Dün, gazetemizin manşetten verdiği özel haberimize ayırayım dedim bugünkü yazımı.
Hayat ne yaparsanız yapın geçmişiniz de sizin ayrılmaz bir parçanız oluyor. Öyle anlar oluyor ki, dün yaşadıklarınızı yeri geliyor unutamıyorsunuz. Dünkü haberimiz de böyle bir konu üzerine kurguluydu. Daha doğrusu gerçek bir yaşanmış hikâyeye dayanıyor haberimiz.
17 Mayıs 1998 yılında Hakkâri Çukurca´da Şehit olan hemşerimiz Fuat Topal ve Murat Durmuş´un acemi birliğinde başlayan arkadaşlıkları, usta birliğinde Hakkâri´de de devam etmiş bu güzel arkadaşlıkları. Hani arkadaş dediysek dostluktan da öte bir arkadaşlıktan bahsediyoruz. 73 acemi asker içerisinden 72´si Hakkâri Çukurcuya gidiyor. Terörün en çok salyalarını akıttığı o azgın dönemde. Askerlerden 2´si de sözünü ettiğimiz bu 2 yiğit ve güzel insan. Fuat Topal ile Murat Durmuş.
Acemi askerken de Fuat Topal´ın, atak, gözünü budaktan esirgemeyen bir yapısının olduğunu söylüyor Murat Durmuş. Bir o kadar da bizim neşe kaynağımızdı derken de yüzünün gülümsediğine şahit oluyoruz.
20 yıldır Şehit Arkadaşı Fuat Topal´ı unutmadığını, her şehit haberinde gözlerinin dolduğunu ve aklına silah arkadaşı, can dostu Fuat Topal´ın geldiğini söylüyor, Murat Durmuş. Fuat için hep dua ettiğini de ekliyor konuşmamızda.
Fuat Topal´ın mezarında dua okumak ve ailesini bulmak ve tanışmak için kış günü Sivas´a gelen Murat Durmuş, Şehidimizle ilgili cidden duygulandıran açıklamalarda bulundu. Murat Durmuş, bir bakıma bize insanlığın sadece yeme ve içme işinden ibaret olmadığını ibretlik bir biçimde sözleriyle bize gösteriyor.
Sivaslı Şehidimiz Fuat Topal´ın terhislerine 52 gün kala şehit edildiğini söyleyen Murat Durmuş´un sözleri bizi de duygulandırdı. ?Allah, bize Şehitliği nasip etmedi? diyen bu Yiğit Memleket Evladı, önce Şehidimizin doğum yeri olan Kangal´a gitmiş. Kangal´da, Kaymakamlık ve Askerlik Şubesindeki temasları sonucu Şehit Ailesinin Sivas merkezde olduğunu öğreniyor ve Şehit Aileleri Derneğinin yardımları ile de aileyle irtibat kuruyor.
Şehit Fuat Topal´la ilgili konuşurken sesinin buğulandığını hissettiğimiz devresi Murat Durmuş, ?Fuat´ın bana acemi birliğinde beraberken söylediği bir cümle var. Onu hiç unutamıyorum. Aklımdan çıkmıyor. Bana, devrem ben vurulacağım. Sen bil dedi.? Diyor. Bu cümle herhalde sözün bittiği yer. Hani hep duyarız ya şehit yakınlarından bu da böyle bir şey.
İşte, biz İrade Gazetesi olarak bu ziyareti sizlerle dünkü haberimizde paylaştık. Çok sayıda Şehit yakınından övgü dolu telefon aldık. Biz, tabii bu haberimizi övgü almak için yapmadık. Bu hikâye yaşanmış bir hikâye ve Türkiye´nin bir ucundan şehit in silah arkadaşı kalkıyor, şehit mezarında bu ülkeye ve bu millete bağlılığını ilan ediyor. İşte bizi millet yapan, bizi büyük devlet yapan duygu ve maneviyatın göstergesi bu.
Bu yüksek aidiyet duygusu bizde olduğu sürece evvel Allah, kimse, hiçbir güç bizim sırtımızı yere değdiremez. Eğer biz insan 20 yıl önceki hadiseyi unutmuyorsa ve halâ da yaşıyorsa biz gerçekten milletiz. Söylemek istediğim bu güzel hasletlerimizi çocuklarımıza da temelden öğretmek. Onlara hayatın tozpembe olmadığını, bu coğrafyada, bu vatanda yaşamanın bir maliyetinin, bedelinin olduğunu anlatmak ve öğretmek zorundayız.