ABD Başkan adayına yapılan suikast girişimi, son zamanlarda Ülke başkanlarının bile dilinden 3. Dünya savaşının ayak sesleri olarak yorumlanmaya devam edecek gibi görünmektedir. Ülkelerin birbirlerine karşı sert açıklamaları, yapılan toplantılar, gerçekleştirilen ittifaklar, organize edilen askeri tatbikatlar ortamı daha da germektedir. Ülke liderlerine karşı saldırı girişimleri artmıştır. Yaralanmalar gerçekleşmiştir.
Dünya üzerinde tüm devletler kendi Devletleri ve Milletleri adına verdikleri mücadeleyi kazanmanın yolunun birlik beraberlikten ve en önemlisi fedakarlıktan geçtiğini bilir. Kalkınma ve gelişme planlarını bu ana unsurlar üzerine kurarlar. Çünkü, öncelikle kitleler halindeki insanları bir arada tutacak, onları birbirine bağlayacak, aralarındaki bağı kolay, kolay çözmeyecek çok güçlü bağlantıların olması gerekir. Bu aşamada bunu başaran Dünya Ülkeleri her alanda kendilerini kabul ettirmişlerdir.
Dünyaya genel olarak baktığımız zaman, Dünyayı yönetmeye çalışan güçlerin bu evrelerden geçtiğini görürüz. Dünyanın süper gücü durumunda olan ABD yakın tarihinde çok önemli sıkıntılar çekmiştir. Komşumuz Rusya’nın, son çeyrek yüzyılda yaşadıkları herkesin malumudur. Avrupa Ülkeleri, 2.Dünya savaşı gibi ağır bir çatışmadan çıkmışlardır. Maddi ve Manevi zararın ne kadar olduğu bilinmemektedir. Bütün bunlara rağmen bütün bu saydığımız devletler kısa sürede kendilerini toplamışlar ve Dünyayı yönetmeye talip olmuşlardır. Toplumsal hareketlerine baktığımız zaman onların ortak noktalarını oluşturan değerlere nasıl hürmet ettikleri, nasıl vazgeçilmezler listesine dahil ettikleri ortadadır. Büyük düşünmek böyle olsa gerektir.
Dönüyoruz Ülkemize; Yapılan hiçbir şeyde toplumsal bir uzlaşı sağlayamıyoruz. Tabii ki; yapılan hiçbir şey tam mükemmel değildir. Kabul ediyorum. Ama, kendi kendime sormadan da edemiyorum. Bu Ülkede hiç mi iyi şeyler yapılmıyor. Hangi alanda olursa olsun hiç iyi diyebileceğimiz çalışmamız, davranışımız, hizmetimiz, projemiz, kurum ya da kuruluşlarımız yok mu dur? Doğal olarak vardır. Ancak ,toplumumuzun bu konuda birleşmesi çok zor bir ihtimaldir. Bu da bizim Ülkemizin bir eksikliği olsa gerektir. İktidar ve muhalefet kanadı, ayrı söylemler üzerinde gündem oluşturmaktadırlar.
Oysa ortak değerlerimizde anlaşabilsek, kendi Vatanımızın gelişmesi için kişisel değerlerimizi ve yaralarımızı ikinci plana atabilsek, belki de bizim de O, Ülkeler gibi güçlü olmamız için fazla engel kalmaz. Bilmem farkında mıyız bilmiyorum ama bu Ülkenin gelişmesine, ilerlemesine bizler yeteri kadar katkı sağlayamıyoruz. Önce kendi yararımız öne çıkıyor. Kendi bindiği dalı kesen, Yeryüzünde kaç tane dengesiz vardır. Kendi Milletine bu kadar kindar olan kaç tane insan vardır? Kendi tarihini aşağılayan, hakaret eden kaç tane insan?
Ey Milletim! Siz bu tür olayların etkisinde kalmayın. Siz yine kendi nesillerinizi Vatanını, Milletini seven Milli ve Manevi değerlere bağlı nesiller olarak yetiştirin. Bir gün onlar meyvesini verecektir. Bu değerlere düşman olarak yetişen nesillerinde Yüce Rabbim gözlerini açsın, akıllarını fikirlerini düzeltsin. Bu yaptıklarının kendilerine kötülük yapmak olduğunu anlamalarına yardımcı olsun. Bizlere de bu Ülkede yapılan iyi şeylere sahip çıkmayı nasip etsin.
Böyle çalkantılı günlerde 15 Temmuz kutlamaları gerçekleştiriyoruz. Onun ne demek olduğunu genç nesiller anlatmalıyız... Bir daha yaşanmasın...
Yine böyle ortalığın Dünya genelinde gerginleştirici bir ortamda çalışanlara ve emeklilere yapılacak zam tartışmalarının gölgesinde, yeni yasalar çıkartma çabasında ve Yeni Anayasa'ya ihtiyaç olduğu söylemleri ile giriyoruz... Yani bizim mahallede hava bir başka...
ALLAH BU MİLLETE bir daha 15 Temmuz gibi bir sıkıntıyı yaşatmasın...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?