USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EBABİLLERİ BEKLERKEN

16-10-2023

On gündür İslam coğrafyası kan ağlıyor, siyonist Yahudi Gazze’yi yerle bir ediyor. İnsanlık âlemi de kılını kıpırdatmadan televizyon kanallarından yapılan bu soykırımı uyuşmuş olarak izliyor. Gazze dediğimiz yer, her tarafı Yahudiler tarafından kuşatılmış, bizde ki birkaç köyünün toprağı kadar bir yüz ölçüme sahip, iki milyondan fazla insanın tam bir sefalet içinde yaşam mücadelesi verdiği, dünyanın en büyük açık cezaevi diyebileceğimiz, mahrumiyetin zirvesinin yaşatıldığı bir yer. Uzun yıllar dünyadan tecrit edilen bu mazlumların çektiği çile yetmezmiş gibi şimdi de  dünya tarihinde hiç görülmemiş bir yoğunlukta tepelerine atılan bombalarla soylarını yok etmeye çalışıyorlar. Acı olan Gazze etrafında ki Müslüman milletler kenara çekilmişler gökten gelecek ebabil kuşlarını beklemekteler.

Yetmiş yıldır zulüm eksilmeden devam ediyor. Çocuk, yaşlı, kadın demeden gözünü kırpmadan acımasızca yok eden insanlık dışı bir cepheyle karşı karşıyayız. Bu cephe öyle geniş ki, sadece İsrail ile sınırlı değil, Amerika başta olmak üzere batı ülkelerinin tamamı bu zulüm cephesinin ortakları. Hiç utanmadan “Filistinlilerin 40 bebeği öldürdüğü” iddiasını başlarında ki bunakları söyleyebiliyor. Zulme bahane olarak  “Parti yapan insanları Filistinliler öldürdü” yalanı da İsrail’e ait, yalanlarını bozan yine  Hamas oldu, partidekilerin çoğunun İsrail askerlerinin Filistinlilere saldırırken partidekilere de ateş açtığını söyledi. Bu sahtekârlar yakın zamanda Irak’ı da akıl almaz iddia ve yalanlarla işgal etmişlerdi.

Gazze’ye ilk bombaların atıldığı andan itibaren Hollanda’dayım. Buradan batıyı gözlemlemeye çalışıyorum. Avrupa’nın neredeyse tamamı Amerikan abisiyle birlikte İsrail’in yanındayız dedi. Hükümetlerin desteği tamam da halkın desteği daha utanç verici, İsrail bayraklarını evlerinin pencerelerine asacak kadar adileştiler. Avrupa’da Gazze’ye karşı en ufak empatiye dahi tahammül yoktur. Düşünce yasaklanamaz diyen ikiyüzlüler,  Gazze’deki insanlık dramına vicdanı sızlayan, duyarsız kalmayanları da tehdit ederek duygularını yasakladılar. Yazıklar olsun. Bunlara göre kurban İsrailli veya batılı olursa herkes şaşkın ve inanılmaz dehşet içindedir. Kurban Türk, Suriyeli, Filistinli yani Müslüman’sa ne şaşıran olur ne de dehşete düşerler. Masum Müslüman çocukların ölmesi, çocukların üzerine fosfor bombalarının atılması savaş suçuymuş, umurlarında değil.

Böylesi kara tabloda tek ülke, canım ülkem Türkiye’min sesi çıkıyor o da gür değil maalesef, düşman gözünü karartmış geliyor, temkinli davranıyoruz. Mazlumlara kol kanat olmaya, akan kan ve gözyaşının durdurulması için diplomasinin her yolunu kullanmaya çalışıyor. Biz bunları yaparken, diğerleri ne yapıyor? Yukarıda yazdım,  ebabil kuşlarını bekliyorlar. Ebrehe’nin filleri Kabe’yi yerle bir etmeye giderken askerleri Peygamber Efendimizin dedesi Abdulmuttalib’in develerini alıp götürüyorlar. Abdulmuttalip develeri Ebrehe’den istiyor. O da diyor ki “Ben Kâbe’yi yıkmaya geldim, sen develeri istiyorsun”  Abdulmuttalip der ki “Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de onu koruyacak sahibi vardır”. Bu görüşme sonrası develer geri veriliyor, Mekke halkı dağlara çekiliyor. Filler Mekke’ye girişte çok zorlanıyor, Kabe’ye giremiyorlar. Bir anda sürü halinde ortaya çıkan ebabil kuşları gaga ve ayaklarında olan taşları ordu üzerine mermi gibi boşaltıyorlar. Koca ordu yerle bir oluyor.

Kabe’yi sahibi kurtarmıştı.  Mazlumun sahibi olan Allahım, bizden hayır yok, gönder ebabillerini, yok etsin zalimleri.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?