Boş koltuklar önünde sıradan bir üniversite muamelesi yapılması. Üstelik 50 bini aşkın öğrencisi ve yüzlerce akademik personeli olan köklü üniversitemizin bu şekilde değersizleştirilmesi açık söyleyeyim, hoşuma gitmedi. Eğreti yapılmış bir organizasyon işte. “Yaptık mı, yaptık” türünden. Ciddiyetsizlik, beceriksizlik ve iş bilmezlik hepsi var. Nasıl olsa bu şehirde pek çok şey “mış gibi yapılıyor” ya o türden işte. Nasıl olsa kimse konuşmaz kimse yazmaz, çizmez. Unutulur gider…
Biz, Alim Yıldız döneminin Cumhuriyet Üniversitesi için kayıp yıllar olduğunu, üniversitenin eş dost ilişkisiyle yönetildiğini yaptığımız onlarca haberlerle eleştirdik. Sivas Kamuoyunun dikkatine sunduk geçmiş dönemi. Yeni rektörle birlikte en azından Cumhuriyet Üniversitesi’nin bir derlenme, toparlanma ve iş barışının sağlandığı bir dönem olmasını umut ettik. Zaten bu söylediklerimi Rektör Hocaya da hayırlı olsun ziyaretimde açıkça ifade ettim. Ancak 51. kuruluş yıl dönümündeki ciddiyetsizlik, umursamazlık dediğim gibi hoşuma gitmedi. Oysa yeni bir yönetim oluşmuş. Yeni bir ekip gelmiş. Üniversitemiz de dile kolay yarım aşırı devirmiş. Böyle sıradan, boş koltuklara bir kutlama olur mu?
Mesela merak ediyorum. Sayın Vali boş koltukları görünce Sayın rektörümüze ne dedi? Mesela programa katılan STK Başkanlarımız boş koltukları görünce nasıl bir yorumda bulundular? Ben söyleyeyim, hiçbirisi memnun olmadı. Zira birkaç kişiyle konuştum. Hoş değil yani bu durum. Siz önce kendi personel ve öğrencilerinizi akademik personelinizi aidiyet duygusu hissettireceksiniz. Programa katılmayan akademik personele de ne çok şey demek, yazmak istiyorum da neyse… Hâlbuki ki, yarım asrı devirmiş bir üniversitenin binlerce öğrencisi var. Yüzlerce başarılı olmuş bürokraside, iş dünyasında, isminden söz ettiren Cumhuriyet Üniversitesi Diplomalı insanımız var. En azından birkaçı davet edilebilirdi. Hülasa ilk sınavda yeni yönetim başarısız oldu. Rektör Hocanın bundan ders çıkarmasını umuyorum. Biz, Cumhuriyet Üniversitesini, Türkiye çapında bir üniversite yapacaksak önce aidiyet duygusunu geliştireceğiz…
Sözün özü takip etmeye, izlemeye devam edeceğiz…