Gençlere Dini Öğretim

13-04-2022

1298 OKUNMA

Milletimizin Dini inancı bellidir. Bir anlamda insanımız bu ihtiyacını her zaman gidermeye çalışacaktır. En baskıcı zamanlarda bile bunu becermiştir. İnsan hiçbir şey yapmaz ise bile içerisinden Yüce Rabbi zikredebilir. Böyle yapan bir insana nasıl bu işi yapıyorsun diye tespit edip, cezalandıracaksın. En baskıcı zamanlarda bile insanımız Dini inancına sahip çıkmış, hatta bazı cezalandırmalara karşın bile, bu inanç sistemini öğrenmeye ve zamanla açıktan ibadet etmeye mümkün olduğunca devam etmiştir. Kısacası baskılar bile bu Dini İnancı öğrenmeyi engelleyememiştir. Günümüzde bu işi Diyanet Teşkilatı yapma ve yürütmektedir. Yani şu anda birilerinin karşı olduğu Kuran öğretimi, hatta hafız yetiştirme işlemi yapılmaktadır. Tüm Dini öğretiler Diyanet Teşkilatı örgütleri ile Camilerde, Kuran kurslarında fazlasıyla anlatılmaktadır. İbadetlere yönelik uygulamalar yapılmaktadır. Hatta Devlet denetiminde Hac işleri organize edilmektedir. Kısacası Dini İnancın her türlü incelikleri Diyanet Teşkilatı ve Devletin İlahiyat fakültelerinde, Din Kültürü öğretmeni yetiştiren Fakültelerinde tahsil edilmeye devam edilmektedir. Devlet eli ile her kesimden yetkilinin katıldığı, Dini anmalar, geceler, konferanslar, sempozyumlar yapılmaktadır. Bu etkinliklerde toplumun her kesiminden insanı görmek mümkündür. Ancak, sokaklarda bugün İslam inancının temeli olan, oruç ibadetinin yerine getirilmediğine şahit oluyoruz. Yani bu ibadeti yapan insan sayısı gittikçe azalmaktadır. Bunca çabaya rağmen İslami hassasiyetimiz, azalmaktadır. Bütün bunlara karşılık, Dini temsil eden simgelerin Devletin bazı okullarında okutulmasından neden rahatsız olunur! Bundan amaç nedir. Açıkça Dini eğitime karşı olduklarını Halkın yoğun olarak katılımının sağlandığı platformlarda gündeme getiremeyen bir kısım insanlar, Daha değişik mekanlarda açıkça Dini eğitime karşı olduklarını söylerler. Hatta tüm güçleri ile bunu savunan insanlara saldırırlar. Anlamış değilim. Böyle bir davranış yanlış değil midir? Okullarımızda her türden gerekli, gereksiz birçok şeyin öğretimi yapılırken, neden Halkın büyük bir kısmının istemesine rağmen Dini İnancı temsil eden derslerin okunmasına karşı çıkılır. Sıradan bir ders kadar önemi yok mudur? Felsefe bile ders olarak okutulurken, Bu Dini inancın temeli sayılan Kuran derslerinin seçmeli olarak bile okutulması neden bu kadar hazımsızlık meydana getirir. Körpe beyinlere verilip, verilmeyeceği bile tartışılan bazı konular Devlet eli ile öğretilirken, Dini inanca karşı çıkmak! Anlaşılır gibi değildir. Halk nerede ve nasıl bu İnancı öğrenmek için çaba sarf ederse etsin, haftadan haftaya Cumaya gitsin, Dini bayramlar kutlansın, Hacca gidenler uğurlansın ve karşılansın amma,  Dini temsil eden simgeler Devletin okullarına yanaştırılmasın, uğraşı vardır. Böyle bir anlayış olur mu? Olursa bile ben bu anlayışı nasıl karşılamalıyım. İyi niyetle bakabilir miyim? İşte Halkımızda, kendi Dini inancını serbestçe öğreneceği yerlerden gider öğrenir, kendine göre öğrendiği şeyleri hayatında uygular veya uygulamaya çalışır. Senelerden beri de böyle olmuştur. Bunların Devlet okullarında azıcık bir zamanla elde edilmesi zaten mümkün değildir. Dolayısıyla bu tahsilden elde edilen,   Dini inancı kendisine  yeterli görmeyen insan yukarıda bahsettiğimiz kurumlardan bu açığını kapatmak için çalışacaktır. Ayrıca senelerce okullarda öğretimi yapılan Din Derslerinden Üniversite sınavlarında neden soru çıkmaz? İşte o zaman gençlerin ilgisi bu derse karşı azalmaktadır. Çok önemli bir konuda da şudur.  Sokaklara terk edilen bu çocuklara da birileri tarafından sahip çıkılsa iyi olmaz mı? Örneğin bunları da eğitecek binlerce fedakar ve cefakar öğretmen arkadaşlar acaba bunları eğitmek için dışarıdan mı gelecekler?  Koruyucu aileler devreye girerler mi? Evet, Devlet üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Koruyor, kolluyor, büyütüyor. Topluma adapte etmek için çaba sarf ediyor. Büyük yatırımlar yapıyor. Vah garip ülkem vah... Zavallı ve çaresiz çocuklarım henüz birileri sizi yeteri kadar fark edememiş o nedenle yalnızsınız...  İşte tam da manevi alanda eğitim ve öğretim bu gençlere daha çok lazımdır. Ey insanlar yeri geldiği zaman, biz de Peygambere inanıyoruz, Kuranı tanıyoruz diyen insanlar olarak, sokaklardaki çocuklara sahip çıkınız. Onların eğitiminin yapılmasından bu kadar rahatsız olmayınız. Bakınız, sokağa terk edilmiş bir bebeğe sahip çıkan hemşire hanım, günlerce haberlere konu oldu. İşte, toplumumuzun kanayan yarası olarak ta, bize bir hatırlatmada bulundu. Evet, bu çocuklara, gençlere toplum olarak da sahip çıkmak zorundayız... Su, yatağına  uygun olarak akar, kimse onun seyrini değiştiremez, sadece önüne set koymaya çalışır…