USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GELİR TESTİ HEP YENİLENMELİDİR

10-04-2017

Bu makaleyi önceden yayınlamıştım. Şimdi gereğine inanarak, tekrar hatırlatıyorum. Bu gelir testi uygulamasının yanlışlarını arz etmiştik. Bugün yetkililerin açıklamalarına göre; artık ücretler tek, tip üzerinden yatırılacak. Bir kalemde herkes aynı parayı yatıracak. Kademeli olarak yatırılacak ücret kaldırıldı. Buna da, gücü yetmeyenler; gelir testi yaptırarak, ücretsiz SSK imkanlarından yararlanılacaktır. Yanlıştan geri dönülmesi, güzel bir harekettir. Çünkü toplanamayan 11 milyar gibi bir rakamdan söz edilmektedir. Bu rakam tek ödeme ile, 55 liraya indirilmiştir. Böylece halkın borçlanma durumu 4 milyarlara gerilemiştir. Ödeyemeyenler affedilmiştir. Faizleri silinmiştir. Böylece, bir rahatlama daha yapılmıştır.
Buradaki can alıcı soru şudur. SAYIN YETKİLİLER! Bu SSK primlerini gelir testine göre ikinci, üçüncü dereceden muntazam şekilde yatıran borcuna sadık vatandaşların durumu ne olacaktır? Yatırdıkları fazla miktarlar vatandaşlara geri mi ödenecektir? Yoksa, borcunu zamanında yatırmanın bedeli olarak; boşa yatırmışlar, durumuna mı düşecekleridir? Böyle bir durum, borcuna sadık vatandaşları üzmektedir. Yetkililerden bu durumu da, açıklamalarını bekliyoruz. Yoksa artık vatandaşlar böyle durumlar, yasalar ortaya çıkınca; bu ödemeleri düzgün olarak yatırmanın gereksiz olduğu fikrine kapılarak; ödemeleri yatırmamak gibi, bir durumu tercih edeceklerdir. Bu durum Devlete güveni sarsar. Yetkililerin bu durumu da; açıklığa kavuşturmalarını bekliyoruz?
GELİR TESTİ HEP YENİLENMELİDİR
Ülkemizde kimi insanlar, hala Devletin malı deniz mantığında hareket ediyorlar. Bunun önü alınmalıdır. Özel arabası ile gelip; yeşil kart uygulamasın sahip olan bir insanı, görmek istemiyoruz...
Yeni yeşil kart uygulaması ile ortaya çıkan bir gerçek var. Geçen yıllarda kullanılan yeşil kart sayısının, gelir testi sayesinde yaklaşık bir milyon kişinin üzerinde düştüğü resmi yetkililer tarafından belirtildi. Ancak bu sayı yeterli değildir. Denetimler, her zaman ve sık aralıklarla yapılmalıdır. Bu açıklanan sonuçlardan sonra; Ortaya çıkan sonuç; gerçekten ilginç. Yani bunun açıklaması, Bu Ülkede bir milyonun üzerinde insan yeşil kart hakkı olmadığı halde, yeşil kart kullanıyormuş. Bunun adı modern hırsızlıktır. Kul hakkıdır. Dolaylı çalmadır. Bir insan hakkı olmadığı halde, başka bir deyişle kendisine ait mal, mülk para, araba, ev, arsa v.b. şeyler varken; ben yoksulum diye Devlete müracaat ederek sadece yoksulların istifade edeceği bir durumdan istifade etmeye çalışır. Böyle bir şey insanlığa yakışır mı? Bu konuda bilgisi olanların; yetkilileri haberdar etmeleri; bir VATAN görevidir.
Ayrıca hala, anlaşmalı evlilikler, ölmüş babanın maaşını haksız yere alma, durumları devam etmektedir. Bazı girişimlerle, bir kısmı engellenmiş olsa da; bir kısmı bu alışkanlığa, hırsızlığa devam etmektedir.
Yukarıda sıraladığımız örnek bile; toplumumuzda yok olan, kaybolan manevi yıkıntının bir ifadesidir. İnsanlara hayatın her alanında sadece maddi menfaatlerinin birinci öncül olduğunu, her şeyden önce kendi yararını tercih etmesi gerektiğini, öğretirseniz sonuç ortadadır. Bu tür insan bulunmuş olduğu her ortamda çalıp, çırpmaya devam edecektir. Kimisi fakir olmadığı halde yeşil kart alacak, kimisi kendisini okutup bir mevki kazandıran, Devletine sahte ilaç satacak? Ortada olmayan yapılmayan tıbbi yardımları yaptık, diye fatura ederek Devleti soyacak, Kimileri vergi kaçırarak bu suça ortak olacak, ihalelerde haksız para kazanmanın yollarını arayacak v.s. Böyle bir toplum dürüst olabilir mi? Herkes aynaya bakarak nerede yanlış yaptığına bir baksın. O hak edilmeden cebe atılan paraların bereketi olmadığını, kendisine hayır getirmeyeceğini sorgulasın. Böyle suçların aynı zamanda kul hakkı ihlali, olduğunu bilsin.
İşte, bütün bunları bilebilmesi için onun gönlünde, vicdanında onu denetleyecek bir güç olması gerekir. O da Ancak ALLAH korkusudur. İnanç gücüdür. Siz eğer bunu temin edemez iseniz; toplumun her katmanından yani fakirinden, zenginine kadar Devletten çalmaya devam eder. Bunun yanında cezayı tedbirleri ve en önemlisi denetleme mekanizmalarını geniş tutmak lazımdır.
Bir Ülkede toplumun en zenginleri bile hakkı olmadıkları halde; basit kart parası, havale parası gibi ayrıntılara dikkat ederek haksız kazanç peşine düşer ise, toplumun tüm katmanları ona bağlı olarak, O yapıyor ben de yapacağım mantığı ile aynı hataları yapmaya devam edecektir.
Tekrar ediyorum bunu önüne geçmenin tek yolu inanç ve İman bütünlüğüdür. ALINAN CEZAİ TEDBİRLERİN DE HAYATA GEÇMESİ İLE TAMAMEN ORTADAN KALKMAZ AMMA, SAYISI AZALABİLİR. Bu açıdan insanımızı kötü örneklerle değerlendirmek bile istemiyoruz. Zorumuza gidiyor. Ne oldu bize sahibinden habersiz aldığı malın ücretini ağaç dalına asarak giden nesil bizim ecdadımız değil miydi? Hakkın ve Adaletin yeryüzünde temsilciliğini yapan yine onlar değil miydi? Dünya malının insanlar için bir sınav olduğunu yaşadıkları hayatta en güzel ortaya koyan onlar değil miydi? Ne oldu bize? Neden bu kadar vurdumduymaz olduk. Fakirin ve yetimin hakkını yemenin en büyük vebal olduğunu bilen bizler neden o tür insanların hakkını yemek adına; leş kargaları gibi saldırır olduk.
Kendimize gelelim. Dünya malı dünyada kalır. Bunun örneklerini hayatın her alanında görebiliriz. Dünya malı hırsı, gözümüzü bu kadar bürümesin. Bu gün tatlı, tatlı götürdüğümüze inandığımız, haksız kazandığımız, bu malların; acı, acı hesabının verileceği zaman olacağını unutmayalım. Yine unutmayalım mazlumun şikayeti ile; YÜCE YARATICININ ARASINDA PERDE YOKTUR. Bu tür yanlışlıkları yapmanın, aynı zamanda bir zalimlik olduğunu bilelim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?