Türk televizyonlarında her türlü konuyu barındıran diziler görmeye o kadar alıştık ki birisini izlemeden diğeri başlıyor. Bol entrika, bol kavga gürültü her türlü şey var.
Bu dizileri her hafta görmeye alıştık evet bide üstüne günlük diziler geldi. Her yıl en az 4-5 günlük dizi ve aynı konular.
Yakışıklı bir genç adam, güzeller güzeli ve masum bir genç kız. En başta birbirinden hiç hoşlanmayan bu iki gencin zorluklarla ve entrikalarla savaşı ve kavuşması...
En az 400 bölüm aynı şeyleri soluksuz izlemek, her gün aynı saatte televizyon başına geçmek de kaçınılmaz gerçekler.
Peki bu diziler bize ne katıyor diye hiç düşünüyor muyuz? Belki arada bir ama genel olarak düşünmüyoruz.
Sadece vakit doldurmak için aynı senaryoları yıllarca izliyoruz. Anlamak isteyerek değil de zaman öldürmek için her bölümünü ezberliyoruz. Kendimizle birlikte çocuklarımıza da ezberletiyoruz tabii ki.
Tam da bu yüzden Türk televizyonlarında reyting savaşı hiç bitmiyor. Her kanal bir diğerinden gördüğü dizilerin aynısını kendisi de yapıyor.
Güzellik ve yakışıklılık üzerine kurulmuş ihanet, entrika vb. konular önümüze ısıtılıp ısıtılıp konuluyor.
Sonuç olarak izleyelim ama bağımlı olmayalım. Gerçeği ve kurguyu ayırt edecek olgunluğa ulaşalım ki her şeyin bilincinde insanlar olarak televizyon karşısına geçelim.