<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Batılı dergilerin kapaklarında SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN, bir padişah görünümü ile tanıtılmaktadır. Çünkü kendileri gibi düşünmüyor. İsteklerine boyun eğmiyor. Kendi politikasını, kendi üretiyor. Tüm Dünyaya sesleniyor... Batılının O, gözle görmesi normaldir. Asıl bizim kendi insanımızın bunu fark etmesi en büyük dileğimizdir.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Ülkemizi yönetenlerin takip etmiş olduğu dış politika Avrupalı bazı parlamenterler tarafından, bunlar Osmanlı politikalarını uyguluyorlar, amaçları odur. Politikalarının ana teması, Osmanlılar zamanında uygulanan politikaya yakın bir politika anlayışı ile hem yakınındaki komşu ülkelerle hem de uzaklardaki diğer ülkelerle barışa dayalı ama dengeli amacı taşıyan bir yolu takip ediyorlar. Böyle bir amacı kullanıyorlar, diye eleştiriyorlardı. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Özellikle Afrika ziyaretleri dikkat çekmektedir. Çünkü nerde bir zulüm var, Ülkemiz oraya dikkat çekmektedir. Kanayan yaralara deva bulmanın çabası içerisindedir. Son zamanlarda savaşa son vermek adına yapılan gayretler de bu görünüşün bir yansımasıdır. Özellikle Ukrayna yetkililerinin garantör devlet olması için, Ülkemizi istemeleri bunun delilidir. İşte bu yükselişin hemen ardından koro halinde birilerinin başta ABD olmak üzere, hatta içimizdeki bazı gafillerin, Ermeni soykırımından söz etmesi, bu tırmanışın önünü engelleme girişiminden başka bir şey değildir. Oysa hala kimin, kime zulmettiği belgelerle belli iken, sadece bir tarafı suçlamak gibi gayretlerin iyi niyetli olduğu asla düşünülemez.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Sayın Dış İlişkileri yetkililerinin değişik konularda, yapmış olduğu açıklama onların Osmanlı politikası fikrinin destekler mahiyettedir. Hasta adam diyenlere inat, yeniden Cihan Devleti olacağız. Beklentilerimiz bu açıklamanın ışığında yüksektir. Çünkü senelerce İslam Ülkeleri ile bir türlü yapılamayan iletişim sayesinde Ülkemizin Maddi anlamda neler kaybettiği ortadadır. Hacca ve Umreye giden kardeşlerimiz bizzat şahittirler ki; Daha o Ülkelere su bile satmayı beceremeyecek kadar bir iletişim kopukluğu mevcuttu. Doğal olarak iklimin çok sıcak olduğu bu bölgelerde en fazla ihtiyaç hissedilen şey sudur. Bizim Ülkemizde de en fazla bulunan şeylerden biri olmasına rağmen bir türlü çeşitli nedenlerden dolayı su bile satmayı beceremediğimiz bir dış ilişkilerimiz vardı. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Dünya kamuoyuna BM'nin tartışılır hale gelmesini sağlamak, her yiğidin karı değildir. Dünya liderlerinin önünde DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, diye haykırmak, herkese nasip olmaz...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Ben sadece ticari bağlantıdan örnek verdim. Doğal olarak bu kopukluk sadece ticari alanda değil her alanda kendini gösteriyordu. EĞİTİM ALANINDA BİLE uluslararası arena da yeri ve değeri olan Bazı İslam Ülkelerinin fakültelerinden mezun olan gençler denklik sıkıntısını yaşadılar. Bütün bunlara bakınca bu tür ilişkilerde ne kadar zamanla zayıf kaldığımız ortadadır. O nedenle beklentilerimiz yüksektir. Hemen yakınımızda olan bu ülkelerle her alanda kuracağımız kuvvetli bağlar öncelikle kendi Ülkemizin yararına olacaktır. Daha sonra irtibat kurduğumuz her Ülke ile dostluklarımız ve yakınlaşmalarımız devam edecektir. Dünya artık insanları birbirine daha yakın hale getirmiştir. İletişim ağının bu kadar güçlü olduğu bir ortamda kendi kabuğunuza çekilerek, hayatınızı devam ettiremezsiniz. Yaşadığımız zaman bu tür ilişkilerin kuvvetli olmasını gerektirmektedir. O nedenle de kendimizin her alanda çok güçlü ve üretken olmamız lazımdır. Yakın coğrafyamızda bizimle ortak özellikleri olan bir, çok Devlet bulunmaktadır. Bu devletlerin çoğu yüz sene önce Osmanlı toprağı idi. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">ABD Devletinin yeni yüzyıllarda parlayan bir yıldız olduğunu gören zamanın İngiliz politikacıları İngilizceyi ABD’nin resmi dili olarak kabul ettirdikleri zaman ne denli bir iş başardıklarını zamanla görmüşlerdir. İngilizce Uluslararası alanda o dili seven ve sevmeyen herkes tarafından öğrenilmek mecburiyetinde kalınmıştır. Ona bağlı olarak da o dilin hakim olduğu kültürel baskı da o dili kullanmaya başlayan her Ülkenin üzerinde ağırlığını hissettirmiştir. Hatta bazı gelişmekte olan ülkelerin halkı bir İngiliz gibi konuşmayı, bir İngiliz gibi giyinmeyi kendisi için bir üstünlük olarak kabul etmiştir. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Olaya bu zaviyeden baktığımız zaman eğer biz çok güçlü bir şekilde Dünya üzerinde kendimizi kabul ettirebilseydik, bu güç her alanda olsaydı, Bugün Dünya üzerinde bizim dilimiz herkes tarafından öğrenilecek ve kültürümüz insanlar tarafından kabul görecekti. Gıpta ile bakılan Ülke olacaktık.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Son zamanlarda Türkçe konuşan devletler ile yapılan sıcak ilişkiler, bu dilin Dünya gündemine gelmesine sebep olmuştur. Türk birliği, Türk devletlerinin ortak askeri gücü, konumları tartışılmaktadır. </span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Yeni açılan bu yolda, Politikalarımızın her alanda başarılı olmasını dilerim. Hele bu alan Dış politika olunca bu dileğimi daha da fazla dillendiririm. Çünkü bizim kültürümüzden etkilenen, tesirlerin var olduğu, ortak bir-çok şeyi paylaştığımız coğrafyalar oldukça fazladır. Çünkü genellikle aynı soydan, aynı dinden, aynı kültürden gelen insanlarız. Aynı inancı, aynı dili, aynı geleneği, aynı örfü, aynı kültürü benimsemiş insanların kaynaşması daha kolaydır. Oralarda bu ortak kültürün oluşması için çalışmak aynı zamanda Ülkemizi her alanda güçlendirmek, demektir. Unutmayalım, Bugün Osmanlının terk ettiği toprakların bazı yerlerinde hala huzur ve barış ortamı oluşmamıştır. Bugün o, topraklarda elliye yakın devlet vardır. Akdeniz oyunları diye bir spor düzenlemesi var, eğer bu oyunlar yüz sene önce gerçekleşse idi, Osmanlının eyaletleri arasında yapılan bir spor müsabakaları olurdu.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Evet gerçekler, bu kadar açık ve nettir. Selam olsun ecdada... Çanak Kale kara savaşlarının yıl dönümü kutlu olsun. Hala bugün atalarını anmak için, taa Yeni Zelanda'dan buralara kadar gelen buralarda ölen atalarını anmak isteyenlerin çabası da bize örnek olsun... Bizim insanımızdan hala bu şehitliklerin anlam ve önemini bilmeyen milyonlar var...</span></span></p>