<p style="text-align:justify">Mesleğe ilk başladığım ilçedeki vergi dairesi, 3. lük plaketi vermek için davet ettiğinde çok şaşırmıştım. <br />
Halbuki gelirim ancak bir asgari ücretli kadardı. <br />
İlçede, İnşaat malzemesi satıcıları, benzin istasyonları, sarraflar da vardı ama sağ olsunlar üçüncülüğe beni layık görmüşlerdi. <br />
Sonraki tayin olduğum İlçede ise 7. olmuş, bu kez plaket değil de belge ile onurlandırılmıştım. <br />
Tabi şaşkınlığım da, plakete oranla, A4 büyüklüğündeki belge kadar artmıştı. <br />
Oysa, buradaki kazancım da sadece iki asgari ücret kadardı. <br />
Hatta gelirim arttı ! diye bir elaman çalıştırmaya başlamış ve kazancı paylaşır olmuştuk. <br />
Bu ilçenin nüfusu öncekinin üç katıydı ve ticari faaliyet de tabii olarak daha fazlaydı: <br />
Ama eksik olmasınlar, onlar da beni yedinciliğe layık bulmuşlardı. <br />
Aradan 10 yıl geçti. <br />
Durumda bir değişiklik olmuş mudur? zannetmiyorum. <br />
Vergi vermiyoruz, vermek istemiyoruz ve vergi kaçırıyoruz. <br />
Aslında;<br />
- Vergi vermeyerek Devletin hakkını, <br />
- Zekat vermeyerek fakirin hakkını, <br />
- İşten kaytararak, çürük iş yaparak ve alırken fazla, verirken eksik tartarak kulların hakkını gasp ediyoruz<br />
Ondan sonra da ilk sıkıntıya düştüğümüzde en çok ses bizden çıkıyor, en çok biz müşteki oluyor ve en sıkı muhalefeti de biz yapıyoruz... <br />
El insaf diyeceğim de, zaten insafı olan bunları yapmazdı değil mi...<br />
</p>