Eğitim bir-Sen´de ilk tur tamamlandı. İlk turun sonucu sendikada bir değişimin olacağını işaret ediyor.
İlk turda, Merkez İlçenin 61 Delegesini Halil İbrahim Temiz, 28 Delegesini ise İlhan Karakoç kazandı. Şimdi diğer ilçelerde toplam 61 delegenin yapılacak seçimlerle nasıl bir tablo ortaya çıkacak, göreceğiz. Ancak merkezin bu kadar farklı çıkması sanırım ilçeleri de etkileyecektir. Geçtiğimiz hafta sonu 4 ilçede daha delege seçimi vardı. Şarkışla, Gürün Gemerek ve Suşehri. Bu 4 ilçede de bize söylenilen Halil İbrahim Temiz´in delegelerin çoğunluğunu aldığı şeklinde. Çok büyük bir sürpriz olmazsa Eğitim Bir-Sen´de başkan değişecek.
Sendika üyesi eğitimcilerin vermiş olduğu karara elbette saygı duyulması gerekir. Ve tabii bu sonucun ardından ayrışmaya da son verilmesi gerekir. Bu kadar farkın ortaya çıkması bence sendika yönetimince mesaj olarak algılanmalı. Artık, toplumsal bir hastalığımız olan şucu, bucu hastalığına da bir son vermek lazım. Bakalım, biz de gazete olarak bundan sonra sadece Eğitim Bir-Sen´i değil toplumsal sorumluluk taşıyan, üyesi olan tüm sivil toplum kuruluşlarımızı radarımıza alacağız. Şunu söylemek istiyorum; elbette sivil toplum kuruluşları çok önemli. Toplumun ve meslek gruplarının sorunlarının dile getirilmesinde, seslerinin duyurulmasında ve yukarıda yani hükümet edenlerin nezdinde, oluşturulacak politikalarda mağduriyet yaşanmamsı için kuvvetli ve dengeleyici sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç var. Bu söylediğim Sivas için de geçerli.
Eskiden eşraflar yörenin vicdanı olurdu. Yörenin sesi olarak devreye girer ve yöneticilere tabanın söyleyemediği, cesaret edemediği, çekindiği şeyleri söyler ve bir bakıma toplumun hem vicdanı hem de sesi olurdu. Ama şimdi bu görevi büyük ölçüde stk´lar yapıyor. Sivas olarak güçlü, güvenilir, sözüne itimat edilen stk´lara ihtiyacımız var. Toplumun, yörenin sesi sivil toplumlar olmalı. Olmalı ama stk´lar da birilerinin arpalığı olmamalı. Güç, iktidar ne diyorsa tamam denmemeli, olur denmemeli. Güçlü, saygın, fikir ve proje üretebilen kurumlar olmalı sivil toplum örgütleri. Hele eğitim gibi aciliyeti ve önemi olan bir alanda yapılan yanlışları ve doğruları cesurca ifade etmek, dillendirmek, yerel yöneticilere yol göstermek, genç nüfusumuzun ve çocuklarımızın yetiştirilmesinde eğitim sendikaların önemli görevler icra edeceğini düşünüyorum.
Aslında çok önemli kuruluşlar sendikalar. İlhan Bey´e eleştirilerimiz de zaten bu doğrultudaydı. Şimdi aynısını Halil İbrahim Bey için söylüyorum. Sendika Başkanı olmanızla her şey bitmiyor. Sadece falanca okula benim istediklerim müdür olsun, müdür yardımcısı olsun demekle de iş bitmiyor. Sizden ricam, liyakatı esas alan ciddi bir yaklaşım sergilemeniz. Yoksa bu benim adamım, senin adamın yaklaşımlarıyla siz de gördünüz konu derinleşiyor, iş çetrefilleşiyor. Onun için uyumlu, öngörülü bir yaklaşım esas alınmalı. Yani gerçek manada taşın altına elinizi koymanız. Meslektaşlarınızın tabi ki, haklarını gözetin sendika olarak ama aynı zamanda Sivas´taki binlere varan yavrularımızın, çocuklarımızın hakkını da gözetin?