Temmuz ayına yönelik yapılan zamlarda, emekli umduğunu bulamamıştır. Hayal kırıklığı yaşamaktadır.
MEMURA YAPILAN SEYYANEN ZAM BEKLENTİSİ, emeklileri hüsrana uğratmıştır. Oysa iktidarın destekçisi olan bir topluluktur. Sahip çıkılması gerekir.
Bugün çalışana en az maaş alan insan ile en düşüm emekli maaşı alan insan arasında 12 bin TL’lik bir fark oluşmuştur. Bu kabul edilecek bir durum değildir. Ortalama memur 23 bin alırken en düşük emekli maaşı 11 bin TL’yi geçmemektedir.
Çalışan kesimin memnun olup olmadığını bilemeyiz. Herkes kendine göre yorumlar yapabilir. Ancak, emeklilerin durumu ortadadır. Bayram tatilinde kaç tane emekli tatil yerlerine zaman geçirmeye gitmiştir? Gerçek ortadadır. O günlerce tatil yerlerine gitmek için kuyruk oluşturanların çoğunun çalışan olduğunu belirtmek zorundayım. Oysa emekli kesimin çoğu hayatı botunca Ülke şartları nedeni ile o manzarayı belki bir defa bile yaşamamıştır. Yanlış anlaşılmasın biz çalışanlara yapılan zamlara karşı değiliz. Var olan makasa açılımının değerlendirmesini yapıyoruz.
Emekli isyanda... Bu hatadan en kısa zamanda dönülmeli... 13 milyon emekli var...
Şimdiden emekliler sosyal medya üzerinden yerel seçimlerde görüşürüz mesajı vermektedirler. Hatta genel seçimlerdeki uyarılarımız dikkate alınmamış, serzenişinde bulunuyorlar. Hatta bu anlayışla büyük şehirleri nasıl tekrar kazanacaksınız? Diye sitem ediyorlar.
Bu olayın detayına fazla girmek istemiyorum. Rakamlar ve yaşananlar ortadadır. Zam yapılmadan hemen öncesinde domates fiyatlarının on liradan otuz liraya kadar yükselmesinin nedeni ne olabilir?
Resmi kurumlar yeteri kadar denetim yapamıyorlar ise, denetim yapma yetkisini vatandaşa bırakınız. Aynen eskiden uygulanan fiş olayında olduğu gibi, yeni uygulamaları bulup hayata geçiriniz... Devlet demir yumruğunu göstermelidir.
Hala tarlalara çöp niyetine atılan sebze ve meyveler var. Koskoca DEVLET bunlara engel olamıyor mu? Diyorlar...
Devleti yönetmek böyle bir şeydir.
İnsanların bu kızgınlığını, yaşanan huzursuzluğu yazıp uyarmak görevimiz. Çünkü biz bu toplumun içerisinde yaşıyoruz. Bire bir, yüz yüzeyiz. Öyle bürokratlar gibi fanus içerisinde yaşamıyoruz. Sahi çalışan kesimden iktidara destek ne kadardır? Merak ettim. Lojmanlardan çıkan oylar aklıma geldi de...
Eğer piyasayı denetlemeye gücünüz yetmiyor ise, o zaman o piyasa şartları karşısında vatandaşını rahatlatacak, uygulamaları hayata geçirmeniz gerekiyor.
Evet surda bir gedik açmıştık, mukaddes bir gedik idi. O gedik yapılan yanlış uygulamalar ile, geri kapanıyor her halde...
Devlet yeteri kadar denetim yapamıyor. Piyasa kendi kurallarını kendine göre uyguluyor. Sermaye bildiğini, okuyor. İşte sıfır taşıtta yaşanan olaylar, kira tartışmaları, gereksiz yapılan zamlar... Dev Marketlerin tüm uyarılara rağmen zamlar gelmeden fiyat ayarlama girişimleri... Tüm bunlar olurken vatandaş DEVLETİ arıyor. Doğal olarak sebebini yönetenlerden soruyor. Yanlış bir şey yapmıyor...
Evet, yazacak çok şey var uzatmıyorum.
Bilmenizi istediğimi bir gerçek var. Gelirler arasındaki makas gittikçe açılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızı bilgilendirenler, yönlendirenler, eksik ve noksan yönlendiriyorlar. Büyük şehirlerde ev kirası en ucuz ON Bin TL yani bir emekli maaşı. O da, ya bir artı bir, ya da bir salon, bir odadan ibaret olan evlerden söz ediyoruz. Anadolu da farklı değil. Bu fiyatın yarısından aşağı ev yoktur.
PİYASANIN DENETİMİ ŞART... Çok önemli bir ayrıntıdan söz ediyoruz. Yangına körükle gidiyorlar... Seyir mi edeceğiz!!!
Eğer piyasayı yeteri kadar denetleyemiyorsanız, gereğini yapamıyorsanız, halkın size keseceği cezaya hazırlıklı olunuz... Böyle mi yerel seçimlere gireceksiniz!
VESSELAM...