<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Geniş çerçeveden baktığımız zaman; üniversite eğitim süreci; insanları israfa yönelten bir gerçek olarak, ortada durmaktadır. Plansız yapılan atılımlar, bu olumsuzluğu körüklemektedir. Üniversite eğitimi; bir ideal öğretim süreci olmaktan çıkmıştır. Öğrenciler, örgün eğitimde bir bölüm olsun da; hangisi olursa, olsun, mantığı ile okul seçmektedirler. Amaç, istikbali kazanmak adına; yapılan bir eylem değildir. Üniversite kapısından içeri girmektir. O kadar...</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Amaç bu olunca; bu eğitim sürecinde geçen zamanın değerlendirilmesi de; genellikle israf edilen zaman dilimine dahil edilebilir. Doğal olanı, eğer bir meslek sahibi olmak ise; kimi iki yıllık okullarla bu temin edilmektedir. Onlar daha kolay, daha çabuk iş bulmaktadırlar. Hatta bazı ara elemanlar, bu işin yüksek okulunu okumuş adamlardan daha fazla ücret almaktadırlar. Hayata da, kısa yoldan atılmaktadırlar.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Böylece, bu mantıkla örgün öğretime başlayan genç kardeşimiz; üniversite yıllarını kendisine verilmiş özgürlük yılları olarak, kabul edip; bu zamanı boş ve anlamsız şeylerle değerlendirmenin peşine düşmektedir. İlim öğrenmek yerine; daha çok sosyal hayatın içerisinde, eğlence tarafına yönelik kapıları aşındırmaktadır. Sinemalar, kafeler, oyun salonları... Beyhude geçen zaman... En büyük israf; gençliğin yaptığı israftır.</span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif"">Çeşitli şekillerde üniversitelerde okuyan gençlere yönelik yapılan söyleşilerde; bu gerçeği görebiliriz. Öğrenciler kazandıkları üniversitelerde; öğretim elemanı eksikliğinden değil, öğretim elemanlarının yetersiz olduğundan değil; üniversitelerin fiziki şartlarının eksikliğinden değil; bulundukları ortamlardaki sosyal hayatı tanzim eden mekanların eksikliğinden şikayetçi olmaktadırlar. Yani zamanı israf etmenin, parayı israf etmenin, zekayı israf etmenin peşindedir. Her alanda, her bakımdan, kontrolsüz bir hayat tarzı; daha cazip olarak, sunulmaktadır. Böyle bir hayat özleminin getirdiği sıkıntılar, ortadadır.</span></span></p>