<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Hafta sonu Sivas Barosu’nun seçimleri vardı. Seçim, Hacı Yılmaz Demir ile Fatih Sevim arasında geçti. Kazanan Fatih Sevim oldu. Fatih Beyin listesine baktığımızda deneyimli ve genç avukatların bir araya getirildiğini görüyoruz. Aralarında Yüksel Köse gibi duayen avukatlar da var çok genç isimler de var. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Sivas Barosunda bir değişimin yaşanacağı bekleniyordu ve işin doğrusu sürpriz bir sonuç da çıkmadı. Beklendiği gibi Avukat Fatih Sevim seçimi kazandı. Diğer aday Avukat Hacı Yılmaz Demir’e gelince başkanlık yaptığı dönemde yerel basına biraz mesafeli davrandı. Sadece Sivas Belediyespor Tesislerinde kendisi bir iki defa spor yaparken karşılaştık. Oturup sohbet bile edemedik.</span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Hacı Yılmaz Demir’i, daha çok geçtiğimiz baroların bölünmesi olarak adlandırılan Avukatlık Kanununda yapılan değişiklikle tanıdık. O dönemde hatırlayın başta Ankara ve İstanbul olmak üzere kanunun değiştirilmesini istemeyen avukatlar günlerce eylem yapmış ve bu protesto eylemlerinin bazılarına ise Sivas Barosu’nu temsilen Hacı Yılmaz Demir de katılmış ve destek olmuştu. O zaman Hacı Yılmaz Bey’in bu tutumunun muhafazakâr ve milliyetçi bazı avukatlar tarafından eleştirildiğini hatırlıyorum. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Hafızalarımızı geriye doğru biz de tazelersek başta baro olmak üzere Türk Tabipler Birliği ve bazı bazı mesleki odalar da terör örgütü yandaş ve sempatizanlarının etkin rol aldığı ve zaman zaman da bu gibi meslek odalarının devletin aleyhine açıklamalar yaptığını hepimiz biliyoruz. Yani gözümüzün önünde cereyan etti o dönem bazı olaylar. Mesela Türkiye’nin, Suriye’de teröre karşı içeride ve dışarıda yaptığı operasyonların hep karşısında konumlandılar. Hep devlet aleyhine açıklamalarda bulunup bir bakıma psikolojik savaş yürüttüler. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Hacı Bey, işin hep mesleki boyut ve itibarını düşündüğünü ve mesleki kayıpların önün geçmek için bu kanundaki değişikliğe karşı çıktıklarını ifade etti. Ama olayın bu boyutuyla ilgili düşünce ya da açıklamasını ben hiç görmedim ya da duymadım ya da kaçırdım bilmiyorum ama dediğim gibi Hacı Beyin o günkü stratejisine kızan hatırı sayılır bir avukat grubu vardı ve bu da doğal olarak hafta sonu yapılan seçimlerde gün yüzüne çıktı. </span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt">Sonuçta dediğim gibi Sivas Barosu başkan değişti. Fatih Sevim Bey’e tekrar hayırlı olsun. Adalet mülkün temeli ve bir devletin en temel yapı taşı. Adaleti uygulayamayan devletlerin tarihte bir bir yok olduğunu görüyoruz. Yani ekmek kadar su kadar kıymetlidir adalet. </span></span></span></p>